Türk edebiyatının usta hikayecilerinden Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Sevincini Bulmak okurlarıyla buluşuyor.
Kutlu, Sevinci Bulmak'ta “dış dünyanın hücumuna karşı kitapların dünyasına sığınan” Suna ile Elif'in hikâyesinianlatıyor. Hikaye, Tanpınar hayranı bir akademisyen olan Suna'nın ve onun dert ortağı, sırdaşı Elif'in hayatlarınagiren insanların, yaşadıkları aşkların, ayrılıklarının, uğradıkları hayal kırıklarının, hüzünlerinin anlatılmasıylaşekilleniyor. Kutlu, “sevincini arayan” ve bütün zorlukların üstesinden gelen kadınların dünyalarını okuyucuyaaçıyor.
Kutlu, yeni kitabında insani ilişkilere değinmekle birlikte günümüz ilişkilerini de sorguluyor.
“Güz.
Nedir güzün güzelliği?
Yaprakların kızırması, sararması, ardından dala elveda diyerek ayva kokan esintinin kolları arasında, bir o yana birbu yana salınarak toprağa düşmesi. Şahane ayrılık, şahane ölüm. Toprak ve yaprak iki sevgili değil midir? Yahutana-oğul. Yaprak düşer, bin parçaya ayrılır, ana kucağında ölür. Bu dramatik kavuşma için yağmurun sayısızbestesi vardır. Taze mezar üstüne yağar, yağar...
Ne zamana kadar?
Kara çevrilip tüm alemi sessizlik kaplayana kadar. Sonra matem sona erer, güneş gülümser. Dallara su yürür vetomurcuk patlar. Toprak ana yavrusunu hayata uçurur. Devran böyle döner.
Pervane alevin etrafında döner döner, aşktan çıldırarak kendini ateşe atar.
Şimdi biz bir aşkın doğumuna şahit olmayacak mıyız? Buna bir şiir yazmayacak mıyız?”
- Açıklama
Türk edebiyatının usta hikayecilerinden Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Sevincini Bulmak okurlarıyla buluşuyor.
Kutlu, Sevinci Bulmak'ta “dış dünyanın hücumuna karşı kitapların dünyasına sığınan” Suna ile Elif'in hikâyesinianlatıyor. Hikaye, Tanpınar hayranı bir akademisyen olan Suna'nın ve onun dert ortağı, sırdaşı Elif'in hayatlarınagiren insanların, yaşadıkları aşkların, ayrılıklarının, uğradıkları hayal kırıklarının, hüzünlerinin anlatılmasıylaşekilleniyor. Kutlu, “sevincini arayan” ve bütün zorlukların üstesinden gelen kadınların dünyalarını okuyucuyaaçıyor.
Kutlu, yeni kitabında insani ilişkilere değinmekle birlikte günümüz ilişkilerini de sorguluyor.
“Güz.
Nedir güzün güzelliği?
Yaprakların kızırması, sararması, ardından dala elveda diyerek ayva kokan esintinin kolları arasında, bir o yana birbu yana salınarak toprağa düşmesi. Şahane ayrılık, şahane ölüm. Toprak ve yaprak iki sevgili değil midir? Yahutana-oğul. Yaprak düşer, bin parçaya ayrılır, ana kucağında ölür. Bu dramatik kavuşma için yağmurun sayısızbestesi vardır. Taze mezar üstüne yağar, yağar...
Ne zamana kadar?
Kara çevrilip tüm alemi sessizlik kaplayana kadar. Sonra matem sona erer, güneş gülümser. Dallara su yürür vetomurcuk patlar. Toprak ana yavrusunu hayata uçurur. Devran böyle döner.
Pervane alevin etrafında döner döner, aşktan çıldırarak kendini ateşe atar.
Şimdi biz bir aşkın doğumuna şahit olmayacak mıyız? Buna bir şiir yazmayacak mıyız?”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.