Son Sardunyalar (1980)
Kırk yıl önce yaşananlar bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Tankların sadece sokak aralarından değil yüreğimizin tam üstünden geçtiği o günlere yolculuk ediyoruz. Yazar Ahunur Açıkbaş ilk kitabı Son Sardunyalar'da 12 Eylül dönemini çok farklı bir bakış açısıyla anlatıyor.
Karakolların sadece mahallelerde değil dönemin zalimlerinin kararmış vicdanlarında kurulduğu günler… Kayıp sevgililere olan hasretin, aşkın, adresi belirsiz mektuplara yazıldığı o karanlık günler. Bir sarılmanın, bir bakışın bir ömre bedel olduğu, gözyaşlarının şarkılara karışıp içlere aktığı, sevdaların bile gözaltına alındığı o tutsak günler… Aşkların titreyen dudaklarda ‘Neredesin sen?' şarkısı olduğu o hüzünlü günler… İki genç kızın hayatın kıyılarına vura vura büyümeleri... Yüreklerin kuytu yerlerine sıkışıp kalmış çocukluk aşkları...
Ahunur Açıkbaş, o karanlık günleri anlatırken bizleri bazen çiçeklerle dolu bahçelerde koşturuyor, bazen de bir ailenin, annelerin, teyzelerin bereketli sofralarına oturtuyor. Ülkede demir parmaklıklar ardı ardına insanların üzerine kapatılırken çiçekler açmaya devam ediyor. Anlıyoruz ki zulme en çok çiçekler direniyor.
- Açıklama
Kırk yıl önce yaşananlar bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Tankların sadece sokak aralarından değil yüreğimizin tam üstünden geçtiği o günlere yolculuk ediyoruz. Yazar Ahunur Açıkbaş ilk kitabı Son Sardunyalar'da 12 Eylül dönemini çok farklı bir bakış açısıyla anlatıyor.
Karakolların sadece mahallelerde değil dönemin zalimlerinin kararmış vicdanlarında kurulduğu günler… Kayıp sevgililere olan hasretin, aşkın, adresi belirsiz mektuplara yazıldığı o karanlık günler. Bir sarılmanın, bir bakışın bir ömre bedel olduğu, gözyaşlarının şarkılara karışıp içlere aktığı, sevdaların bile gözaltına alındığı o tutsak günler… Aşkların titreyen dudaklarda ‘Neredesin sen?' şarkısı olduğu o hüzünlü günler… İki genç kızın hayatın kıyılarına vura vura büyümeleri... Yüreklerin kuytu yerlerine sıkışıp kalmış çocukluk aşkları...Ahunur Açıkbaş, o karanlık günleri anlatırken bizleri bazen çiçeklerle dolu bahçelerde koşturuyor, bazen de bir ailenin, annelerin, teyzelerin bereketli sofralarına oturtuyor. Ülkede demir parmaklıklar ardı ardına insanların üzerine kapatılırken çiçekler açmaya devam ediyor. Anlıyoruz ki zulme en çok çiçekler direniyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.