Sektör değiştirmenin travma sebebi olarak görüldüğü iş hayatımızda Hakan Yel on sektör değiştirdi. Halen üç ayrı sektörde aynı anda çalışıyor. Şimdi de bu kitapta, böylesi travmatik iş hayatının altından nasıl kalktığını günlük hayatın yaşanmış örnekleriyle ve kendine özgü diliyle aktarıyor.
“Ben bu ülkedeki dengesiz iş anlayışlarının, tutarsız davranış şekillerinin tamamına, bu kendini bilmezliğe, ikiyüzlülüğe kısaca “TÖRKİŞ BİZNIS SITAYL” diyorum. Medeniymiş gibi davranan ama barbar olan. Batılıymış gibi yapan ama içinde Doğu berduşluğunu, serkeşliğini, egoistliğini büyüten. Çok rahatmış gibi yapan ama dibine kadar endişeye gömülmüş olan. Kendinden eminmiş gibi davranıp sürekli etrafını kollayan. Devamlı etrafını eleştiren ama kendini asla eleştirmeyen. İş toplantılarında toplam yüz kelime İngilizce konuşurken aksan taklit edip caka satan ama bir tek İngilizce roman okumayan. Olgunmuş gibi yapan ama kompleksleri içinde boğulan. Yabancı dizi hayranıymış gibi yapıp çekirdek çitleyerek yerli sakız dizileri gözyaşları içinde salya sümük izleyen, kalabalıkta kahve meftunu rolü kesip yalnız kaldığında çay demleyen, son model arabaya binip camdan çöp atan, çok paylaşımcı görünüp ekibine zırnık koklatmayan...”.
- Açıklama
Sektör değiştirmenin travma sebebi olarak görüldüğü iş hayatımızda Hakan Yel on sektör değiştirdi. Halen üç ayrı sektörde aynı anda çalışıyor. Şimdi de bu kitapta, böylesi travmatik iş hayatının altından nasıl kalktığını günlük hayatın yaşanmış örnekleriyle ve kendine özgü diliyle aktarıyor.
“Ben bu ülkedeki dengesiz iş anlayışlarının, tutarsız davranış şekillerinin tamamına, bu kendini bilmezliğe, ikiyüzlülüğe kısaca “TÖRKİŞ BİZNIS SITAYL” diyorum. Medeniymiş gibi davranan ama barbar olan. Batılıymış gibi yapan ama içinde Doğu berduşluğunu, serkeşliğini, egoistliğini büyüten. Çok rahatmış gibi yapan ama dibine kadar endişeye gömülmüş olan. Kendinden eminmiş gibi davranıp sürekli etrafını kollayan. Devamlı etrafını eleştiren ama kendini asla eleştirmeyen. İş toplantılarında toplam yüz kelime İngilizce konuşurken aksan taklit edip caka satan ama bir tek İngilizce roman okumayan. Olgunmuş gibi yapan ama kompleksleri içinde boğulan. Yabancı dizi hayranıymış gibi yapıp çekirdek çitleyerek yerli sakız dizileri gözyaşları içinde salya sümük izleyen, kalabalıkta kahve meftunu rolü kesip yalnız kaldığında çay demleyen, son model arabaya binip camdan çöp atan, çok paylaşımcı görünüp ekibine zırnık koklatmayan...”.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.