Toplumsal Aklın EleştirisiFrankfurt Okulu ve Toplum Teorisi
Frankfurt Okulu, kuruluşundan 1960'lı yılların sonunda dağılmasına dek, şimdiki zamanın sosyolojik bir teorisinin hazırlanmasına kendini adadı: Eleştirel Teori. Temel hedefi, rekabetçi kapitalizm ile iktisat ve politika konularında liberal ilkeler üzerinde temellenen çağ sonunu anlamaktı. Bu eser, Frankfurt Okulu'nun önde gelen iki temsilcisinin, yani Adorno ve Horkheimer'in önemli tezlerinin sunumu ve tahlilidir. Adorno ile Horkheimer, köklerini klasik felsefeden olduğu kadar Avrupa ve Amerikan sosyolojisinden de alan gerçek bir eleştirel sosyoloji geliştirmişlerdir. Önce Avrupa'da faşizmle karşı karşıya kalan, ardından 1940'lı yılların Amerikan toplumuyla ve savaş sonrası Almanya'sının ekonomik ve politik gücüyle yüzleşen iki düşünür, modern toplumlarımızın kötülük ve kusurlarını ısrarla tahlil etmekten vazgeçmemişlerdir. Bu düşünürler, bütün eserleri boyunca, toplum teorilerini aklın ve özgürlüğün süzgecinden geçirmişler; faşizmin ve otoriter özelliklerin insan kişiliği ve belleğindeki kök ve izlerinin peşinden gitmişler; faşizmden Amerikan yaşam tarzına, tüketim toplumuna geçişin içerdiği sürekliliklere gözlerini dikmişler; özgürlükçü bir toplumsallık izleğini asla gözardı etmemişlerdir. Günümüzde Frankfurt Okulu'nun analizlerini gözden geçirmek, küreselleşmiş biçimiyle iyice güçlenmiş kapitalist cenderenin damgasını taşıyan çağımızı kavramada kılavuzluk edecektir kuşkusuz.
- Açıklama
Frankfurt Okulu, kuruluşundan 1960'lı yılların sonunda dağılmasına dek, şimdiki zamanın sosyolojik bir teorisinin hazırlanmasına kendini adadı: Eleştirel Teori. Temel hedefi, rekabetçi kapitalizm ile iktisat ve politika konularında liberal ilkeler üzerinde temellenen çağ sonunu anlamaktı. Bu eser, Frankfurt Okulu'nun önde gelen iki temsilcisinin, yani Adorno ve Horkheimer'in önemli tezlerinin sunumu ve tahlilidir. Adorno ile Horkheimer, köklerini klasik felsefeden olduğu kadar Avrupa ve Amerikan sosyolojisinden de alan gerçek bir eleştirel sosyoloji geliştirmişlerdir. Önce Avrupa'da faşizmle karşı karşıya kalan, ardından 1940'lı yılların Amerikan toplumuyla ve savaş sonrası Almanya'sının ekonomik ve politik gücüyle yüzleşen iki düşünür, modern toplumlarımızın kötülük ve kusurlarını ısrarla tahlil etmekten vazgeçmemişlerdir. Bu düşünürler, bütün eserleri boyunca, toplum teorilerini aklın ve özgürlüğün süzgecinden geçirmişler; faşizmin ve otoriter özelliklerin insan kişiliği ve belleğindeki kök ve izlerinin peşinden gitmişler; faşizmden Amerikan yaşam tarzına, tüketim toplumuna geçişin içerdiği sürekliliklere gözlerini dikmişler; özgürlükçü bir toplumsallık izleğini asla gözardı etmemişlerdir. Günümüzde Frankfurt Okulu'nun analizlerini gözden geçirmek, küreselleşmiş biçimiyle iyice güçlenmiş kapitalist cenderenin damgasını taşıyan çağımızı kavramada kılavuzluk edecektir kuşkusuz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.