Koşullarınızın yapısı ve çapı yürüyeceğiniz yolu da belirler. Bazen “… başka ne yapabilirdim ki!” lafını duyardık ondan. Evet, başka ne yapılabilirdi ki! Bu, kaderci düşünmek değil ama kader bu(ydu). Ondan kaçamayacağınız zamanlar olur. Çünkü bazen kaderiniz her yanınıza duvarlar örerek sizi bir yola sokup mezbahaya sürülen öküz gibi yürünecek tek yol bırakır size ve başka yolunuz olmadığından bu cendereden çıkmak için o tek yolu yürümeniz gerekir ki işte tercihiniz gibi duran önünüzdeki engeli böyle kolaylıkla (çürük raporuyla) kaldır(a)mamak, o tek yolun adı olan kaderinizle bir savaşınızın olması ve kazanılması zorunluluğundandır.
Evet, zorunluluklarınız tercihinize, tercihiniz de savaşınıza dönüşür. Cevcet savaşmak zorundaydı. Bütün zorluklara ve zorunluluklara rağmen askerliğini bitirmek zorundaydı. Çünkü kaderiniz aynı zamanda yarın da karşılaşabileceğiniz hayatınızdır ve “yarın”ınız, kaderinizde olacakları görmeyi istememek için bugün bunlara katlanmak olur. Katlanmanın adı da savaşınız olur. Çünkü en başta en zayıflar için hayat, başkasının ötesini berisini düzenlediği bir meydandır ve Cevcet o meydandadır; üstelik tek yolu vardı(r) ve bölükte yalnız da değildi(r)…
Bu romanda, Laniye adlı hayali ülkede bir sınır bölüğünde geçen olaylar anlatılır. En başta adalet sorgusunun yapıldığı, çok katmanlı, yer yer büyük bir şiire dönüşen bu eser; yokluğun, yoksunluğun, umudun ve umutsuzluğun, gücün (imkân ve imkânsızlığın), ayrımcılığın (“biz” ve “öteki”nin), ormanın, … ve “hayvan”ın dünyasına girer; hiyerarşi ile geleneklerin ördüğü bu bir bölüklük yaşam düzenindeki (desen) zaman tünelini, insanı anlamak adına ramp ışıkları yönünde yansıtır; olanlara mütevazı cevaplar verir.
- Açıklama
Koşullarınızın yapısı ve çapı yürüyeceğiniz yolu da belirler. Bazen “… başka ne yapabilirdim ki!” lafını duyardık ondan. Evet, başka ne yapılabilirdi ki! Bu, kaderci düşünmek değil ama kader bu(ydu). Ondan kaçamayacağınız zamanlar olur. Çünkü bazen kaderiniz her yanınıza duvarlar örerek sizi bir yola sokup mezbahaya sürülen öküz gibi yürünecek tek yol bırakır size ve başka yolunuz olmadığından bu cendereden çıkmak için o tek yolu yürümeniz gerekir ki işte tercihiniz gibi duran önünüzdeki engeli böyle kolaylıkla (çürük raporuyla) kaldır(a)mamak, o tek yolun adı olan kaderinizle bir savaşınızın olması ve kazanılması zorunluluğundandır.
Evet, zorunluluklarınız tercihinize, tercihiniz de savaşınıza dönüşür. Cevcet savaşmak zorundaydı. Bütün zorluklara ve zorunluluklara rağmen askerliğini bitirmek zorundaydı. Çünkü kaderiniz aynı zamanda yarın da karşılaşabileceğiniz hayatınızdır ve “yarın”ınız, kaderinizde olacakları görmeyi istememek için bugün bunlara katlanmak olur. Katlanmanın adı da savaşınız olur. Çünkü en başta en zayıflar için hayat, başkasının ötesini berisini düzenlediği bir meydandır ve Cevcet o meydandadır; üstelik tek yolu vardı(r) ve bölükte yalnız da değildi(r)…
Bu romanda, Laniye adlı hayali ülkede bir sınır bölüğünde geçen olaylar anlatılır. En başta adalet sorgusunun yapıldığı, çok katmanlı, yer yer büyük bir şiire dönüşen bu eser; yokluğun, yoksunluğun, umudun ve umutsuzluğun, gücün (imkân ve imkânsızlığın), ayrımcılığın (“biz” ve “öteki”nin), ormanın, … ve “hayvan”ın dünyasına girer; hiyerarşi ile geleneklerin ördüğü bu bir bölüklük yaşam düzenindeki (desen) zaman tünelini, insanı anlamak adına ramp ışıkları yönünde yansıtır; olanlara mütevazı cevaplar verir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.