Tek Boyutlu İnsanİleri İşleyim Toplumunun İdeolojisi Üzerine İncelemeler
"İnsan soyunu silip süpürebilecek bir atomik yıkım gözdağı bu tehlikeyi sürdüren güçlerin kendilerini korumaya da hizmet etmez mi? Böyle bir yıkımı önleme çabaları onun çağdaş işleyim toplumundaki gizil nedenlerinin araştırılmasının üzerine gölge düşürür. Bu nedenler kamu tarafından tanınmamış, açığa serilmemiş, saldırılmamış kalırlar, çünkü dışarıdan gelen Doğudan Batıya, Batıdan Doğuya pek açık gözdağı önünde gerilerler. Eşit ölçüde açık olan şey hazır olma, uçurumun kıyısında yaşama, meydan okumayı karşılama gereksinimidir. Yoketme araçlarının barışçıl üretimine, savurganlığın eksiksizleştirilmesine, savunanları ve savunduklarını sakatlayan bir savunma için eğitilmeye boyun eğiyoruz.
"Ve gene de bu toplum bir bütün olarak usdışıdır. Üretkenliği insan gereksinim ve yetilerinin özgür gelişimini yokedicidir, barışı sürekli savaş gözdağı tarafından sürdürülür, büyümesi varoluş için bireysel, ulusal, ve uluslararası savaşımı barışçıllaştırmanın gerçek olanaklarının baskılanması üzerine bağımlıdır. Toplumumuzun önceki, daha az gelişmiş evrelerini karakterize etmiş olandan çok ayrı olan bu baskı bugün doğal ve teknik bir hamlık konumundan değil ama tersine bir güç konumundan işlemektedir."
-Herbert Marcuse, ("Tek-Boyutlu İnsan"dan)-
Herbert Marcuse (1898-1979)
Yeni-Solun Babası olarak bilinen Herbert Marcuse Frankfurt Okulunun ikonudur. Berlin'de Yahudi bir ailede doğdu; Alman Ordusunda Birinci Dünya Savaşına katıldı; 1922'de Ph.D. tezini Freiburg Üniversitesinde tamamladı; Edmund Husserl ve Heidegger ile birlikte çalıştı; 1933'te Frankfurt Araştırma Kurumu'na katıldı; aynı yıl ABD'ye yerleşti ve 1940 ABD yurttaşı oldu; 1940'ta Us ve Devrim'i yayımladı. Felsefenin ideoloji olduğunu belirten Marcuse Proleteryanın dizge ile bütünleşerek devrimci niteliğini yitirdiğini düşünmesine karşın Marxizme bağlılığını terketmedi. Karşıtlıksız tek-boyutlu İnsanın benzer olarak karşıtlık boyutunu yitiren Toplumunun devrimci dönüşümü, Marcuse'nin çözümlemesine göre, özerk bir politik güç karakterini kazanan teknoloji ve otomasyon tarafından başarılacak, tek-boyutlu İnsan Özgürlüğünü ve Kurtuluşunu ona egemen olan altyapı yoluyla kazanacaktır.
Tek-Boyutlu İnsan'dan: "Otomasyon, bir kez genel özdeksel üretim süreci olur olmaz, bütün toplumu devrimcileştirecektir." "Teknolojik dönüşüm aynı zamanda politik dönüşümdür," "Bu toplumun totaliter özellikleri karşısında, teknolojinin 'yansızlığı' biçimindeki geleneksel düşünce bundan böyle ileri sürülemez." "Toplum özgür bir toplum olabilmek için ilkin tüm üyeleri için özgürlüğün özdeksel ön-gereklerini yaratmalıdır."
"Toplum köleliği hoş ve belki de giderek duyumsanmaz kılan gereksinimleri doyurmakla kurtuluş gereksiniminin hakkından gelir. ... işleyim uygarlığının ileri alanlarında emekçi sınıflar belirleyici bir dönüşüme uğrar."
"Şimdiye dek Usun tarihsel işlevi o denli de yaşamak, iyi yaşamak, ve daha iyi yaşamak itkisini bastırmak ve giderek yoketmek olmuştur ya da bu itkinin amacına ulaşmasını ertelemek ve üzerine aşırı bir bedel koymak."
"Aristotelesci biçimsel mantığın kısırlığı sık sık belirtilmiştir. Felsefi düşünce bu mantığın yanında ve giderek dışında gelişti." "Eytişimsel mantık biçimsel olamaz çünkü 'olgusal/reel' olan tarafından belirlenir"
"Dirimsiz nesneler ... salt varoluşları yoluyla, kendilerine ilişkin hiçbirşey bilmedikleri eşitliklere katılırlar. Öznel olarak, doğa ansal değildir matematiksel terimlerde düşünmez. Ama nesnel olarak, doğa ansal yapıdadır matematiksel terimlerde düşünülebilir."
