Şiirden İki Aylık Şiir Dergisi Sayı: 57 Ocak - Şubat 2020
Bu sayıda, Metin Cengiz'in 2008 Frankfurt Kitap Fuarı üstüne izlenimlerini okuyacağız. Bu sayının şair dosyası Neşe Yaşın. Cemil Okyay, Yavuz Özdem ve Cafer Yıldırım Neşe Yaşın şiiri üstüne düşünüp kaleme alırken söyleşi bir diğer önemli şair Emel Kaya tarafından yapıldı. Tamer Öncül Metin Cengiz'in Eleştiri ve Şiir üstüne düşüncelerini kaleme aldı. Çayan Okuduci Yavuz Özdem şiiri üstüne uzun bir yazıyla düşüncelerini açıkladı. Doğan Fuat Kıbrıslı şair Ruhsan İskifoğlu şiiri üstüne yazdı. Bu sayının yazarları şöyle: Yazılarıyla: Metin Cengiz, Cemil Okyay, Yavuz Özdem, Cafer Yıldırım, Tamer Öncül, Çayan Okuduci, Doğan Fuat, Söyleşi:Emel Kaya, Muharrem Sönmez, Şiirleriyle Valeriu Stancu, Amir Or, Serge Basso de Marches, Girgis Shoukry, Noemi Laslo, Ramune Brundzaité, Celâl Soycan, Orhan Alkaya, Muzaffer Kale, Cafer Yıldırım, Yaprak Öz, Senem Gökel, Müesser Yeniay, Hasan Ildız, Kamil Çağlar Aksu, İbrahim Kamberoğlu, Erol Tufan, Mehmet Tektemür, Fatoş Asya Akbay, Cansu Aydın, Orhan Emre, Taha İhsan Çetin, Özlem Turgut Şili, Zehra Betül, Figen Şentürk. Çeviri: metin Cengiz, Sedef Ecer, Ruhsan İskifoğlu, Yaprak Öz, Günay Taşdemir, Bedros Dağlıyan.
Yavuz Özdem'in hazırladığı Bazen Bir Şiir sayfalarının bu sayıdaki konuğu Zehra Betül.
Editörden
Şiir üzerine düşünmek, düşünce üretmek bizde pek alışılmış bir alan değil. Eleştiri konusu bile "ne demiş" gibi beylik dize açıklamasından öteye gidemezken buna bir de şimdi şiirden kopuk, yazdığını sözümona destekler Derrida, Adorno, Jameson, Eagleaton vb. gibi takdir kazanmış yazar/düşünürlerden alıntılarla şişirilmiş bir yazı yazmak formu eklendi. Dergiler bu bağlamda dökülüyor. Sözümona yazanın ne derin olduğunu gösterir bu yazılarda referans yazar/düşünürlerin gerçekte düşünceleri de bilinmemekte. Yazıya bakıyorsunuz, şiirle tek alakası şu: Yabancı yazar/düşünür/felsefecilere referans ile çatılmış bol soslu atmasyondan sonra şiirden alıntıların olması. Aynı konuda telif yazılar ise bu yazılara referans yapıldığında hesaplaşmak zorunlu olduğundan genellikle görmezlikten gelinir. Yani sükut suikasti. Ya da farklı bir tutumla Amerika yeniden keşfedilir ama o konuda son dönemde yazılan yazılara değinilmez. Diyelim hakikat üzerine yazıyor kişi, o konuda daha yeni yazılmış en az otuz-kırk telif yazı varken bunlardan tek kelime söz edilmez. Ama eskimiş, miyadı dolmuş alıntılarla bir yazı kotarılır. Ya da adam oturmuş imge hakkında koskoca bir kitap yazmış, imge konusunda ülkede yazılmış tek kitaptan söz bile etmez. Bu nasıl bir cüret? Bu nasıl bir aymazlık? Böyle bir yerde eleştiri bilincinin gelişmesi mümkün mü? Bir de kitap hakkında eleştiri bilincine katkı olsun diye yazıldığının söylenmesi? Olana bitene tüy dikmek gibi bir şey bu. Tek kelimeyle bir eleştiri bilinci gaspı. Utanılası bir olay. Ama ülkemizde her konuda dibe vurulduğu için olmayan eleştiri bilincinin yeniyetme araştırmacılarda, heveskarlarda olmasını beklemek nafile.
Oysa araştırma yapmak, incelemek, eleştiri öncelikle bir düşünce namusu gerektirir. Araştırmacı, inceleme yapan kişi, nesnesine tarafsız yaklaşır ve diyelim ki ülkemizde imge hakkındaki düşüncenin ya da hakikat-şiir ilişkisinin gelişmesi hakkında yazılıyorsa amaca odaklanarak bu konuda yazanlar alıntılarla zikredilip yazıların konuyla ilgili taşıdığı önem açıklanarak bugüne değin gelinir. Kimi yazılar düşünce olarak daha önceki bir yazının tekrarı ise buna değinilip önemli görülene geçilir. Ama hiç sözünü etmemek yapan kim olursa olsun haksızlıktır.
Şiirden Dergisi'ne gelen bazı yazıları böyle olduğu, hatta Şiirden'de aynı konuda daha önce yazılmış yazılardan habersiz olunduğu ortadayken, hakkımızda kötü söz söylenmesin düşüncesiyle, yazı kıtlığı, ya da başka saiklerle yayımladık. Bu sebeple önce çuvaldızı kendimize batırdık ve okuyucudan özür diledik, diliyoruz bu ilkeye uyamadığımız için. Bunu daha önce de açıklamıştık.
Gençlerden gelen yazıları ise yetersiz de olsalar teşvik amacıyla kullandık, kullanacağız ama bu kuralları sürekli anımsatarak.
Bu sayıdan itibaren Metin Cengiz'in festival yazılarına yer vereceğiz. Böylece festivallerin şiire varsa katkısı daha bir görülmüş olacak. Ayrıca bir gelenek oluşmasındaki tartışmasız yeri de böyle yazıları arattırıyor. Festivallerin kültürlerin en yetkin tartışma-kaynaşma ortamlarından biri olması da ayrı bir konu.
Bu sayının "Şiir Belleği"nin şairi Neşe Yaşın. Bu sayıda yayımlamayı planladığımız 1. dosya "Modern Şiirde Hazzın Kaynağı " daha sonraki sayılara kaldı. Yazı yazacak şair-yazar bulamamak en büyük dert. Bu konuya daha önceki "editör" yazılarında değinmiş, dergi çıkarmanın önündeki en büyük sorun olduğunu belirtmiştik. Maddi kaynak yaratmaktan daha büyük bir sıkıntı bu. Şiir konusundaki bolluğa karşın daha yazı yazmanın en küçük kurallarını bile bilmeyen bir şiir yazarı devasa toplumsal kesim!
- Açıklama
Bu sayıda, Metin Cengiz'in 2008 Frankfurt Kitap Fuarı üstüne izlenimlerini okuyacağız. Bu sayının şair dosyası Neşe Yaşın. Cemil Okyay, Yavuz Özdem ve Cafer Yıldırım Neşe Yaşın şiiri üstüne düşünüp kaleme alırken söyleşi bir diğer önemli şair Emel Kaya tarafından yapıldı. Tamer Öncül Metin Cengiz'in Eleştiri ve Şiir üstüne düşüncelerini kaleme aldı. Çayan Okuduci Yavuz Özdem şiiri üstüne uzun bir yazıyla düşüncelerini açıkladı. Doğan Fuat Kıbrıslı şair Ruhsan İskifoğlu şiiri üstüne yazdı. Bu sayının yazarları şöyle: Yazılarıyla: Metin Cengiz, Cemil Okyay, Yavuz Özdem, Cafer Yıldırım, Tamer Öncül, Çayan Okuduci, Doğan Fuat, Söyleşi:Emel Kaya, Muharrem Sönmez, Şiirleriyle Valeriu Stancu, Amir Or, Serge Basso de Marches, Girgis Shoukry, Noemi Laslo, Ramune Brundzaité, Celâl Soycan, Orhan Alkaya, Muzaffer Kale, Cafer Yıldırım, Yaprak Öz, Senem Gökel, Müesser Yeniay, Hasan Ildız, Kamil Çağlar Aksu, İbrahim Kamberoğlu, Erol Tufan, Mehmet Tektemür, Fatoş Asya Akbay, Cansu Aydın, Orhan Emre, Taha İhsan Çetin, Özlem Turgut Şili, Zehra Betül, Figen Şentürk. Çeviri: metin Cengiz, Sedef Ecer, Ruhsan İskifoğlu, Yaprak Öz, Günay Taşdemir, Bedros Dağlıyan.
Yavuz Özdem'in hazırladığı Bazen Bir Şiir sayfalarının bu sayıdaki konuğu Zehra Betül.
Editörden
Şiir üzerine düşünmek, düşünce üretmek bizde pek alışılmış bir alan değil. Eleştiri konusu bile "ne demiş" gibi beylik dize açıklamasından öteye gidemezken buna bir de şimdi şiirden kopuk, yazdığını sözümona destekler Derrida, Adorno, Jameson, Eagleaton vb. gibi takdir kazanmış yazar/düşünürlerden alıntılarla şişirilmiş bir yazı yazmak formu eklendi. Dergiler bu bağlamda dökülüyor. Sözümona yazanın ne derin olduğunu gösterir bu yazılarda referans yazar/düşünürlerin gerçekte düşünceleri de bilinmemekte. Yazıya bakıyorsunuz, şiirle tek alakası şu: Yabancı yazar/düşünür/felsefecilere referans ile çatılmış bol soslu atmasyondan sonra şiirden alıntıların olması. Aynı konuda telif yazılar ise bu yazılara referans yapıldığında hesaplaşmak zorunlu olduğundan genellikle görmezlikten gelinir. Yani sükut suikasti. Ya da farklı bir tutumla Amerika yeniden keşfedilir ama o konuda son dönemde yazılan yazılara değinilmez. Diyelim hakikat üzerine yazıyor kişi, o konuda daha yeni yazılmış en az otuz-kırk telif yazı varken bunlardan tek kelime söz edilmez. Ama eskimiş, miyadı dolmuş alıntılarla bir yazı kotarılır. Ya da adam oturmuş imge hakkında koskoca bir kitap yazmış, imge konusunda ülkede yazılmış tek kitaptan söz bile etmez. Bu nasıl bir cüret? Bu nasıl bir aymazlık? Böyle bir yerde eleştiri bilincinin gelişmesi mümkün mü? Bir de kitap hakkında eleştiri bilincine katkı olsun diye yazıldığının söylenmesi? Olana bitene tüy dikmek gibi bir şey bu. Tek kelimeyle bir eleştiri bilinci gaspı. Utanılası bir olay. Ama ülkemizde her konuda dibe vurulduğu için olmayan eleştiri bilincinin yeniyetme araştırmacılarda, heveskarlarda olmasını beklemek nafile.
Oysa araştırma yapmak, incelemek, eleştiri öncelikle bir düşünce namusu gerektirir. Araştırmacı, inceleme yapan kişi, nesnesine tarafsız yaklaşır ve diyelim ki ülkemizde imge hakkındaki düşüncenin ya da hakikat-şiir ilişkisinin gelişmesi hakkında yazılıyorsa amaca odaklanarak bu konuda yazanlar alıntılarla zikredilip yazıların konuyla ilgili taşıdığı önem açıklanarak bugüne değin gelinir. Kimi yazılar düşünce olarak daha önceki bir yazının tekrarı ise buna değinilip önemli görülene geçilir. Ama hiç sözünü etmemek yapan kim olursa olsun haksızlıktır.Şiirden Dergisi'ne gelen bazı yazıları böyle olduğu, hatta Şiirden'de aynı konuda daha önce yazılmış yazılardan habersiz olunduğu ortadayken, hakkımızda kötü söz söylenmesin düşüncesiyle, yazı kıtlığı, ya da başka saiklerle yayımladık. Bu sebeple önce çuvaldızı kendimize batırdık ve okuyucudan özür diledik, diliyoruz bu ilkeye uyamadığımız için. Bunu daha önce de açıklamıştık.
Gençlerden gelen yazıları ise yetersiz de olsalar teşvik amacıyla kullandık, kullanacağız ama bu kuralları sürekli anımsatarak.
Bu sayıdan itibaren Metin Cengiz'in festival yazılarına yer vereceğiz. Böylece festivallerin şiire varsa katkısı daha bir görülmüş olacak. Ayrıca bir gelenek oluşmasındaki tartışmasız yeri de böyle yazıları arattırıyor. Festivallerin kültürlerin en yetkin tartışma-kaynaşma ortamlarından biri olması da ayrı bir konu.
Bu sayının "Şiir Belleği"nin şairi Neşe Yaşın. Bu sayıda yayımlamayı planladığımız 1. dosya "Modern Şiirde Hazzın Kaynağı " daha sonraki sayılara kaldı. Yazı yazacak şair-yazar bulamamak en büyük dert. Bu konuya daha önceki "editör" yazılarında değinmiş, dergi çıkarmanın önündeki en büyük sorun olduğunu belirtmiştik. Maddi kaynak yaratmaktan daha büyük bir sıkıntı bu. Şiir konusundaki bolluğa karşın daha yazı yazmanın en küçük kurallarını bile bilmeyen bir şiir yazarı devasa toplumsal kesim!
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.