Emperyal politikalara, bir başka deyişle dış dinamiklere açık olan Türkiye Tarımı da yeni-liberal politikalardan olumsuz olarak etkilendi. Özellikle 24 Ocak 1980 ekonomik kararları ile tarımda korumacılığın kaldırılması ve desteklemelerin azaltılması sürecine sokuldu. Tarımsal desteklemeler, girilmesi neredeyse saplantı durumuna getirilen Avrupa Birliği'nin çok gerisinde kaldı ya da bırakıldı. Yetersiz desteklemeler de Türkiye'nin yapısal özelliklerine göre gerçekleştirilmedi. Desteklemeler, tarımsal işletmelerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeleri niteliksel ve niceliksel iyileştirmek yerine, daha çok dev işletmelerin yaratılması ya da çok sınırlı olan büyük işletmeler lehine kullanıldı. Tarımsal Kitlerin çoğu özelleştirildi ve kapatıldılar. Bu süreç devam ediyor. Bütün bu uygulamaların sonucunda, nitelikli örgütlere sahip olmayan çiftçiler giderek fakirleşti, yaklaşık üç buçuk milyon kişi kırdan kente göç etmek zorunda kaldı. Buna koşut olarak Türkiye'nin, özellikle protein (kırmızı et, süt vb.), enerji (tahıllar, yağ bitkileri vb.) ve giyinme (başta pamuk ve endüstri bitkileri, deri, yün vb.) gereksinmesini karşılayan tarım ürünleri açısından dışa bağımlı duruma geldi.
Bir başka deyişle bağımsızlığını kaybetti. Oysa tarımın bağımsızlıkla eşdeğer olduğu görülüyor. Nedeni şudur; insan açsa ve çıplaksa, insan hakları ve özgürlüğünü düşünemez, aydın niteliklerini geliştiremez, onurunu ve kişiliğini kaybeder. Tarımın bu işlevi nedeniyle ülkeler, öncelikle insanlarını doyurmaya ve giydirmeye çalışırlar. Bu amaca bağlı olarak tarımlarını korur ve geliştirirler. Bütün paylaşım savaşlarında tarım ürünlerinin denetimi önemli rol oynamıştır.
"Tarım Bağımsızlıktır" kitabı, özellikle Türkiye Tarımında olumsuzlukları tespit etmek ve çözüm yollarına öneriler geliştirmek için kaleme alındı. Bu bağlamda kitap, son otuz yıldır uygulanan ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de sahip çıkarak sürdürdüğü ekonomi politikalarının tarımda yarattığı çöküşler sergilendi. Bu sergileme yapılırken emperyal politikaların işlevi temel alındı. Bu nedenle, tarımda kapitalist paradigmaya karşı seçeneklerin neler olabileceği konusuna da yer verildi.
- Açıklama
Emperyal politikalara, bir başka deyişle dış dinamiklere açık olan Türkiye Tarımı da yeni-liberal politikalardan olumsuz olarak etkilendi. Özellikle 24 Ocak 1980 ekonomik kararları ile tarımda korumacılığın kaldırılması ve desteklemelerin azaltılması sürecine sokuldu. Tarımsal desteklemeler, girilmesi neredeyse saplantı durumuna getirilen Avrupa Birliği'nin çok gerisinde kaldı ya da bırakıldı. Yetersiz desteklemeler de Türkiye'nin yapısal özelliklerine göre gerçekleştirilmedi. Desteklemeler, tarımsal işletmelerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeleri niteliksel ve niceliksel iyileştirmek yerine, daha çok dev işletmelerin yaratılması ya da çok sınırlı olan büyük işletmeler lehine kullanıldı. Tarımsal Kitlerin çoğu özelleştirildi ve kapatıldılar. Bu süreç devam ediyor. Bütün bu uygulamaların sonucunda, nitelikli örgütlere sahip olmayan çiftçiler giderek fakirleşti, yaklaşık üç buçuk milyon kişi kırdan kente göç etmek zorunda kaldı. Buna koşut olarak Türkiye'nin, özellikle protein (kırmızı et, süt vb.), enerji (tahıllar, yağ bitkileri vb.) ve giyinme (başta pamuk ve endüstri bitkileri, deri, yün vb.) gereksinmesini karşılayan tarım ürünleri açısından dışa bağımlı duruma geldi.
Bir başka deyişle bağımsızlığını kaybetti. Oysa tarımın bağımsızlıkla eşdeğer olduğu görülüyor. Nedeni şudur; insan açsa ve çıplaksa, insan hakları ve özgürlüğünü düşünemez, aydın niteliklerini geliştiremez, onurunu ve kişiliğini kaybeder. Tarımın bu işlevi nedeniyle ülkeler, öncelikle insanlarını doyurmaya ve giydirmeye çalışırlar. Bu amaca bağlı olarak tarımlarını korur ve geliştirirler. Bütün paylaşım savaşlarında tarım ürünlerinin denetimi önemli rol oynamıştır.
"Tarım Bağımsızlıktır" kitabı, özellikle Türkiye Tarımında olumsuzlukları tespit etmek ve çözüm yollarına öneriler geliştirmek için kaleme alındı. Bu bağlamda kitap, son otuz yıldır uygulanan ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de sahip çıkarak sürdürdüğü ekonomi politikalarının tarımda yarattığı çöküşler sergilendi. Bu sergileme yapılırken emperyal politikaların işlevi temel alındı. Bu nedenle, tarımda kapitalist paradigmaya karşı seçeneklerin neler olabileceği konusuna da yer verildi.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.