- Açıklama
"İnsan soyunu silip süpürebilecek bir atomik yıkım gözdağı bu tehlikeyi sürdüren güçlerin kendilerini korumaya da hizmet etmez mi? Böyle bir yıkımı önleme çabaları onun çağdaş işleyim toplumundaki gizil nedenlerinin araştırılmasının üzerine gölge düşürür. Bu nedenler kamu tarafından tanınmamış, açığa serilmemiş, saldırılmamış kalırlar, çünkü dışarıdan gelen Doğudan Batıya, Batıdan Doğuya pek açık gözdağı önünde gerilerler. Eşit ölçüde açık olan şey hazır olma, uçurumun kıyısında yaşama, meydan okumayı karşılama gereksinimidir. Yoketme araçlarının barışçıl üretimine, savurganlığın eksiksizleştirilmesine, savunanları ve savunduklarını sakatlayan bir savunma için eğitilmeye boyun eğiyoruz.
"Ve gene de bu toplum bir bütün olarak usdışıdır. Üretkenliği insan gereksinim ve yetilerinin özgür gelişimini yokedicidir, barışı sürekli savaş gözdağı tarafından sürdürülür, büyümesi varoluş için bireysel, ulusal, ve uluslararası savaşımı barışçıllaştırmanın gerçek olanaklarının baskılanması üzerine bağımlıdır. Toplumumuzun önceki, daha az gelişmiş evrelerini karakterize etmiş olandan çok ayrı olan bu baskı bugün doğal ve teknik bir hamlık konumundan değil ama tersine bir güç konumundan işlemektedir."
-Herbert Marcuse, ("Tek-Boyutlu İnsan"dan)-Herbert Marcuse (1898-1979)
Yeni-Solun Babası olarak bilinen Herbert Marcuse Frankfurt Okulunun ikonudur. Berlin'de Yahudi bir ailede doğdu; Alman Ordusunda Birinci Dünya Savaşına katıldı; 1922'de Ph.D. tezini Freiburg Üniversitesinde tamamladı; Edmund Husserl ve Heidegger ile birlikte çalıştı; 1933'te Frankfurt Araştırma Kurumu'na katıldı; aynı yıl ABD'ye yerleşti ve 1940 ABD yurttaşı oldu; 1940'ta Us ve Devrim'i yayımladı. Felsefenin ideoloji olduğunu belirten Marcuse Proleteryanın dizge ile bütünleşerek devrimci niteliğini yitirdiğini düşünmesine karşın Marxizme bağlılığını terketmedi. Karşıtlıksız tek-boyutlu İnsanın benzer olarak karşıtlık boyutunu yitiren Toplumunun devrimci dönüşümü, Marcuse'nin çözümlemesine göre, özerk bir politik güç karakterini kazanan teknoloji ve otomasyon tarafından başarılacak, tek-boyutlu İnsan Özgürlüğünü ve Kurtuluşunu ona egemen olan altyapı yoluyla kazanacaktır.Tek-Boyutlu İnsan'dan: "Otomasyon, bir kez genel özdeksel üretim süreci olur olmaz, bütün toplumu devrimcileştirecektir." "Teknolojik dönüşüm aynı zamanda politik dönüşümdür," "Bu toplumun totaliter özellikleri karşısında, teknolojinin 'yansızlığı' biçimindeki geleneksel düşünce bundan böyle ileri sürülemez." "Toplum özgür bir toplum olabilmek için ilkin tüm üyeleri için özgürlüğün özdeksel ön-gereklerini yaratmalıdır."
"Toplum köleliği hoş ve belki de giderek duyumsanmaz kılan gereksinimleri doyurmakla kurtuluş gereksiniminin hakkından gelir. ... işleyim uygarlığının ileri alanlarında emekçi sınıflar belirleyici bir dönüşüme uğrar."
"Şimdiye dek Usun tarihsel işlevi o denli de yaşamak, iyi yaşamak, ve daha iyi yaşamak itkisini bastırmak ve giderek yoketmek olmuştur ya da bu itkinin amacına ulaşmasını ertelemek ve üzerine aşırı bir bedel koymak."
"Aristotelesci biçimsel mantığın kısırlığı sık sık belirtilmiştir. Felsefi düşünce bu mantığın yanında ve giderek dışında gelişti." "Eytişimsel mantık biçimsel olamaz çünkü 'olgusal/reel' olan tarafından belirlenir"
"Dirimsiz nesneler ... salt varoluşları yoluyla, kendilerine ilişkin hiçbirşey bilmedikleri eşitliklere katılırlar. Öznel olarak, doğa ansal değildir matematiksel terimlerde düşünmez. Ama nesnel olarak, doğa ansal yapıdadır matematiksel terimlerde düşünülebilir."
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.