Sultan Abdülhamid Midhat ve Mahmud Paşaları Nasıl Katlettirdi?
1876 senesi Osmanlı tarihinin en zorlu yıllarından biri oldu; devlet resmi iflasını açıkladı. Osmanlı tahtı bir sene içerisinde üç padişah gördü; imparatorluğun dört bir yanında isyanlar baş gösterdi ve büyük bir mağlubiyetin ardından Rus orduları Yeşilköy'e kadar geldi. İşte imparatorluğun bu en buhranlı günlerinde otuz üç yıl boyunca iktidarı elinde bulunduracak, Osmanlı tarihinde yeni bir çağ açacak, karar ve icraatlarının etkileri günümüze değin ulaşacak olan Sultan İkinci Abdülhamid Osmanlı tahtına çıktı. Sultan Abdülhamid'in, devletin idaresini tamamıyla kendi eline alması ve iktidarını sağlamlaştırması için öncelikle gerek Midhat Paşa gibi amcasını tahtından eden ve reform taleplerinde bulunan gerekse de tahta çıkmasında kendisine yardım eden eniştesi Mahmud Celaleddin Paşa gibi isimlerden kurtulması gerekiyordu. Netice olarak da başta Midhat Paşa, Mahmud Celaleddin Paşa ve Sultan Abdülaziz'in hal fetvasını imzalayan Şeyhülislam Hayrullah Efendi gibi isimler, Sultan Abdülaziz'in katilleri olarak gösterilerek önce idamlarına karar verildi sonra da Taif Kalesi'ne hapsedildi. Sultan Abdülhamid, tüm muhalefeti susturmaya çalışırken yıllarca amcasını uğraştıran Jöntürkler, bu sefer de ona cephe almaya ve onun aleyhine çalışmaya başladılar. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap, Sultan Abdülhamid'in en büyük muhalifi Jöntürklerin 1896'da Cenevre'de yayımlattıkları bir risaledir. Risalenin yazarı ise Sultan Abdülhamid'in Taif Kalesi'ne hapsettiği mahkûmlardan biridir. Midhat ve Mahmud Paşaların üç yıldan fazla bir süre Taif'te çektikleri eziyetleri, uğradıkları suikastları ve nihayet acı bir şekilde can vermelerini bire bir görmüş olan bu Taif mahkûmu, tüm yaşananları ayrıntılarıyla kaleme almıştır. Sultan Abdülhamid'in muhalifleri olan ve Midhat Paşa'yı "Hürriyet Şehidi" olarak gören Jöntürklerin bir yayını olan bu risale, ilk defa olarak günümüz Türkçesi ile yayımlanmaktadır.
- Açıklama
1876 senesi Osmanlı tarihinin en zorlu yıllarından biri oldu; devlet resmi iflasını açıkladı. Osmanlı tahtı bir sene içerisinde üç padişah gördü; imparatorluğun dört bir yanında isyanlar baş gösterdi ve büyük bir mağlubiyetin ardından Rus orduları Yeşilköy'e kadar geldi. İşte imparatorluğun bu en buhranlı günlerinde otuz üç yıl boyunca iktidarı elinde bulunduracak, Osmanlı tarihinde yeni bir çağ açacak, karar ve icraatlarının etkileri günümüze değin ulaşacak olan Sultan İkinci Abdülhamid Osmanlı tahtına çıktı. Sultan Abdülhamid'in, devletin idaresini tamamıyla kendi eline alması ve iktidarını sağlamlaştırması için öncelikle gerek Midhat Paşa gibi amcasını tahtından eden ve reform taleplerinde bulunan gerekse de tahta çıkmasında kendisine yardım eden eniştesi Mahmud Celaleddin Paşa gibi isimlerden kurtulması gerekiyordu. Netice olarak da başta Midhat Paşa, Mahmud Celaleddin Paşa ve Sultan Abdülaziz'in hal fetvasını imzalayan Şeyhülislam Hayrullah Efendi gibi isimler, Sultan Abdülaziz'in katilleri olarak gösterilerek önce idamlarına karar verildi sonra da Taif Kalesi'ne hapsedildi. Sultan Abdülhamid, tüm muhalefeti susturmaya çalışırken yıllarca amcasını uğraştıran Jöntürkler, bu sefer de ona cephe almaya ve onun aleyhine çalışmaya başladılar. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap, Sultan Abdülhamid'in en büyük muhalifi Jöntürklerin 1896'da Cenevre'de yayımlattıkları bir risaledir. Risalenin yazarı ise Sultan Abdülhamid'in Taif Kalesi'ne hapsettiği mahkûmlardan biridir. Midhat ve Mahmud Paşaların üç yıldan fazla bir süre Taif'te çektikleri eziyetleri, uğradıkları suikastları ve nihayet acı bir şekilde can vermelerini bire bir görmüş olan bu Taif mahkûmu, tüm yaşananları ayrıntılarıyla kaleme almıştır. Sultan Abdülhamid'in muhalifleri olan ve Midhat Paşa'yı "Hürriyet Şehidi" olarak gören Jöntürklerin bir yayını olan bu risale, ilk defa olarak günümüz Türkçesi ile yayımlanmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.