Sinema...Sinema
Henry Miller'ın çok sevdiğim bir kitabından yürüttüğüm bir deyimle “merdivenin dibinde gülümseme” mümkün mü diye düşünüyorum. Her yıl olduğu gibi bu tersliklere, düzey düşüklüklerine, zorluklara bakıp umutsuzluğa mı düşelim? Üstelik “nice yazlardan sonra?” Çehov'un Vişne Bahçesi'ndeki kentsoylular gibi “uzaklarda hep gergin durduğunu sandığımız yay boşalınca” gözyaşlarına ve karamsarlığa mı kapılalım?
1965-1976 yılları arasında Türk Sinematek'inin kurucularından biri ve aynı zamanda yöneticisi olarak görev yapan yazar, şair Onat Kutlar dünya sinemasına ilişkin yazılarını Sinema Bir Şenliktir (1985) kitabında bir araya getirmişti. Dünya sinemasını daima yakından takip ederken Türk Sineması'nın içinden geçtiği bunalımlarda nabzını tutmayı, Türk Sineması üstüne eleştirel düşünceler üretmeyi de sürdürdü, güncel tartışmalarda aktif rol almaktan geri durmadı. Sinema.. Sinema Onat Kutlar'ın arşivinde kalan, kitaplaşmamış konuşmalarını, dönemin sinema gündemi üstüne yazılarını –sansür tartışmaları, ulusal Türk sineması için alan araştırmaları vb.bir araya getiriyor.
“Sanatçı eserini yaratırken iç içe birçok çemberin merkezinde bulunduğunu unutmamalıdır. Yeryüzü, yeryüzünün tarihi, içinde yaşadığı toplum, bu toplumun geçmişi, kendisi ve kendi tarihi yani yaşantısı. En sade bir özü bile verirken bütün bu bağlamı göz önünde tutmak zorundadır. Kurşununu gez, göz ve arpacık aynı hizaya gelmeden atan, hedefi bulamaz. Bütün bu bağlamın ortak ürünü, bütün bu açıların ortak ve mutlu odağıdır başarılmış eser. Tıpkı yaşantımız gibi gerçektir. Benim yaşantımda sahici bir noktadır. Toplumumun özelliklerini ve tarihini derin köklerinde gizler. Yeryüzünü ve onun deneylerini kapsar. Yani kişisel, ulusal ve evrenseldir. Bu özü, benim yaşantımın gerçek bir yönünü belirleyen herhangi bir görüntüde bulabilirim.”
(Onat Kutlar, “Ulusal Türk Sineması İçin Alan Araştırmaları”)
- Açıklama
Henry Miller'ın çok sevdiğim bir kitabından yürüttüğüm bir deyimle “merdivenin dibinde gülümseme” mümkün mü diye düşünüyorum. Her yıl olduğu gibi bu tersliklere, düzey düşüklüklerine, zorluklara bakıp umutsuzluğa mı düşelim? Üstelik “nice yazlardan sonra?” Çehov'un Vişne Bahçesi'ndeki kentsoylular gibi “uzaklarda hep gergin durduğunu sandığımız yay boşalınca” gözyaşlarına ve karamsarlığa mı kapılalım?
1965-1976 yılları arasında Türk Sinematek'inin kurucularından biri ve aynı zamanda yöneticisi olarak görev yapan yazar, şair Onat Kutlar dünya sinemasına ilişkin yazılarını Sinema Bir Şenliktir (1985) kitabında bir araya getirmişti. Dünya sinemasını daima yakından takip ederken Türk Sineması'nın içinden geçtiği bunalımlarda nabzını tutmayı, Türk Sineması üstüne eleştirel düşünceler üretmeyi de sürdürdü, güncel tartışmalarda aktif rol almaktan geri durmadı. Sinema.. Sinema Onat Kutlar'ın arşivinde kalan, kitaplaşmamış konuşmalarını, dönemin sinema gündemi üstüne yazılarını –sansür tartışmaları, ulusal Türk sineması için alan araştırmaları vb.bir araya getiriyor.
“Sanatçı eserini yaratırken iç içe birçok çemberin merkezinde bulunduğunu unutmamalıdır. Yeryüzü, yeryüzünün tarihi, içinde yaşadığı toplum, bu toplumun geçmişi, kendisi ve kendi tarihi yani yaşantısı. En sade bir özü bile verirken bütün bu bağlamı göz önünde tutmak zorundadır. Kurşununu gez, göz ve arpacık aynı hizaya gelmeden atan, hedefi bulamaz. Bütün bu bağlamın ortak ürünü, bütün bu açıların ortak ve mutlu odağıdır başarılmış eser. Tıpkı yaşantımız gibi gerçektir. Benim yaşantımda sahici bir noktadır. Toplumumun özelliklerini ve tarihini derin köklerinde gizler. Yeryüzünü ve onun deneylerini kapsar. Yani kişisel, ulusal ve evrenseldir. Bu özü, benim yaşantımın gerçek bir yönünü belirleyen herhangi bir görüntüde bulabilirim.”
(Onat Kutlar, “Ulusal Türk Sineması İçin Alan Araştırmaları”)
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.