Talita KumiCebrail'in Şehri
Talita Kumi "Cebrail'in Şehri"
Şehrin dışında gözlerden uzak evsizlerin meskeni haline gelmiş terk edilmiş fabrika, bu zamana kadar kimsenin şahitlik etmediği bir cinayete tanık olmuştu.
Olay yeri incelemeden Sinan tespit ettikleri ilk bulguları anlatırken Komiser Cebrail onu dinlemiyordu. "Bunu nasıl bir insan yapmış olabilir" diye fısıldayıp duruyordu.
Karşısında ki, duvarda elleri ve ayaklarından ters şekilde bağlanmış ters haça özenle yerleştirilmiş kolejli genç bir kız, kızın ayak bileklerinden basenlerine kadar on bir tane roma rakamlarıyla kazınmış mesajla birlikte bir ceset vardı.
Medyadan saklanamayan bu cinayet, çoktan herkesin konuştuğu merakla ve korkuyla takip edilen hükümetin sessiz kalamadığı bir vakaya dönüşmüştü. Cinayet büro amiri Yavuz Tuğrul'a, Adalet Bakanı ''Savcı Cevdet Bey'i gönderiyorum.'' diyerek bu konunun en kısa sürede açığa çıkmasını çoktan emretmişti.
Cebrail'in çevresinden hiç kimsenin tanımadığı ama onu bugüne kadar okutup büyüten Sandalcı'ya bu konuyu açtığında olayın otuz beş yıl önce Cebrail'in yangında ölen anne babasının Vatikan'a kadar takip eden sonuca ulaşamadığı bir cinayetin tüm bunlarla bağlantılı olduğundan habersizdi.
Cebrail'in bilmediği bir şey daha vardı… Bu cinayet birçok aile sırrını da açığa çıkaracaktı.
Türkan ve Reşat, hayatlarına son vermeden o gece iki yaverini evine çağırarak onlara hayat boyu sürecek birer emir, birer çanta ve her birine bir çocuk emanet edeceklerdi.
Emanet aldıkları çanta otuz beş yıl sonra açılacak ve içinden çıkacaklar bugün işlenen cinayetin izlerini taşıyacaktı…
Ve on bir roma rakamlarından oluşan bir kod ve Talita Kumi kelimesini bulacaklardı…
Bu roman, otuz beş yıldır aldıkları emir yüzünden, komutanlarının çocuklarının yaşaması için hayatlarını hiçe sayıp, hiç evlenmemiş iki yaverin ve otuz beş yıl sonra bir işlenen cinayetten sonra hiç bilmediği bir kız kardeşi olduğunu öğrenen şehrin asi komiseri Cebrail'in hikâyesidir.
Bir Şehir … Bir Cinayet… Bir Maktul…
Otuz beş yıllık geçmişiyle geldi…
Bir Savcı… Bir Vali… Bir Cinayet Büro Amiri ve kızı… Bir komiser ve yardımcıları… Bir TEM Komiseri… Bir Olay yeri inceleme… Bir Sandalcı… Bir Özel dedektif ve ailesi… Ve bir sokak çocuğu… Adından haberdar olunmayan ama lakabının Piton olduğu bilinen birine karşı birleştiler…
Şırnak'tan, Ankara'ya, oradan Cebrail'in şehrine, oradan Vatikan'a kadar giden bir polisiye cinayet macerası…
- Açıklama
Talita Kumi "Cebrail'in Şehri"
Şehrin dışında gözlerden uzak evsizlerin meskeni haline gelmiş terk edilmiş fabrika, bu zamana kadar kimsenin şahitlik etmediği bir cinayete tanık olmuştu.
Olay yeri incelemeden Sinan tespit ettikleri ilk bulguları anlatırken Komiser Cebrail onu dinlemiyordu. "Bunu nasıl bir insan yapmış olabilir" diye fısıldayıp duruyordu.
Karşısında ki, duvarda elleri ve ayaklarından ters şekilde bağlanmış ters haça özenle yerleştirilmiş kolejli genç bir kız, kızın ayak bileklerinden basenlerine kadar on bir tane roma rakamlarıyla kazınmış mesajla birlikte bir ceset vardı.
Medyadan saklanamayan bu cinayet, çoktan herkesin konuştuğu merakla ve korkuyla takip edilen hükümetin sessiz kalamadığı bir vakaya dönüşmüştü. Cinayet büro amiri Yavuz Tuğrul'a, Adalet Bakanı ''Savcı Cevdet Bey'i gönderiyorum.'' diyerek bu konunun en kısa sürede açığa çıkmasını çoktan emretmişti.
Cebrail'in çevresinden hiç kimsenin tanımadığı ama onu bugüne kadar okutup büyüten Sandalcı'ya bu konuyu açtığında olayın otuz beş yıl önce Cebrail'in yangında ölen anne babasının Vatikan'a kadar takip eden sonuca ulaşamadığı bir cinayetin tüm bunlarla bağlantılı olduğundan habersizdi.
Cebrail'in bilmediği bir şey daha vardı… Bu cinayet birçok aile sırrını da açığa çıkaracaktı.
Türkan ve Reşat, hayatlarına son vermeden o gece iki yaverini evine çağırarak onlara hayat boyu sürecek birer emir, birer çanta ve her birine bir çocuk emanet edeceklerdi.
Emanet aldıkları çanta otuz beş yıl sonra açılacak ve içinden çıkacaklar bugün işlenen cinayetin izlerini taşıyacaktı…
Ve on bir roma rakamlarından oluşan bir kod ve Talita Kumi kelimesini bulacaklardı…
Bu roman, otuz beş yıldır aldıkları emir yüzünden, komutanlarının çocuklarının yaşaması için hayatlarını hiçe sayıp, hiç evlenmemiş iki yaverin ve otuz beş yıl sonra bir işlenen cinayetten sonra hiç bilmediği bir kız kardeşi olduğunu öğrenen şehrin asi komiseri Cebrail'in hikâyesidir.
Bir Şehir … Bir Cinayet… Bir Maktul…
Otuz beş yıllık geçmişiyle geldi…
Bir Savcı… Bir Vali… Bir Cinayet Büro Amiri ve kızı… Bir komiser ve yardımcıları… Bir TEM Komiseri… Bir Olay yeri inceleme… Bir Sandalcı… Bir Özel dedektif ve ailesi… Ve bir sokak çocuğu… Adından haberdar olunmayan ama lakabının Piton olduğu bilinen birine karşı birleştiler…
Şırnak'tan, Ankara'ya, oradan Cebrail'in şehrine, oradan Vatikan'a kadar giden bir polisiye cinayet macerası…
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.