Temel Tıbbi ArapçaTürkiye'deki Sağlık Kurum ve Kuruluşları İçin Suriye-Lübnan Lehçesi Temelinde ve Latin Harfleriyle
Bu çalışma, Suriye'de yaklaşık 5 yıl öncesinde başlayan ve bazı dış devletlerin de müdahil olduğu iç savaş sonrasında, Türkiye'ye kalıcı veya geçici olarak yerleşmek zorunda kalan veya yerleşmeyi tercih eden, resmi verilere göre yaklaşık 4 milyon Suriyeli'nin sağlık hizmetleri alanında yaşadıkları sıkıntılara kısmen çözüm olmak üzere hazırlanmıştır. Çalışmanın hedef kitlesi, söz konusu Suriye kökenli insanlara sağlık hizmeti vermek zorunda olan sağlık görevlileridir. Bu insanlarla daha kolay iletişim kurmanın birinci aşaması sağlık görevlilerinin temel düzeyde tıbbî Arapça sözcük, söz ve cümleleri öğrenmeleridir. Daha başarılı bir iletişimin ikinci aşamasını ise Suriyelilerin en azından kısa vadede temel düzeyde Türkçe öğrenmelerini sağlamaktır. Bu çalışma ikinci aşamaya hizmet etmemektedir ve bu bakımdan Türkiye'de halihazırdaki soruna ancak kısmî bir çözüm olabilir.
Türkiye'ye çeşitli gerekçelerle yerleşen Suriyeliler, günlük yaşamlarında Klasik Arapçanın, batı literatüründe “Suriye-Lübnan Kıyı lehçesi (diyalekti)” olarak adlandırılan lehçe grubuna giren bir lehçesini kullanmaktadırlar. Bununla birlikte, Suriye lehçesinin mikro ölçekte farklı değişkeleri (varyasyonları) barındırdığını, bölgesel özelliklerin birbirinden az-çok farklı olduğunu ve lehçe kullanımının dil kullanıcısının eğitim düzeyine göre değişkenlik gösterdiğini belirtmek gerekmektedir. Çalışmada Suriye Arap lehçesine ait kimi tıbbî terim ve sözcüklerle, temel diyalog cümleleri, söz konusu lehçenin makro özellikleri göz önünde bulundurularak verilmeye çalışılmıştır.
Çalışmanın hedef kitlesi durumundaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan sağlık görevlilerinin Arap harflerinden tamamen habersiz oldukları varsayılarak, Arapça sözcük, söz ve cümleler özel birtakım işaretlerle Arapça için uygun hale getirilen Latin alfabesi temelinde verilmiştir. Dilbilgisi konuları da tamamen Türk dilbilgisi kitaplarındaki terimlerle ve düzenle ele alınmıştır. Bunlar hem dilbilgisel farkındalığı olmayan veya az olan sağlık görevlileri için daha pratik bir çözüm olduğu hem de çalışmanın amacına daha uygun olduğu için tercih edilmiştir. Ancak planlanan kullanım biçimlerinden daha farklı durumlar da düşünülerek kavram ve terimlerin Klasik (Standart) Arapça biçimleri de ayraç içinde gösterilmiştir. Bir kavramı gösteren çeşitli sözcükler biribirinden virgül (,) işaretiyle, aynı sözcüğün farklı sesletim biçimleri biribirinden taksim (/) işaretiyle ayrılmış, eksiltilebilen durumlar da ([ ]) işareti içine alınmıştır.
Tıpla ilgili temel edimler ve temel diyalog cümleleri, kişisel tahmin, tespit, gözlem ve deneyimlerimize dayanmaktadır. Tıpla ilgili terim ve sözcüklerin tespiti ise, bu kişisel bilgi birikiminin yanısıra, Serdar Mutçalı'nın Arapça-Türkçe Sözlük (Dağarcık Yayınları: 1, İstanbul 1995) adlı sözlüğünün genel bir taraması yoluyla sağlanmıştır. Tıp terimlerinin genel sınıflaması için de Didem Arslantaş, Demet Özbabalık, Melis Naçar, Ali Arslantaş, Dilek Aslan, Kevser Erol, Baki Adapınar ve Alaettin Ünsal tarafından hazırlanan Tıbbi Terminoloji (Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları: 1496, Eskişehir 2012) adlı çalışmadan yararlanılmıştır. Bu çalışmada tıp terimleri başlıca 7 grupta değerlendirilmiştir: “1- Kardiyovasküler Sistem ve Endokrin Sistem, 2- Solunum Sistemi ve Göz-Kulak Burun Boğaz, 3- Santral ve Periferik Sinir, 4- Kas-İskelet Sistemi ve Ürogenital Sistem, 5- İlaç Bilimi, 6- Radyoloji ve Nükleer Tıp, 7- Halk Sağlığı ve Hastalık Sınıflaması”. Ben bu sınıflamaya “Diş ve Dişeti Hastalıkları” grubunu da ekledim. Böylece tıpla ilgili bütün alanlarda görevli kişilerin gereksinim duydukları temel terimlere ulaşabilmelerini sağlamaya çalıştım. Çalışmanın bundan sonraki bölümünü, sağlıkla ilgili temel kavram ve terimlerin bir araya getirildiği bir sözlük olarak tasarladım. Son bölümde ise, sağlık sektöründe hizmet veren kişilerin Arapça konusunda kendilerini sınamalarına olanak veren bir sınava yer verdim.
- Açıklama
Bu çalışma, Suriye'de yaklaşık 5 yıl öncesinde başlayan ve bazı dış devletlerin de müdahil olduğu iç savaş sonrasında, Türkiye'ye kalıcı veya geçici olarak yerleşmek zorunda kalan veya yerleşmeyi tercih eden, resmi verilere göre yaklaşık 4 milyon Suriyeli'nin sağlık hizmetleri alanında yaşadıkları sıkıntılara kısmen çözüm olmak üzere hazırlanmıştır. Çalışmanın hedef kitlesi, söz konusu Suriye kökenli insanlara sağlık hizmeti vermek zorunda olan sağlık görevlileridir. Bu insanlarla daha kolay iletişim kurmanın birinci aşaması sağlık görevlilerinin temel düzeyde tıbbî Arapça sözcük, söz ve cümleleri öğrenmeleridir. Daha başarılı bir iletişimin ikinci aşamasını ise Suriyelilerin en azından kısa vadede temel düzeyde Türkçe öğrenmelerini sağlamaktır. Bu çalışma ikinci aşamaya hizmet etmemektedir ve bu bakımdan Türkiye'de halihazırdaki soruna ancak kısmî bir çözüm olabilir.
Türkiye'ye çeşitli gerekçelerle yerleşen Suriyeliler, günlük yaşamlarında Klasik Arapçanın, batı literatüründe “Suriye-Lübnan Kıyı lehçesi (diyalekti)” olarak adlandırılan lehçe grubuna giren bir lehçesini kullanmaktadırlar. Bununla birlikte, Suriye lehçesinin mikro ölçekte farklı değişkeleri (varyasyonları) barındırdığını, bölgesel özelliklerin birbirinden az-çok farklı olduğunu ve lehçe kullanımının dil kullanıcısının eğitim düzeyine göre değişkenlik gösterdiğini belirtmek gerekmektedir. Çalışmada Suriye Arap lehçesine ait kimi tıbbî terim ve sözcüklerle, temel diyalog cümleleri, söz konusu lehçenin makro özellikleri göz önünde bulundurularak verilmeye çalışılmıştır.
Çalışmanın hedef kitlesi durumundaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan sağlık görevlilerinin Arap harflerinden tamamen habersiz oldukları varsayılarak, Arapça sözcük, söz ve cümleler özel birtakım işaretlerle Arapça için uygun hale getirilen Latin alfabesi temelinde verilmiştir. Dilbilgisi konuları da tamamen Türk dilbilgisi kitaplarındaki terimlerle ve düzenle ele alınmıştır. Bunlar hem dilbilgisel farkındalığı olmayan veya az olan sağlık görevlileri için daha pratik bir çözüm olduğu hem de çalışmanın amacına daha uygun olduğu için tercih edilmiştir. Ancak planlanan kullanım biçimlerinden daha farklı durumlar da düşünülerek kavram ve terimlerin Klasik (Standart) Arapça biçimleri de ayraç içinde gösterilmiştir. Bir kavramı gösteren çeşitli sözcükler biribirinden virgül (,) işaretiyle, aynı sözcüğün farklı sesletim biçimleri biribirinden taksim (/) işaretiyle ayrılmış, eksiltilebilen durumlar da ([ ]) işareti içine alınmıştır.
Tıpla ilgili temel edimler ve temel diyalog cümleleri, kişisel tahmin, tespit, gözlem ve deneyimlerimize dayanmaktadır. Tıpla ilgili terim ve sözcüklerin tespiti ise, bu kişisel bilgi birikiminin yanısıra, Serdar Mutçalı'nın Arapça-Türkçe Sözlük (Dağarcık Yayınları: 1, İstanbul 1995) adlı sözlüğünün genel bir taraması yoluyla sağlanmıştır. Tıp terimlerinin genel sınıflaması için de Didem Arslantaş, Demet Özbabalık, Melis Naçar, Ali Arslantaş, Dilek Aslan, Kevser Erol, Baki Adapınar ve Alaettin Ünsal tarafından hazırlanan Tıbbi Terminoloji (Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları: 1496, Eskişehir 2012) adlı çalışmadan yararlanılmıştır. Bu çalışmada tıp terimleri başlıca 7 grupta değerlendirilmiştir: “1- Kardiyovasküler Sistem ve Endokrin Sistem, 2- Solunum Sistemi ve Göz-Kulak Burun Boğaz, 3- Santral ve Periferik Sinir, 4- Kas-İskelet Sistemi ve Ürogenital Sistem, 5- İlaç Bilimi, 6- Radyoloji ve Nükleer Tıp, 7- Halk Sağlığı ve Hastalık Sınıflaması”. Ben bu sınıflamaya “Diş ve Dişeti Hastalıkları” grubunu da ekledim. Böylece tıpla ilgili bütün alanlarda görevli kişilerin gereksinim duydukları temel terimlere ulaşabilmelerini sağlamaya çalıştım. Çalışmanın bundan sonraki bölümünü, sağlıkla ilgili temel kavram ve terimlerin bir araya getirildiği bir sözlük olarak tasarladım. Son bölümde ise, sağlık sektöründe hizmet veren kişilerin Arapça konusunda kendilerini sınamalarına olanak veren bir sınava yer verdim.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.