Tarihte Kürt-Türk İlişkileri
Halklann tarihleri kazılar sonucu ortaya çıkarılan yazılı tabletlerr maddi kültür kalıntıları ve komşu devletlerin tarih arşivleri, yine komşu halkların krallarının bıraktıkları senkronistik yazıtlar kaynak alınarak yazılan tarihlerdir. Bu tarihler bizzat o halklar tarafından, asırlardan öte, çağlar aşılarak yaratılan kültürlerin tarihleridir. Ölçü bu alındığında bunun dışında yazılan tarihler ulus yaratmaya yönelik ve bizzat devlet yönetimi tarafından yazdırılan ve oluşturulan resmi devlet tarihleridir.
Kürtlerin de içinde bulunduğu Ön Asya tarihleri araştırıldığında bu tür resmi tarihlere Anadolu|da Hitit, Osmanlı, Aşağı Mezopotamya|da Akad, İran|da Perelerin tarihleri örnek olarak gösterilebilir.
Resmi tarih yazıcıların önde gelen amacı, resmi devlet sınırları içinde yaşıyan çeşitli ırk ve kültürlere bağlı halklardan devlet erkini elinde tutan yönetimin bağlı olduğu egemen halkın üstünlüğüne dayalı bir ulus yaratmaktır. Örneklerden de görüldüğü gibi Kürtler, başka halklara kültürleriyle payandalık yapmaktadır. Eğer payandalık yaptıkları yönetimler tarih sahnesinde çekilmiş iseler, bu o tür yönetimlerin tarihin doğal bir sonucu olarak yıkılmalarından kaynaklanmaktadır.
Tüm bunlar, günümüz Türk yazıcılarının resmi tarih oluşturumlarına yeterli güç ve konumda olmadıkları/olmayacakları gerçeğini ortaya koymaktadır. Günümüzde Kürtlerin yaşadıkları coğrafi alanlarda nitelik ve nicelik bakımından onlarla bir ulus oluşturacak halklarda yoktur. O halde Kürt tarih yazıcılarının önlerine alacakları birincil amaç, başka halklara payandalık yapan halkının ayağını altına çekip ayakta kalmasını sağlayacak tarih yazıcılığı yapmaktır. Bu da Kürt kökenli boyların bıraktıkları ve daha tümüyle okunmamış binlerce yazılı tabletlerin okunmasını, maddi kültür kanıtlan olan eserlerin ortaya çıkarılmalarını sağlamak, komşu halklara ait Tel Amarna, Hattuşaş, Mari vb. arşivlerinin belgelerine ulaşmak, tüm bunların ışığı altında halkına yarattığı tarihi sunmakla olanaklıdır.
Bu görev, aynı zamanda Kürtlerin birlikte yaşadığı halkların tarih yazıcılarına da düşer, böylelikle Kürt ve Türk halklarına kendi tarihlerini araştırma, kültürlerini geliştirme ve evrensel bir boyuta taşırmada fırsatlar verildiğinde bu iki halk kendi kimliklerine daha güzel kavuşacak ve gelecek aydın günlere daha güvenle birlikte ulaşacaklardır. Buda kalkınmış, uygarlaşmış ve yaşanır bir ülkeyi beraberinde getirecektir.
- Açıklama
Halklann tarihleri kazılar sonucu ortaya çıkarılan yazılı tabletlerr maddi kültür kalıntıları ve komşu devletlerin tarih arşivleri, yine komşu halkların krallarının bıraktıkları senkronistik yazıtlar kaynak alınarak yazılan tarihlerdir. Bu tarihler bizzat o halklar tarafından, asırlardan öte, çağlar aşılarak yaratılan kültürlerin tarihleridir. Ölçü bu alındığında bunun dışında yazılan tarihler ulus yaratmaya yönelik ve bizzat devlet yönetimi tarafından yazdırılan ve oluşturulan resmi devlet tarihleridir.
Kürtlerin de içinde bulunduğu Ön Asya tarihleri araştırıldığında bu tür resmi tarihlere Anadolu|da Hitit, Osmanlı, Aşağı Mezopotamya|da Akad, İran|da Perelerin tarihleri örnek olarak gösterilebilir.Resmi tarih yazıcıların önde gelen amacı, resmi devlet sınırları içinde yaşıyan çeşitli ırk ve kültürlere bağlı halklardan devlet erkini elinde tutan yönetimin bağlı olduğu egemen halkın üstünlüğüne dayalı bir ulus yaratmaktır. Örneklerden de görüldüğü gibi Kürtler, başka halklara kültürleriyle payandalık yapmaktadır. Eğer payandalık yaptıkları yönetimler tarih sahnesinde çekilmiş iseler, bu o tür yönetimlerin tarihin doğal bir sonucu olarak yıkılmalarından kaynaklanmaktadır.
Tüm bunlar, günümüz Türk yazıcılarının resmi tarih oluşturumlarına yeterli güç ve konumda olmadıkları/olmayacakları gerçeğini ortaya koymaktadır. Günümüzde Kürtlerin yaşadıkları coğrafi alanlarda nitelik ve nicelik bakımından onlarla bir ulus oluşturacak halklarda yoktur. O halde Kürt tarih yazıcılarının önlerine alacakları birincil amaç, başka halklara payandalık yapan halkının ayağını altına çekip ayakta kalmasını sağlayacak tarih yazıcılığı yapmaktır. Bu da Kürt kökenli boyların bıraktıkları ve daha tümüyle okunmamış binlerce yazılı tabletlerin okunmasını, maddi kültür kanıtlan olan eserlerin ortaya çıkarılmalarını sağlamak, komşu halklara ait Tel Amarna, Hattuşaş, Mari vb. arşivlerinin belgelerine ulaşmak, tüm bunların ışığı altında halkına yarattığı tarihi sunmakla olanaklıdır.
Bu görev, aynı zamanda Kürtlerin birlikte yaşadığı halkların tarih yazıcılarına da düşer, böylelikle Kürt ve Türk halklarına kendi tarihlerini araştırma, kültürlerini geliştirme ve evrensel bir boyuta taşırmada fırsatlar verildiğinde bu iki halk kendi kimliklerine daha güzel kavuşacak ve gelecek aydın günlere daha güvenle birlikte ulaşacaklardır. Buda kalkınmış, uygarlaşmış ve yaşanır bir ülkeyi beraberinde getirecektir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.