Sıraselviler'de Bir Otel Odası
Çoğumuz için hayat beklemekse ve ancak her şeyi kaybettikten sonra bekleyecek bir şeyimiz kalmıyorsa, işte belki o zaman çıkmaya kalkışacağımız asıl yolculuktan önce hangi türküyü söylemek geçecek aklınızdan: "Delice bir ağlamak gelir içimden..."
Oysa, içinizdeki delice bir gitme cesareti de olsa, ne kadar uzaklaşabilirsiniz bulunduğunuz kıyıdan? Şuşa'dan gelip bir konferansa katılır, sonra binerseniz bir Ankara - İstanbul otobüsüne. Kaderiniz değişecektir, babanızdan dinlediğiniz ve çocukluğunuzdan beri sokaklarında dolaşmayı hayal ettiğiniz bu büyülü şehirde, İstanbul'da. Karnınızı ucuz lokantalarından birinde paranızı kuruş kuruş hesaplayarak doyurduğunuzda, radyodan yükselen Yasemin Kumral'ın "Geldi geçti ömrüm benim Şol yel esip geçmiş gibi" diyen kırık sesi, "Efsus ki yarim gece geldi gece getti/Heç bilmedim ömrüm nece geldi nece getti" şarkısına dönüşünce, sizi yıkılmaktan alıkoyan bir yaşama sevincini hissedersiniz hala.
Kaderin sizi hangi köşede beklediğini bilebilir misiniz, peki? Nâzım'ın, Orhan Veli'nin, Yahya Kemal'in eşliğinde gezilen bir şehrin, aynı zamanda o gezginin yazgısı olacağını tahmin edebilir misiniz? Her biri birer kalp sancısı gibi gelen anıların bir "yol öyküsü"ne dönüşeceğini? Bir otel odasının uzunca bir ömrün karşılığı olacağını?
Size Anar'ı sunuyoruz; Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı'nın modern hikâyedeki en büyük ismini.
- Açıklama
Çoğumuz için hayat beklemekse ve ancak her şeyi kaybettikten sonra bekleyecek bir şeyimiz kalmıyorsa, işte belki o zaman çıkmaya kalkışacağımız asıl yolculuktan önce hangi türküyü söylemek geçecek aklınızdan: "Delice bir ağlamak gelir içimden..."
Oysa, içinizdeki delice bir gitme cesareti de olsa, ne kadar uzaklaşabilirsiniz bulunduğunuz kıyıdan? Şuşa'dan gelip bir konferansa katılır, sonra binerseniz bir Ankara - İstanbul otobüsüne. Kaderiniz değişecektir, babanızdan dinlediğiniz ve çocukluğunuzdan beri sokaklarında dolaşmayı hayal ettiğiniz bu büyülü şehirde, İstanbul'da. Karnınızı ucuz lokantalarından birinde paranızı kuruş kuruş hesaplayarak doyurduğunuzda, radyodan yükselen Yasemin Kumral'ın "Geldi geçti ömrüm benim Şol yel esip geçmiş gibi" diyen kırık sesi, "Efsus ki yarim gece geldi gece getti/Heç bilmedim ömrüm nece geldi nece getti" şarkısına dönüşünce, sizi yıkılmaktan alıkoyan bir yaşama sevincini hissedersiniz hala.
Kaderin sizi hangi köşede beklediğini bilebilir misiniz, peki? Nâzım'ın, Orhan Veli'nin, Yahya Kemal'in eşliğinde gezilen bir şehrin, aynı zamanda o gezginin yazgısı olacağını tahmin edebilir misiniz? Her biri birer kalp sancısı gibi gelen anıların bir "yol öyküsü"ne dönüşeceğini? Bir otel odasının uzunca bir ömrün karşılığı olacağını?
Size Anar'ı sunuyoruz; Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı'nın modern hikâyedeki en büyük ismini.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.