Sosyal Devrim - İhtilal1902
Devrim/İhtilal kavramı kadar üzerinde bu kadar çok tartışmanın olduğu çok az kavram vardır. Bu kısmen, hiçbir şeyin bu kavram kadar mevcut çıkarlara ve önyargılara aykırı olmamasına ve kısmen de çok az şeyin bu kadar belirsiz olmasına bağlanabilir.
Kural olarak, olaylar nesneler gibi keskin bir şekilde tanımlanamaz. Bu, özellikle son derece karmaşık olan, toplum ilerledikçe ve insanlığın işbirliği biçimleri daha çeşitli hale geldikçe daha da karmaşıklaşan sosyal olaylar için de geçerlidir. Bu olayların en karmaşıklarından birisi, insanlar arasındaki ortak faaliyetin alışılmış biçimlerinin tam bir dönüşümü olan Sosyal Devrimdir/İhtilaldir.
O nedenle, herkesin kullandığı, ancak bunların her birinin farklı bir anlamda kullandığı bu kelimenin, bazen aynı kişiler tarafından farklı zamanlarda ve çok farklı anlamlarda kullanılmasına hiç şaşırmamak gerekir. Zira devrim/ihtilal kelimesini bazıları devrim/ihtilal barikatlarından, kale yangınlarından, giyotinlerden, Eylül katliamlarından ve her türlü iğrenç şeylerin bileşiminden ve bunların bir araya gelmesinden ibaret olarak anlamaktadırlar. Diğerleri ise, Amerika'nın keşfi veya buhar makinesinin icadı örneklerinde olduğu gibi, kelimenin tüm acısını ortadan kaldırmaya ve devrim/ihtilal sözcüğünü toplumun büyük ama algılanamayan ve barışçıl dönüşümleri anlamında kullanmaya çalışmaktadırlar. Bu iki tanım arasında birçok yönden anlam farkı olduğu son derece aşikârdır.
Marks, Politik Ekonominin Eleştirisi isimli eserinin girişinde, sosyal devrimi/ihtilali, toplumun ekonomik temellerindeki bir değişiklikten kaynaklanan, toplumun hukuki ve siyasi üst yapısını oluşturan temellerinin az çok hızlı bir şekilde dönüştürülmesi olarak tanımlar. Eğer buhar makinesinden veya Amerika'nın keşfinden kaynaklanan örnekler gibi bu tanıma yakın durursak, "ekonomik temellerdeki değişiklikleri" sosyal devrim fikrinden hemen çıkarız. Zira bu değişiklikler devrimin/ihtilalin kendisi değil, aksine devrimin/ihtilalin nedenleridir.
- Açıklama
Devrim/İhtilal kavramı kadar üzerinde bu kadar çok tartışmanın olduğu çok az kavram vardır. Bu kısmen, hiçbir şeyin bu kavram kadar mevcut çıkarlara ve önyargılara aykırı olmamasına ve kısmen de çok az şeyin bu kadar belirsiz olmasına bağlanabilir.
Kural olarak, olaylar nesneler gibi keskin bir şekilde tanımlanamaz. Bu, özellikle son derece karmaşık olan, toplum ilerledikçe ve insanlığın işbirliği biçimleri daha çeşitli hale geldikçe daha da karmaşıklaşan sosyal olaylar için de geçerlidir. Bu olayların en karmaşıklarından birisi, insanlar arasındaki ortak faaliyetin alışılmış biçimlerinin tam bir dönüşümü olan Sosyal Devrimdir/İhtilaldir.
O nedenle, herkesin kullandığı, ancak bunların her birinin farklı bir anlamda kullandığı bu kelimenin, bazen aynı kişiler tarafından farklı zamanlarda ve çok farklı anlamlarda kullanılmasına hiç şaşırmamak gerekir. Zira devrim/ihtilal kelimesini bazıları devrim/ihtilal barikatlarından, kale yangınlarından, giyotinlerden, Eylül katliamlarından ve her türlü iğrenç şeylerin bileşiminden ve bunların bir araya gelmesinden ibaret olarak anlamaktadırlar. Diğerleri ise, Amerika'nın keşfi veya buhar makinesinin icadı örneklerinde olduğu gibi, kelimenin tüm acısını ortadan kaldırmaya ve devrim/ihtilal sözcüğünü toplumun büyük ama algılanamayan ve barışçıl dönüşümleri anlamında kullanmaya çalışmaktadırlar. Bu iki tanım arasında birçok yönden anlam farkı olduğu son derece aşikârdır.
Marks, Politik Ekonominin Eleştirisi isimli eserinin girişinde, sosyal devrimi/ihtilali, toplumun ekonomik temellerindeki bir değişiklikten kaynaklanan, toplumun hukuki ve siyasi üst yapısını oluşturan temellerinin az çok hızlı bir şekilde dönüştürülmesi olarak tanımlar. Eğer buhar makinesinden veya Amerika'nın keşfinden kaynaklanan örnekler gibi bu tanıma yakın durursak, "ekonomik temellerdeki değişiklikleri" sosyal devrim fikrinden hemen çıkarız. Zira bu değişiklikler devrimin/ihtilalin kendisi değil, aksine devrimin/ihtilalin nedenleridir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.