Tanrının Kasırgası - Cengiz Han
“1167, Moğolistan…
Börçigin ailesine bir üye daha katılıyordu. Moğol kağanı Yesügey Bahadır ve karısı Ulun Hatun, az önce dünyaya gelmiş olan bebeğe hayretle bakıyordu. Bebek, bir iki kesik inlemenin dışında ses çıkarmıyor, ağlamıyordu. Bebeğin eli yumruk halindeydi. Yesügey bebeğin parmaklarını açtığında bir an geri çekildi. Minicik avucun içinde kan pıhtıları vardı. Başını salladı, “Büyük bir savaşçı geldi ailemize” diye mırıldandı Yesügey. Oğluna, Temuçin adını layık gördü. Yesügey Bahadır, “Demirci” anlamına gelen bu ismi, oğlunun ileride iyi bir savaşçı olacağı öngörüsüyle düşünmüştü. Ancak oğlunun, yemek meselesi nedeniyle kardeşini öldüreceğini ve yıllar sonra dünyayı kasıp kavuran bir kasırganın öncüsü olacağını asla tahmin edemezdi…”
- Açıklama
“1167, Moğolistan…
Börçigin ailesine bir üye daha katılıyordu. Moğol kağanı Yesügey Bahadır ve karısı Ulun Hatun, az önce dünyaya gelmiş olan bebeğe hayretle bakıyordu. Bebek, bir iki kesik inlemenin dışında ses çıkarmıyor, ağlamıyordu. Bebeğin eli yumruk halindeydi. Yesügey bebeğin parmaklarını açtığında bir an geri çekildi. Minicik avucun içinde kan pıhtıları vardı. Başını salladı, “Büyük bir savaşçı geldi ailemize” diye mırıldandı Yesügey. Oğluna, Temuçin adını layık gördü. Yesügey Bahadır, “Demirci” anlamına gelen bu ismi, oğlunun ileride iyi bir savaşçı olacağı öngörüsüyle düşünmüştü. Ancak oğlunun, yemek meselesi nedeniyle kardeşini öldüreceğini ve yıllar sonra dünyayı kasıp kavuran bir kasırganın öncüsü olacağını asla tahmin edemezdi…”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.