Sultan

Osmanlı'nın ihtişamlı padişahı, devletin var ordunun kudretli sultanı "Muhteşem " Kanuni Sultan Süleyman'ın gözdesi olmaya başaran; bütün geleneklere ve kurallara karşı gelerek, kendini nikahlamasını sağlayan ve "sultan" olmayı başaran, saçları gibi yakıcı ve asi Hürrem Sultan'ın ilginç öyküsü...
Çokca tartışılan bir döneme ışık tutan ve farklı bir bakış açısı getiren bu tarihi romanın kahramanları hepimizin yakından tanıdığı; tarihte iz bırakmış Kanuni Sultan Süleyman, Hurrem Sultan ve Sadrazam İbrahim'in yanı sıra, birçok tarihsel kişilikler... Dönemin içiçe geçen ilişkilerini çevreleyen harem, aşk, tutku, yalnızlık, gelenekler, tabular... Onlarla aramızdaki beş yüzyıla rağmen, Catherine Clément'in usta kalemiyle tekrar can buluyor.
"... Dualar edildi. Hürrem, Hürrem Sultan oluyordu.. İmparatorluk kurulalı beri hiçbir kadın alamamıştı bu soyluluk unvanını. Düğün süresince hep dimdik gözükmesi gerekiyordu..."
"... Onu sultan yapacak olan örtüleri ve giysileri sayısız ele geçiriyordu üstüne, Sıra artık çürümeye yüz tutmuş Venedik havasının egemen olduğu incilerle işlenmiş kırmızı giysiye gelince, mavi bir kumaş parçasını düşündü. İlk gündü. Düşlerine gülümsemişti ve Sultan onu seçmişti. Giysi ağır ve sert kumaştandı ve çıplak boynundaki mavi kolye, çocukluğunun o Kazak arkadaşının şevkatiyle doldurdu içini. Kolyeyi çıkarması gerekti. Kaba, küçük yuvarlak şekiller kendisine Muhteşem denen ve Osmanlı halklarının bir süredir, ülkeyi son derece adaletli yönettiğinden ayrıca 'Kanuni' adını verdikleri bir Padişah eşi için uygun düşmüyordu..." (Kitaptan)