%35
Sisli Hayatlar Mertcan Gönen
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052960202
Boyut
13.00x19.50
Sayfa Sayısı
180
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-04
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Sisli Hayatlar

Yayınevi : Cinius Yayınları
54,00TL
35,10TL
%35
Satışta değil
9786052960202
715896
Sisli Hayatlar
Sisli Hayatlar
35.10

İstanbul'a dönüp konuşmaya başladı.

Küçükken ne anlama geldiğini bilmediğim veda sözcüğü, bugünlerde en iyi yapabildiğim ve en çok yaptığım eylem haline geldi. Oysa ne güzel başlamıştı ömrüm. Küçüktüm, dertsizdim, tasasızdım, kısacası mutluydum. Çocukluğumun en güzel günlerinde çöktü karabulutlar üzerime ve bir daha terk etmedi beni. Sonrası mı? Vedalar, vedalar, vedalar…

Çok şeyde gözüm yoktu oysa küçük bir avuç dolusu mutluluktu beklentim hayattan. Meğer hayatın, çok şeyde gözü varmış; en çok da mutluluğumda. Birbirlerinden nefret eden insanların nefret ettikleri yanında iken, benim neden çok sevdiklerim yanımda yok. Zor anlayabildim: Meğer hayat iyilerin kazanabileceği bir yer değilmiş.
Hüzünlerimin sürekliliği kadar sürekli oldu vedalarım çoktu. Mutluluklarım kadardı, dostlarım, sevdiklerim; yoktu. Her şey geldi, gitti, değişti; bir kaybetme alışkanlığıma zeval gelmedi. Hayatımın özetini bir kâğıda dökecek olsaydım, yalnızca bir kelime yazardım: kaybettim. Olsun, hep kaybedelim. Belki bizim kaybettiklerimizi birileri bulup, seviniyordur. Kendi hayatımızda sevinecek bir şey bulamıyorsak, biz de başkalarının sevinmesine seviniriz. İnsanız sonuçta, bir şeylere sevinmeye ihtiyacımız var. Aslında gerek yoktu son bir konuşmaya ama alıkoyamıyorum kendimi veda sohbetlerinden, ne varsa bu vedalarda?.
Hani derler ya ‘Seni yeneceğim İstanbul, seni yeneceğim' diye. Ben seni yenemedim İstanbul, seni yenemedim…

  • Açıklama
    • İstanbul'a dönüp konuşmaya başladı.

      Küçükken ne anlama geldiğini bilmediğim veda sözcüğü, bugünlerde en iyi yapabildiğim ve en çok yaptığım eylem haline geldi. Oysa ne güzel başlamıştı ömrüm. Küçüktüm, dertsizdim, tasasızdım, kısacası mutluydum. Çocukluğumun en güzel günlerinde çöktü karabulutlar üzerime ve bir daha terk etmedi beni. Sonrası mı? Vedalar, vedalar, vedalar…

      Çok şeyde gözüm yoktu oysa küçük bir avuç dolusu mutluluktu beklentim hayattan. Meğer hayatın, çok şeyde gözü varmış; en çok da mutluluğumda. Birbirlerinden nefret eden insanların nefret ettikleri yanında iken, benim neden çok sevdiklerim yanımda yok. Zor anlayabildim: Meğer hayat iyilerin kazanabileceği bir yer değilmiş.
      Hüzünlerimin sürekliliği kadar sürekli oldu vedalarım çoktu. Mutluluklarım kadardı, dostlarım, sevdiklerim; yoktu. Her şey geldi, gitti, değişti; bir kaybetme alışkanlığıma zeval gelmedi. Hayatımın özetini bir kâğıda dökecek olsaydım, yalnızca bir kelime yazardım: kaybettim. Olsun, hep kaybedelim. Belki bizim kaybettiklerimizi birileri bulup, seviniyordur. Kendi hayatımızda sevinecek bir şey bulamıyorsak, biz de başkalarının sevinmesine seviniriz. İnsanız sonuçta, bir şeylere sevinmeye ihtiyacımız var. Aslında gerek yoktu son bir konuşmaya ama alıkoyamıyorum kendimi veda sohbetlerinden, ne varsa bu vedalarda?.
      Hani derler ya ‘Seni yeneceğim İstanbul, seni yeneceğim' diye. Ben seni yenemedim İstanbul, seni yenemedim…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat