Sosyal Kültürel Değişme
Korsan baskılarla kurumsal çoğaltmalar sayılmazsa, ilk baskısından yıllar sonra, Sosyal Kültürel Değişme adlı denemenin ikinci baskısı…
Neler oldu? Daha doğrusu, neler olmadı ki şu son 40 yılda? Bildik dünya belki sona erdi, tarih oldu ama bugün, bilinmeyen bir geleceğin eşiğinde yaşıyoruz.
Ülkemizde, Batı'nın desteklediği 12 Eylül 1980 cuntası, Demir Perde' nin yıkılması, Dünya gücü Sovyetler Birliği'nin kendiliğinden dağılması, Soğuk Savaş'ın sona ermesi, iki kutuplu Dünya'da ABD egemenliği, Çin'in ekonomik bir güç olması, Teknoloji ve İletişim Devrimi'nin, “Küreselleşen Dünya” söyleminin ve Uluslararası Sermaye' nin “Dünya Köyü” nde bir refah, barış ve bilgi toplumu yaratması beklenirken; zengin yoksul uçurumunun büyümesi, “İmkanlarımızın Ötesinde Yaşama” politikalarının büyük yapısal bunalımlara, bölgesel, etnik ve dinsel savaşlara, post modern çağların geleceğini tehdit eden çevre ve iklim sorunlarına yol açması, nükleer güçler kulübünün büyümesi vb, vd..
Emperyalist Batı'nın desteğiyle Türkiye'de iktidara gelen, hemen her şeyi satıp savurarak seçimler kazanıp, dışa bağımlı bir tüketim toplumu yaratan Cemaatler Ortaklığı'nın, laik Cumhuriyeti çağdışı bir Arap-İslam topluluğuna dönüştürme girişimleri, Ortadoğu dengelerini altüst eden bir “Arap Baharı” nda, bir bölge lideri olarak yalnızlaşan ve etnik bölünme tehdidi karşısında kutuplaştırılan ülkenin ilan edilmemiş bir çatışmaya sürüklenmesi, vb…
Yaşanan değişmeleri olumlu ya da olumsuz, hatta önemsiz bulan bazı kişiler, topluluklar ve kurumlar olabilir. İlk baskıya eklediğim “Güncelleme 2016” bölümünde, eşi benzeri görülmemiş Sosyal-Kültürel Değişmeler' in boyutlarını, sorunlarını ve basılı kaynaklarını tanıttım. 1970'lerde, “vaktinden önce yazılmış” bir deneme olarak değerlendirilen araştırmanın, bu kez okunup anlaşılacağını ve laik Cumhuriyetimizin barışçı geleceğine hizmet edeceğini umuyorum.
- Açıklama
Korsan baskılarla kurumsal çoğaltmalar sayılmazsa, ilk baskısından yıllar sonra, Sosyal Kültürel Değişme adlı denemenin ikinci baskısı…
Neler oldu? Daha doğrusu, neler olmadı ki şu son 40 yılda? Bildik dünya belki sona erdi, tarih oldu ama bugün, bilinmeyen bir geleceğin eşiğinde yaşıyoruz.
Ülkemizde, Batı'nın desteklediği 12 Eylül 1980 cuntası, Demir Perde' nin yıkılması, Dünya gücü Sovyetler Birliği'nin kendiliğinden dağılması, Soğuk Savaş'ın sona ermesi, iki kutuplu Dünya'da ABD egemenliği, Çin'in ekonomik bir güç olması, Teknoloji ve İletişim Devrimi'nin, “Küreselleşen Dünya” söyleminin ve Uluslararası Sermaye' nin “Dünya Köyü” nde bir refah, barış ve bilgi toplumu yaratması beklenirken; zengin yoksul uçurumunun büyümesi, “İmkanlarımızın Ötesinde Yaşama” politikalarının büyük yapısal bunalımlara, bölgesel, etnik ve dinsel savaşlara, post modern çağların geleceğini tehdit eden çevre ve iklim sorunlarına yol açması, nükleer güçler kulübünün büyümesi vb, vd..
Emperyalist Batı'nın desteğiyle Türkiye'de iktidara gelen, hemen her şeyi satıp savurarak seçimler kazanıp, dışa bağımlı bir tüketim toplumu yaratan Cemaatler Ortaklığı'nın, laik Cumhuriyeti çağdışı bir Arap-İslam topluluğuna dönüştürme girişimleri, Ortadoğu dengelerini altüst eden bir “Arap Baharı” nda, bir bölge lideri olarak yalnızlaşan ve etnik bölünme tehdidi karşısında kutuplaştırılan ülkenin ilan edilmemiş bir çatışmaya sürüklenmesi, vb…
Yaşanan değişmeleri olumlu ya da olumsuz, hatta önemsiz bulan bazı kişiler, topluluklar ve kurumlar olabilir. İlk baskıya eklediğim “Güncelleme 2016” bölümünde, eşi benzeri görülmemiş Sosyal-Kültürel Değişmeler' in boyutlarını, sorunlarını ve basılı kaynaklarını tanıttım. 1970'lerde, “vaktinden önce yazılmış” bir deneme olarak değerlendirilen araştırmanın, bu kez okunup anlaşılacağını ve laik Cumhuriyetimizin barışçı geleceğine hizmet edeceğini umuyorum.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.