Tarihselcilik ve Gelenek

Abdullah Laroui, sadece İslam toplumları ve Üçüncü Dünyanın tarihsel ve kültürel gerilim ve çıkmazlarını analiz etmedeki başarısıyla değil, aynı zamanda Batılı düşünce biçiminin, "Batılı olmayan" düşünce biçimleriyle nasıl ve hangi şartlarda eklemleşebileceğinin nesnel temellerini göstermesiyle de müslüman entellektüeller arasında ayrı bir yer ve öneme sahip. Kitabın eksenini oluşturan Arap aydını ve çeşitli alanlara yayılan İslam düşüncesi eleştirisi bir bakıma Batılı olmayan bütün aydınların ve düşünce biçimlerinin de "içerden" bir eleştirisi olma niteliğini taşıyor.
Laroui'nin oryantalist söylemin radikal bir eleştirmeni olması, söylediklerini daha da anlamlı ve işlevsel kılacak; öteden beri tarih ve gelenek tartışmalarına tanık olan Türk düşüncesinin de kendisine bakmasını sağlayacaktır umudundayız.
(Arka Kapak)