Siyah Gözler
1911'de yayımlanan Siyah Gözler, âşık bir erkek tarafından sevilen ve ilişkide çok da etkin olmayan kadın kalıbını tersyüz eden bir anlatı. Cemil Süleyman bu kısacık romanda, tutkulu bir kadının saplantılı duygularına odaklanırken erkeği arka planda bırakarak çağının ötesine geçmeyi başarıyor.
Toplumsal baskıların gölgesinde yaşanan bu ilişkide arzudan kuşkuya, kıskançlığa uzanan “hummalı” marazi aşkın anlatımındaki başarı, bir dönemin ünlü romanı Siyah Gözler'i günümüze de taşıyor.
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim...”
Cemil Süleyman (Alyanakoğlu) (1886-1940) Tıbbiye'deki öğrenciliği sırasında Halit Ziya ve Mehmet Rauf etkisinde hikâyeler ve düzyazı şiirler yazarak edebiyat dünyasına adım atar. Karantina İdaresi'nde başladığı hekimlik görevine veba salgını sebebiyle ülkenin pek çok yerinde devam eder, sıhhiye müdürlüğü yapar.
Fecr-i Âti topluluğunun en ünlü romancısı kabul edilen Cemil Süleyman, hayatının büyük bölümünü cephe gerilerinde doktorluk yaparak geçirdiği ve birkaç yıl Arabistan'da yaşadığı için sanat çevrelerinden uzakta kalmıştır. Konularını hayattan aldığını söylediği yapıtlarında hekim kahramanlara ve hastalıklı tiplere sıkça rastlanır; hasta-hekim ilişkileri, veremli kadınlar gibi konuları da işlediği için Doktor Cemil adıyla ünlenir. Timsal-i Aşk adlı hikâye kitabı Fecr-i Âti Kütüphanesi yayınlarının ilk kitabıdır. Cemil Süleyman'ın dili, dönemindeki yazarlara oranla sadedir.
Mutsuz ilişkileri, kadın ruhunu, hastalıklı duyguları başarılı bir biçimde anlatan yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
- Açıklama
1911'de yayımlanan Siyah Gözler, âşık bir erkek tarafından sevilen ve ilişkide çok da etkin olmayan kadın kalıbını tersyüz eden bir anlatı. Cemil Süleyman bu kısacık romanda, tutkulu bir kadının saplantılı duygularına odaklanırken erkeği arka planda bırakarak çağının ötesine geçmeyi başarıyor.
Toplumsal baskıların gölgesinde yaşanan bu ilişkide arzudan kuşkuya, kıskançlığa uzanan “hummalı” marazi aşkın anlatımındaki başarı, bir dönemin ünlü romanı Siyah Gözler'i günümüze de taşıyor.
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim...”
Cemil Süleyman (Alyanakoğlu) (1886-1940) Tıbbiye'deki öğrenciliği sırasında Halit Ziya ve Mehmet Rauf etkisinde hikâyeler ve düzyazı şiirler yazarak edebiyat dünyasına adım atar. Karantina İdaresi'nde başladığı hekimlik görevine veba salgını sebebiyle ülkenin pek çok yerinde devam eder, sıhhiye müdürlüğü yapar.
Fecr-i Âti topluluğunun en ünlü romancısı kabul edilen Cemil Süleyman, hayatının büyük bölümünü cephe gerilerinde doktorluk yaparak geçirdiği ve birkaç yıl Arabistan'da yaşadığı için sanat çevrelerinden uzakta kalmıştır. Konularını hayattan aldığını söylediği yapıtlarında hekim kahramanlara ve hastalıklı tiplere sıkça rastlanır; hasta-hekim ilişkileri, veremli kadınlar gibi konuları da işlediği için Doktor Cemil adıyla ünlenir. Timsal-i Aşk adlı hikâye kitabı Fecr-i Âti Kütüphanesi yayınlarının ilk kitabıdır. Cemil Süleyman'ın dili, dönemindeki yazarlara oranla sadedir.
Mutsuz ilişkileri, kadın ruhunu, hastalıklı duyguları başarılı bir biçimde anlatan yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.