%40
Tahta Tabureler Birol Öztürk
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051809892
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
175
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2017-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Tahta Tabureler

Yayınevi : Gece Kitaplığı
30,07TL
18,04TL
%40
Satışta değil
9786051809892
727384
Tahta Tabureler
Tahta Tabureler
18.04

Tahta taburelerden birinin üzerinde oturur, onun geçmesini beklerdi Erol. Karşıdan gelirdi, tıkır tıkır, tıpış tıpış, öyle hanım hanımcık...

Dudakları alev alev yanaraktan, iri ela gözlerinin etrafında kara sürmesiyle ayak uçlarına bakaraktan, gelir, Erol'un önünden geçerdi… Rüzgârından savrulurdu Erol, kokusundan vurgun yemiş balıkçı gibi yamulurdu bir yana. Koca göbekli Aşçı Himmet'in, kasığını kaşıya kaşıya kızın ardından bakıp da,

“Ha buna bi gaysam da Allah sabah ezanıyla canımı alsa daa!”demesi yok muydu, öfkesinden dudaklarını kemirtiyordu Erol'a.

Derenin kıyısında bir alay köpek, kancık peşindeydi. Boz olanı, kancığı kapamış, durup dinlenip iş görüyordu. Diğer köpeklerse çaresiz, boz köpeğin madasının geçmesini bekleyecekti. Eee böyleydi bu işler, güçsüz olanlar güçlü olanın madasının geçmesini bekleyecekti. Oysa güçsüz olanlar bir araya gelseler, güçlerini birleştirseler, ondan sonra ha bu boz köpeğin hakkından bir tamam gelseler, sonra da kancığa atlama işini sıraya dökseler, bu sayede herkes sebeplense… İt işte, ha bu kadarcık şeyi akıl edemedikleri için it olarak kalmışlardı daa! Bok yiyen it olaraktan nam yapmışlardı…

  • Açıklama
    • Tahta taburelerden birinin üzerinde oturur, onun geçmesini beklerdi Erol. Karşıdan gelirdi, tıkır tıkır, tıpış tıpış, öyle hanım hanımcık...

      Dudakları alev alev yanaraktan, iri ela gözlerinin etrafında kara sürmesiyle ayak uçlarına bakaraktan, gelir, Erol'un önünden geçerdi… Rüzgârından savrulurdu Erol, kokusundan vurgun yemiş balıkçı gibi yamulurdu bir yana. Koca göbekli Aşçı Himmet'in, kasığını kaşıya kaşıya kızın ardından bakıp da,

      “Ha buna bi gaysam da Allah sabah ezanıyla canımı alsa daa!”demesi yok muydu, öfkesinden dudaklarını kemirtiyordu Erol'a.

      Derenin kıyısında bir alay köpek, kancık peşindeydi. Boz olanı, kancığı kapamış, durup dinlenip iş görüyordu. Diğer köpeklerse çaresiz, boz köpeğin madasının geçmesini bekleyecekti. Eee böyleydi bu işler, güçsüz olanlar güçlü olanın madasının geçmesini bekleyecekti. Oysa güçsüz olanlar bir araya gelseler, güçlerini birleştirseler, ondan sonra ha bu boz köpeğin hakkından bir tamam gelseler, sonra da kancığa atlama işini sıraya dökseler, bu sayede herkes sebeplense… İt işte, ha bu kadarcık şeyi akıl edemedikleri için it olarak kalmışlardı daa! Bok yiyen it olaraktan nam yapmışlardı…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat