%30
Stefan Zweig Seti (6 Kitap Takım) Stefan Zweig
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
2789788610530
Boyut
12.50x19.50
Sayfa Sayısı
515
Basım Yeri
İstanbul
Basım Tarihi
2017
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Stefan Zweig Seti (6 Kitap Takım)

Yazar: Stefan Zweig
Yayınevi : İndigo Kitap
90,00TL
63,00TL
%30
Satışta değil
2789788610530
766458
Stefan Zweig Seti (6 Kitap Takım)
Stefan Zweig Seti (6 Kitap Takım)
63.00

İndigo Yayınevi'nin Stefan Zweig kitapları şimdi 6 kitaplık set halinde! Set içerisinde Stefan Zweig'ın en çok sevilen kitapları yer alıyor.

Olağan Üstü Bir Gece

Olağanüstü Bir Gece, sıradan ve tasasız bir hayat yaşarken ailesinden kalan mirasla bir anda varoluşunu temelden sorgulayan bir adamın hikâyesi… Hayata karşı duyarsızlaşan, duygularını yitiren ve hissetmeyi unutan bir adamın sadece bir gecede ruhunun derinliklerinden gelen ve toplumun çizgisinden çıkmasına neden olan bir sorgulama…

İnsan olmanın ne olduğu, tutkunun ve en dibe vurmanın yoğunluğu Stefan Zweig'in derinden düşündüren bu eserinde okurlarla buluşuyor. Hayatını sorgulayarak ruhsal bir dönüşüme giden sıradan bir adamın olağanüstü bir gecesi…


Korku

Stefan Zweig'in 1920'de kaleme aldığı ve bir kadının duyguları üzerine yazdığı, en etkili hikâyelerinden birisi olan Korku, burjuva yaşamın kapılarından girerek kadın erkek ilişkilerini dramatik bir dille anlatıyor okurlara.

Korkunun insan ruhunu adım adım ele geçirdiği hikâyede; utanç duygusu, suçluluk ve öfkeyle dolup taşan bir kadının dünyası, en can alıcı noktalarıyla gözler önüne seriliyor.

Varoluşun sorgulanması, kadın erkek ilişkilerinin iç yüzü ve toplumsal baskıların insanları nasıl değiştirdiği Stefan Zweig'in gerçekçi ve detaycı üslubuyla Korku hikâyesinde ele alınıyor.


Satranç

Satranç, görünüşte bir gemide yolları tesadüfen kesişen bir satranç şampiyonu, hırslı oyuncular ve tutukluluğu sırasında gizlice ele geçirdiği bir satranç kılavuzundan öğrendiği oyunlarla kendi zihninde kaybolmuş Dr. B'nin hikâyesi gibi görünür. Oysa âdeta yazarın bir veda mektubu niteliği taşımaktadır. Stefan Zweig, muhteşem ve gerilim dolu bir kurguyla kaleme aldığı bu öyküyü Brezilya'dayken yazmış ve intihar etmeden kısa bir süre önce tamamlamıştır. Hikâye, Avrupa kültürünün Nazi tehlikesi altında yok oluşuna, zorbalık ve baskı gören toplumların ruhsal gelgitlerine ve çalkantılarına ışık tutar. Zweig, gizliden gizliye kendi hayatında da yaşadığı baskılar ve sürgünü, Satranç hikâyesinin içinde kimi zaman eğlenceli, kimi zaman da derinden etkileyici sahnelerle harmanlayarak okuyucuya sunmuştur.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Zweig'ın 1920'li yılların sonunda kaleme aldığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, tek taraflı bir aşkın naif anlatımıdır. Marjinal karakterleri ve eşine az rastlanır psikolojik çözümlemeleriyle okuyucuyu kendine hayran bırakan yazar, bu kez de âşık olan bir kadının saplantılı duygularını kaleme almıştır. Bir ömür süren suskunluğun “isimsiz” bir mektupla son buluşu aşk, sadakat ve mutluluğun anlamlarını okuyucuya bir kez daha sorgulatırken, hikâye aynı zamanda Zweig'ın psikolog yanını belirgin biçimde ortaya koyuyor....


Bir Kadının Yaşamından 24 Saat


Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Monte Carlo'da bir gece, intiharın eşiğindeki başarısız bir diplomatla karşılaşan kadının toplamdaki bir gününü anlatır. Ancak söz konusu zaman aralığı, kadının hayatının en heyecanlı ama sonu hayal kırıklığı ile biten en korkunç günüdür.

Özgürlüğünü ilan ederek tutkularının peşinden giden bu kadının hikâyesi, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın ‘aristokrat' tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla da dikkat çeker.

Zweig, olağanüstü gözlem yeteneği ve güçlü cümleleri ile bir kadının kalbinin derinliklerine inerek, aşk ve tutku kavramlarını yeniden sorgulatıyor.


Amok Koşucusu

Amok Koşucusu ikilemlerin hikâyesidir, vicdanıyla aklı arasında kalanların hikâyesi… Aynı zamanda bir delilik hali...

Hint Adaları'nda doktorluk yapan adama günün birinde zengin bir kadın gelir, çaresizce doktordan yardım ister, fakat doktor onu reddeder. Kadının zenginliği ve tavırları onu öfkelendirir. Fakat sonrasında, bir insanın hayatını hiçe saydığını düşünen doktor, kadına yardım etmediği için pişman olur ve koşmaya başlar, halk arasında Amok diye bilinen ölümcül delilik halinin pençesine düşmüştür. Önüne gelen her şeyi yok ederek koşar ve en sonunda kendisi de yok olur.

Stefan Zweig, hayatının bir yansımasını aktardığı bu hikâyede, intihar kavramını, korkuları ve bir insanın yaşadığı çıkmazları kendine has tarzıyla okurlarına aktarmayı başarıyor.

  • Açıklama
    • İndigo Yayınevi'nin Stefan Zweig kitapları şimdi 6 kitaplık set halinde! Set içerisinde Stefan Zweig'ın en çok sevilen kitapları yer alıyor.

      Olağan Üstü Bir Gece

      Olağanüstü Bir Gece, sıradan ve tasasız bir hayat yaşarken ailesinden kalan mirasla bir anda varoluşunu temelden sorgulayan bir adamın hikâyesi… Hayata karşı duyarsızlaşan, duygularını yitiren ve hissetmeyi unutan bir adamın sadece bir gecede ruhunun derinliklerinden gelen ve toplumun çizgisinden çıkmasına neden olan bir sorgulama…

      İnsan olmanın ne olduğu, tutkunun ve en dibe vurmanın yoğunluğu Stefan Zweig'in derinden düşündüren bu eserinde okurlarla buluşuyor. Hayatını sorgulayarak ruhsal bir dönüşüme giden sıradan bir adamın olağanüstü bir gecesi…


      Korku

      Stefan Zweig'in 1920'de kaleme aldığı ve bir kadının duyguları üzerine yazdığı, en etkili hikâyelerinden birisi olan Korku, burjuva yaşamın kapılarından girerek kadın erkek ilişkilerini dramatik bir dille anlatıyor okurlara.

      Korkunun insan ruhunu adım adım ele geçirdiği hikâyede; utanç duygusu, suçluluk ve öfkeyle dolup taşan bir kadının dünyası, en can alıcı noktalarıyla gözler önüne seriliyor.

      Varoluşun sorgulanması, kadın erkek ilişkilerinin iç yüzü ve toplumsal baskıların insanları nasıl değiştirdiği Stefan Zweig'in gerçekçi ve detaycı üslubuyla Korku hikâyesinde ele alınıyor.


      Satranç

      Satranç, görünüşte bir gemide yolları tesadüfen kesişen bir satranç şampiyonu, hırslı oyuncular ve tutukluluğu sırasında gizlice ele geçirdiği bir satranç kılavuzundan öğrendiği oyunlarla kendi zihninde kaybolmuş Dr. B'nin hikâyesi gibi görünür. Oysa âdeta yazarın bir veda mektubu niteliği taşımaktadır. Stefan Zweig, muhteşem ve gerilim dolu bir kurguyla kaleme aldığı bu öyküyü Brezilya'dayken yazmış ve intihar etmeden kısa bir süre önce tamamlamıştır. Hikâye, Avrupa kültürünün Nazi tehlikesi altında yok oluşuna, zorbalık ve baskı gören toplumların ruhsal gelgitlerine ve çalkantılarına ışık tutar. Zweig, gizliden gizliye kendi hayatında da yaşadığı baskılar ve sürgünü, Satranç hikâyesinin içinde kimi zaman eğlenceli, kimi zaman da derinden etkileyici sahnelerle harmanlayarak okuyucuya sunmuştur.

      Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

      Zweig'ın 1920'li yılların sonunda kaleme aldığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, tek taraflı bir aşkın naif anlatımıdır. Marjinal karakterleri ve eşine az rastlanır psikolojik çözümlemeleriyle okuyucuyu kendine hayran bırakan yazar, bu kez de âşık olan bir kadının saplantılı duygularını kaleme almıştır. Bir ömür süren suskunluğun “isimsiz” bir mektupla son buluşu aşk, sadakat ve mutluluğun anlamlarını okuyucuya bir kez daha sorgulatırken, hikâye aynı zamanda Zweig'ın psikolog yanını belirgin biçimde ortaya koyuyor....


      Bir Kadının Yaşamından 24 Saat


      Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Monte Carlo'da bir gece, intiharın eşiğindeki başarısız bir diplomatla karşılaşan kadının toplamdaki bir gününü anlatır. Ancak söz konusu zaman aralığı, kadının hayatının en heyecanlı ama sonu hayal kırıklığı ile biten en korkunç günüdür.

      Özgürlüğünü ilan ederek tutkularının peşinden giden bu kadının hikâyesi, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın ‘aristokrat' tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla da dikkat çeker.

      Zweig, olağanüstü gözlem yeteneği ve güçlü cümleleri ile bir kadının kalbinin derinliklerine inerek, aşk ve tutku kavramlarını yeniden sorgulatıyor.


      Amok Koşucusu

      Amok Koşucusu ikilemlerin hikâyesidir, vicdanıyla aklı arasında kalanların hikâyesi… Aynı zamanda bir delilik hali...

      Hint Adaları'nda doktorluk yapan adama günün birinde zengin bir kadın gelir, çaresizce doktordan yardım ister, fakat doktor onu reddeder. Kadının zenginliği ve tavırları onu öfkelendirir. Fakat sonrasında, bir insanın hayatını hiçe saydığını düşünen doktor, kadına yardım etmediği için pişman olur ve koşmaya başlar, halk arasında Amok diye bilinen ölümcül delilik halinin pençesine düşmüştür. Önüne gelen her şeyi yok ederek koşar ve en sonunda kendisi de yok olur.

      Stefan Zweig, hayatının bir yansımasını aktardığı bu hikâyede, intihar kavramını, korkuları ve bir insanın yaşadığı çıkmazları kendine has tarzıyla okurlarına aktarmayı başarıyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat