Tevrat ve İncil'in Değişmezliği
Tanrı binlerce yıl önce Yahudiler'e Musa aracılığıyla şu buyruğunu verdi:
“Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın. Ama size bildirdiğim Tanrımız RAB'bin buyruklarına uyun” (Yasanın Tekrarı 2:4).
Bu buyruk aynı kitapta tekrar edilir:
“Size bildirdiğim bütün buyruklara iyice uyun. Bunlara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın” (Yasanın Tekrarı 12:32).
Bundan yüzyıllar sonra Bilge Süleyman, Kutsal Ruh'un esinlemesiyle şu tanıklıkta bulundu: “Tanrı'nın her sözü güvenilirdir, O kendisine sığınan herkese kalkandır. O'nun sözüne bir şey katma, yoksa seni azarlar, yalancı çıkartır” (Süleyman'ın Öydeyişleri 30:5-6).
Kutsal yazıların sonunda şu şiddetli uyarıyı okuyoruz:
“Bu kitaptaki peygamberlik sözlerini duyan herkesi uyarıyorum! Her kim bu sözlere bir şey katarsa, Tanrı da bu kitapta yazılı belaları ona katacaktır. Her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden bir şey çıkarırsa, Tanrı da bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten ona düşen payı çıkaracaktır” (Vahiy 22:18-19).
Bu yasak ve kesin uyarılardan sonra Tanrı'ya, O'nun kitaplarına ve peygamberlerine inanan biri, Tanrı'nın ruhsal bereketlerini ve O'nun insanoğluna vaadettiği kurtuluş ve sonsuz yaşamı elinin tersiyle iterek Tanrı kelamını bozmaya yeltenebilir mi? İnanmayanlara gelince, onların kutsal yazıları bozup değiştirmeleri zaten mümkün değildir. Zira bunu yapabilmeleri için, Kutsal Kitap'ın yeryüzüne dağılmış binlerce nüshasını eksiksiz toplamaları, aynı zamanda iman edenlerin de buna seyirci kalmaları gerekirdi.
Ne yazık ki, günün birinde bazıları Mesih'in pak elçilerini, kendilerine emanet edilen Kutsal İncil'i değiştirmekle suçlayabilmişlerdir. Oysa bu, sadece kutsal yazılara iftira değil, Kuran'ın Mesih'in elçileri hakkındaki olumlu ifadeleriyle de (Al-i İmran 52) çelişmektedir.
Kutsal Kitap'ın her türlü tahrif ve bozukluktan uzak oluşunun kanıtlarına gelince, onları teker teker bu kitapçığımızda değerli okuyucunun dikkatine sunacağız.
- Açıklama
Tanrı binlerce yıl önce Yahudiler'e Musa aracılığıyla şu buyruğunu verdi:
“Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın. Ama size bildirdiğim Tanrımız RAB'bin buyruklarına uyun” (Yasanın Tekrarı 2:4).
Bu buyruk aynı kitapta tekrar edilir:
“Size bildirdiğim bütün buyruklara iyice uyun. Bunlara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın” (Yasanın Tekrarı 12:32).
Bundan yüzyıllar sonra Bilge Süleyman, Kutsal Ruh'un esinlemesiyle şu tanıklıkta bulundu: “Tanrı'nın her sözü güvenilirdir, O kendisine sığınan herkese kalkandır. O'nun sözüne bir şey katma, yoksa seni azarlar, yalancı çıkartır” (Süleyman'ın Öydeyişleri 30:5-6).
Kutsal yazıların sonunda şu şiddetli uyarıyı okuyoruz:
“Bu kitaptaki peygamberlik sözlerini duyan herkesi uyarıyorum! Her kim bu sözlere bir şey katarsa, Tanrı da bu kitapta yazılı belaları ona katacaktır. Her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden bir şey çıkarırsa, Tanrı da bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten ona düşen payı çıkaracaktır” (Vahiy 22:18-19).
Bu yasak ve kesin uyarılardan sonra Tanrı'ya, O'nun kitaplarına ve peygamberlerine inanan biri, Tanrı'nın ruhsal bereketlerini ve O'nun insanoğluna vaadettiği kurtuluş ve sonsuz yaşamı elinin tersiyle iterek Tanrı kelamını bozmaya yeltenebilir mi? İnanmayanlara gelince, onların kutsal yazıları bozup değiştirmeleri zaten mümkün değildir. Zira bunu yapabilmeleri için, Kutsal Kitap'ın yeryüzüne dağılmış binlerce nüshasını eksiksiz toplamaları, aynı zamanda iman edenlerin de buna seyirci kalmaları gerekirdi.
Ne yazık ki, günün birinde bazıları Mesih'in pak elçilerini, kendilerine emanet edilen Kutsal İncil'i değiştirmekle suçlayabilmişlerdir. Oysa bu, sadece kutsal yazılara iftira değil, Kuran'ın Mesih'in elçileri hakkındaki olumlu ifadeleriyle de (Al-i İmran 52) çelişmektedir.
Kutsal Kitap'ın her türlü tahrif ve bozukluktan uzak oluşunun kanıtlarına gelince, onları teker teker bu kitapçığımızda değerli okuyucunun dikkatine sunacağız.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.