%30
Taylar Güzel Kaval Çalar Şeyma Subaşı
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053265399
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
96
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Taylar Güzel Kaval Çalar

Yayınevi : İz Yayıncılık
22,00TL
15,40TL
%30
Satışta değil
9786053265399
887588
Taylar Güzel Kaval Çalar
Taylar Güzel Kaval Çalar
15.40

“Portakal bir taydır. Ve ben suya düşüp ölen bir tayı ceylana çevirme ihtimalinden bahsediyorum. Bir tay genelde suya düşüp ölmez. Ben de genelde sempatiğimdir ama ayağıma çarpıp düşer taylar. Benim gönlüm düşer suya sonra. Kimse bulamaz orada gönlümü de aklımı da. Aklım zaten uzun zamandır kayıp... Ellerimi tuttular, düşlerden bahsettiler, başka hayvanlardan bahsettiler. Hep, birini önemseyince hayvanlara benzetiyordum, bunu bilmediler. Annem de dahil. Annem ceylandı icabında. Bir ara gergedandı ama gergedan da çok estetik hayvan değilmiş meğer, google'dan bile bakmadım onların yalancısıyım. Bir ara ağzımdan gergedan lafı çıktı sevgiyle; ama farkında değilim bir şeylerin. Sevdim içimi dökmeyi, sevdim içtenliği. Yoruldum tayları boşluğa bırakmaktan. Yoruldum içimde ukde bir tay ama ukde dersem hiç gelmez. Bıraktığımı söylesem boşluğa, belki koşar. Öyle demeyin taylar güzel kaval çalar.”

Bu, alelade bir yaşam anlatısı değil; bu, dilin bildiği, gözün gördüğü, dimağın ezberlediği herhangi bir söz oyununa da benzemiyor. İnsan, yaşadığı somut olayları soyut bir his dünyasının süzgecinden geçirerek özümser mi? Ne kadar da yorulur kim bilir? Ama bunu öyküler yapabilir, insanı şiir süzgecinin içine sokup gerçek duygularıyla yüzleştirebilir. Şeyma Subaşı, tam da bunu yapıyor. Sıradan bir anın içinde ruh dünyanıza ait ne bulabilirseniz yazar onları aramaya çıkıyor.

  • Açıklama
    • “Portakal bir taydır. Ve ben suya düşüp ölen bir tayı ceylana çevirme ihtimalinden bahsediyorum. Bir tay genelde suya düşüp ölmez. Ben de genelde sempatiğimdir ama ayağıma çarpıp düşer taylar. Benim gönlüm düşer suya sonra. Kimse bulamaz orada gönlümü de aklımı da. Aklım zaten uzun zamandır kayıp... Ellerimi tuttular, düşlerden bahsettiler, başka hayvanlardan bahsettiler. Hep, birini önemseyince hayvanlara benzetiyordum, bunu bilmediler. Annem de dahil. Annem ceylandı icabında. Bir ara gergedandı ama gergedan da çok estetik hayvan değilmiş meğer, google'dan bile bakmadım onların yalancısıyım. Bir ara ağzımdan gergedan lafı çıktı sevgiyle; ama farkında değilim bir şeylerin. Sevdim içimi dökmeyi, sevdim içtenliği. Yoruldum tayları boşluğa bırakmaktan. Yoruldum içimde ukde bir tay ama ukde dersem hiç gelmez. Bıraktığımı söylesem boşluğa, belki koşar. Öyle demeyin taylar güzel kaval çalar.”

      Bu, alelade bir yaşam anlatısı değil; bu, dilin bildiği, gözün gördüğü, dimağın ezberlediği herhangi bir söz oyununa da benzemiyor. İnsan, yaşadığı somut olayları soyut bir his dünyasının süzgecinden geçirerek özümser mi? Ne kadar da yorulur kim bilir? Ama bunu öyküler yapabilir, insanı şiir süzgecinin içine sokup gerçek duygularıyla yüzleştirebilir. Şeyma Subaşı, tam da bunu yapıyor. Sıradan bir anın içinde ruh dünyanıza ait ne bulabilirseniz yazar onları aramaya çıkıyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat