Teknik Bilgiler
Stok Kodu
2029140100039
Boyut
125-195
Sayfa Sayısı
64
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2007-03
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
2029140100039
412489
https://www.kitapburada.com/kitap/temmuz-sozler
Temmuz Sözler
4.00
Şiirleri yanında çoğu tarihsel, siyasal ve biyografik araştırmaları, makaleleri, çeşitli gazete ve dergilerde yer bulan Ercüment Âsaf Yanıç'ın Ağustos 2004'de Mozaik Yayınları'ndan yayınlanan "Erguvanî" isimli şiir kitabında yaşam öyküsü, "Kırk Satırda" başlığı altında şöyle resimlenmekte...
Elli'li senelerde Gaziantep'te doğmuşum,
oku da öğren herşeyi, belle bitamam demişler;
ilk, orta, lise derken bende,
bellemişim, öğrenmişim bir şeyler;
sonu yok öğrenmenin diyerek, sonunda,
yedi tepeli büyük kente gitmişim...
Kap kara döşeli taşlarında kanlı güller açar,
bir meydanmış, Beyazıt Meydanı,
özgürlük kokar ve dönermiş kuşlar durmadan;
konarlarmış meydana, kalkarlarmış bir yandan...
Süleymaniye'ye komşu ve ele geçmezmiş hiç,
taş yapıları çevirir, sanırsın bir kaleymiş,
o fildişi kulelerin içinde,
ilim öğretir, irfan belletirlermiş...
Emekçiliğim muhabirlikle başlamış,
ve geçenle elime, yetinmeyi öğrenmişim;
gazetecilikten geçinmişim de o yıllarda, onurla,
sonraları sakınmışım hep,
hiç gazeteci geçinmemişim...
Epey de diploma vermişler bana,
ne duvara asmışım onları,
ve kazanç kapısı deyip, ne de satmışım;
öğrendiğim ekonomi ekmeğimi büyütmemiş,
siyaseti ilim diye okumuş bilmişim,
içine girip görmüşüm ki, siyaset:
halka rağmen halk için, halkın sırtına binmekmiş...
Dağıtmışım ürettiklerimi hep, üleşmemişim bile,
kamuydu, özeldi ve kendi işimdi derken,
geçmiş seneler, devirmişim gençliği...
Sevmişim, sevilmişim, evlenmişim de;
iyi de etmişim:
bebek kokuları burnumda tüter,
iki de kızım olmuş,
ve büyütüp boyumca, yetiştirmişim;
yüklenecek kırk katırlık neyim kalmış,
kırk satırda bir yaşammış;
gelmişim bu güne:
eskilerden yenilerden,
söylenecek sözüm varmış;
düşmüşüm yola, merhabayla...
Elli'li senelerde Gaziantep'te doğmuşum,
oku da öğren herşeyi, belle bitamam demişler;
ilk, orta, lise derken bende,
bellemişim, öğrenmişim bir şeyler;
sonu yok öğrenmenin diyerek, sonunda,
yedi tepeli büyük kente gitmişim...
Kap kara döşeli taşlarında kanlı güller açar,
bir meydanmış, Beyazıt Meydanı,
özgürlük kokar ve dönermiş kuşlar durmadan;
konarlarmış meydana, kalkarlarmış bir yandan...
Süleymaniye'ye komşu ve ele geçmezmiş hiç,
taş yapıları çevirir, sanırsın bir kaleymiş,
o fildişi kulelerin içinde,
ilim öğretir, irfan belletirlermiş...
Emekçiliğim muhabirlikle başlamış,
ve geçenle elime, yetinmeyi öğrenmişim;
gazetecilikten geçinmişim de o yıllarda, onurla,
sonraları sakınmışım hep,
hiç gazeteci geçinmemişim...
Epey de diploma vermişler bana,
ne duvara asmışım onları,
ve kazanç kapısı deyip, ne de satmışım;
öğrendiğim ekonomi ekmeğimi büyütmemiş,
siyaseti ilim diye okumuş bilmişim,
içine girip görmüşüm ki, siyaset:
halka rağmen halk için, halkın sırtına binmekmiş...
Dağıtmışım ürettiklerimi hep, üleşmemişim bile,
kamuydu, özeldi ve kendi işimdi derken,
geçmiş seneler, devirmişim gençliği...
Sevmişim, sevilmişim, evlenmişim de;
iyi de etmişim:
bebek kokuları burnumda tüter,
iki de kızım olmuş,
ve büyütüp boyumca, yetiştirmişim;
yüklenecek kırk katırlık neyim kalmış,
kırk satırda bir yaşammış;
gelmişim bu güne:
eskilerden yenilerden,
söylenecek sözüm varmış;
düşmüşüm yola, merhabayla...
- Açıklama
- Şiirleri yanında çoğu tarihsel, siyasal ve biyografik araştırmaları, makaleleri, çeşitli gazete ve dergilerde yer bulan Ercüment Âsaf Yanıç'ın Ağustos 2004'de Mozaik Yayınları'ndan yayınlanan "Erguvanî" isimli şiir kitabında yaşam öyküsü, "Kırk Satırda" başlığı altında şöyle resimlenmekte...
Elli'li senelerde Gaziantep'te doğmuşum,
oku da öğren herşeyi, belle bitamam demişler;
ilk, orta, lise derken bende,
bellemişim, öğrenmişim bir şeyler;
sonu yok öğrenmenin diyerek, sonunda,
yedi tepeli büyük kente gitmişim...
Kap kara döşeli taşlarında kanlı güller açar,
bir meydanmış, Beyazıt Meydanı,
özgürlük kokar ve dönermiş kuşlar durmadan;
konarlarmış meydana, kalkarlarmış bir yandan...
Süleymaniye'ye komşu ve ele geçmezmiş hiç,
taş yapıları çevirir, sanırsın bir kaleymiş,
o fildişi kulelerin içinde,
ilim öğretir, irfan belletirlermiş...
Emekçiliğim muhabirlikle başlamış,
ve geçenle elime, yetinmeyi öğrenmişim;
gazetecilikten geçinmişim de o yıllarda, onurla,
sonraları sakınmışım hep,
hiç gazeteci geçinmemişim...
Epey de diploma vermişler bana,
ne duvara asmışım onları,
ve kazanç kapısı deyip, ne de satmışım;
öğrendiğim ekonomi ekmeğimi büyütmemiş,
siyaseti ilim diye okumuş bilmişim,
içine girip görmüşüm ki, siyaset:
halka rağmen halk için, halkın sırtına binmekmiş...
Dağıtmışım ürettiklerimi hep, üleşmemişim bile,
kamuydu, özeldi ve kendi işimdi derken,
geçmiş seneler, devirmişim gençliği...
Sevmişim, sevilmişim, evlenmişim de;
iyi de etmişim:
bebek kokuları burnumda tüter,
iki de kızım olmuş,
ve büyütüp boyumca, yetiştirmişim;
yüklenecek kırk katırlık neyim kalmış,
kırk satırda bir yaşammış;
gelmişim bu güne:
eskilerden yenilerden,
söylenecek sözüm varmış;
düşmüşüm yola, merhabayla...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.