Tarım ve Gıdada Yatırım Trendleri 2050
Yüzyılımızda insanlık, bugüne kadar varlığının hiç karşılaşmamış olduğu ağır sorunlarla yüz yüzedir: Dünyamız bir uçurumun başındadır: Şimdiye kadar bir sının olabileceği akla getirilmemiş olan dünya doğal kaynakları ve yaşanabilirlik şartlarının sonuna gelmiş durumdayız. Bilimsel veriler, "medeniyet denilen tek dişli canavarın" dünyaya taşıtmakta olduğu vahşi ve aşırı yükün, sürdürülebilirlik sınırlarını aşmış olduğunu söylemektedir: Bu durum, günlük hayatlarımızda da açıkça hissedilebilir haldedir: Dünya artık hastadır, çok hastadır! Üstelik hastalık bulgu ve sebepleri aşırı sayıda, bütüncül ve domino taşlarında olduğu gibi birbirini tetikler durumdadır:
Bizler, durumun vehametini daha yeni görmekte; dünyamızın varlığının ve onda mevcut bulunan yaşam şartlarımızın, şimdiye kadar hiç önemsemediğimiz, mikroskobik deniz canlılarından, böcekler ve tüm diğer varlıklara kadar, birinin dahiiçinde oldukları bütünden koparılamayacak şekilde birbirine bağlı olduğunu; yaşamın asla bencilce sadece insanlar açısından ele alınamayacağını, doğanın bütün ögeleriyle birlikte düşünülmesi gerektiğini geç de olsa yeni yeni anlamaktayız. İnsanlar için artık, su, topraklar ve gıda maddeleri gibi, faaliyetlerimiz için hayatı önemdeki bütün doğal girdi ve temel kaynakların son derece kıt ve sınırlı olacağı bir döneme girmekteyiz. Üstelik, 2050'de dünya nüfusunun 9,5 milyarı geçeceği öngörülmektedir: Şu andaki mevcut küresel olanakların bu nüfusu besleyebilmesinin imkanı yoktur!
Aşırı gübre kullanımıyla geniş toprakların öldürülmüş olması, küresel iklim değişiklikleri ve su kaynaklarının çok azalmış olmasının da bu olumsuzluğa artı yönde etkide bulunacağı tahmin edilmektedir: Asıl tehdidin ise; küresel boyutta çok vahim sonuçlar doğurması beklenen gıda yetersizliği ve açlık tehlikesinin de ötesinde, insanlığın bir varlık sorununa evrilmiş olduğu belirtilmektedir. Bütün bir dünya olarak, el birliği ile müdahale edilmediği sürece, dünyamızın, dev bir sera olan Venüs gezegenine dönüşmesi ihtimali, bilimsel bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır: Kitaptaki makalelerde, CGIAR uzmanlarının söz konusu bu durumla ilgili öneri ve önlem seçeneklerini bulacaksınız.
- Açıklama
Yüzyılımızda insanlık, bugüne kadar varlığının hiç karşılaşmamış olduğu ağır sorunlarla yüz yüzedir: Dünyamız bir uçurumun başındadır: Şimdiye kadar bir sının olabileceği akla getirilmemiş olan dünya doğal kaynakları ve yaşanabilirlik şartlarının sonuna gelmiş durumdayız. Bilimsel veriler, "medeniyet denilen tek dişli canavarın" dünyaya taşıtmakta olduğu vahşi ve aşırı yükün, sürdürülebilirlik sınırlarını aşmış olduğunu söylemektedir: Bu durum, günlük hayatlarımızda da açıkça hissedilebilir haldedir: Dünya artık hastadır, çok hastadır! Üstelik hastalık bulgu ve sebepleri aşırı sayıda, bütüncül ve domino taşlarında olduğu gibi birbirini tetikler durumdadır:
Bizler, durumun vehametini daha yeni görmekte; dünyamızın varlığının ve onda mevcut bulunan yaşam şartlarımızın, şimdiye kadar hiç önemsemediğimiz, mikroskobik deniz canlılarından, böcekler ve tüm diğer varlıklara kadar, birinin dahiiçinde oldukları bütünden koparılamayacak şekilde birbirine bağlı olduğunu; yaşamın asla bencilce sadece insanlar açısından ele alınamayacağını, doğanın bütün ögeleriyle birlikte düşünülmesi gerektiğini geç de olsa yeni yeni anlamaktayız. İnsanlar için artık, su, topraklar ve gıda maddeleri gibi, faaliyetlerimiz için hayatı önemdeki bütün doğal girdi ve temel kaynakların son derece kıt ve sınırlı olacağı bir döneme girmekteyiz. Üstelik, 2050'de dünya nüfusunun 9,5 milyarı geçeceği öngörülmektedir: Şu andaki mevcut küresel olanakların bu nüfusu besleyebilmesinin imkanı yoktur!
Aşırı gübre kullanımıyla geniş toprakların öldürülmüş olması, küresel iklim değişiklikleri ve su kaynaklarının çok azalmış olmasının da bu olumsuzluğa artı yönde etkide bulunacağı tahmin edilmektedir: Asıl tehdidin ise; küresel boyutta çok vahim sonuçlar doğurması beklenen gıda yetersizliği ve açlık tehlikesinin de ötesinde, insanlığın bir varlık sorununa evrilmiş olduğu belirtilmektedir. Bütün bir dünya olarak, el birliği ile müdahale edilmediği sürece, dünyamızın, dev bir sera olan Venüs gezegenine dönüşmesi ihtimali, bilimsel bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır: Kitaptaki makalelerde, CGIAR uzmanlarının söz konusu bu durumla ilgili öneri ve önlem seçeneklerini bulacaksınız.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.