%20
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055263881
Boyut
16.00x23.50
Sayfa Sayısı
433
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2012-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

Trafik Yönetimi ve Denetimi

Yayınevi : Adalet Yayınevi
55,00TL
44,00TL
%20
Satışta değil
9786055263881
504667
Trafik Yönetimi ve Denetimi
Trafik Yönetimi ve Denetimi
44.00

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve İlgili TümYönetmeliklerde 15 Eylül 2012 Tarihine Kadar YapılanKitap İçeriği ile İlgili Tüm Değişiklikleri Kapsar.

Değerli okurlar, Bir taraftan -Trafik Yönetimi ve Denetimi- kitabının beşincisi baskısını sizlere sunmanın mutluluğunu yaşarken diğer taraftan da Polis Akademisi Yayınları adı altında 2004 yılında yayınladığım -Trafik Hukuku ve Temel Trafik Bilgileri- isimli trafik konulu ilk kitabımın yayını arasında kocaman bir sekiz yıl geçmesine rağmen benim güzel ülkemde trafik ve trafik güvenliği probleminin (ortaya çıkardığı ölüm, yaralanma, sakatlıklar ile maddi ve manevi zararlar açısından), ülkemizin genel güvenliğini tehlikeye sokacak boyutlara ulaşmasını görmenin de maalesef derin acılarını yaşamaktayım.

Unutmayalım ülkemizde her yıl trafik kazaları sonucu hastanelerde yaşamını yitiren kazazede vatandaşlarımızla birlikte 10 bin insanımızı kaybediyoruz ve ne acıdır ki bu kaybettiğimiz vatandaşlarımızın %50ye yakını 15-35 yaş aralığındadır. Ülkemiz açısından trafik kazalarının bu korkunç boyutu, istenmese de trafik terörü olarak da nitelendirilebilecek ciddi ve tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu istenmeyen ancak önlenmesi için gerekli önleyici tedbirlerin alınmadığı, sadece günü birlik, plansız, programsız ülkemiz ihtiyaçlarına cevap veremeyen, gelişigüzel ve günü kurtarma adına yapılan bir takım faaliyetlerin yapıldığı bu güzel ülkemizde, maalesef geleceğimiz olan gençlerimizi trafik terörüne kurban vermekteyiz ve geleceğimizi elbirliği ile yok etmekteyiz.

Trafik kazaları kader değildir. Trafik kazalarına kader açısından bakmak, problemi baştan çözümsüzlüğe mahkûm etmektir. Unutmayalım ki karayolları, herkesin kafasına göre hareket edeceği ve hiçbir yasaklama ve kısıtlamanın olmadığı alanlar olmayıp, toplum hayatında önemli yeri olan kamusal alanlardır. Bu alanlarda araç kullanmak da kamusal bir davranıştır. Bu yüzden sürücülerin ve diğer yol kullanıcılarının bu alanlardaki her tür davranışının kontrol edilmesi ve risk yaratanlardan hesap sorulması, kamu sağlığının ve insan yaşamının korunması adına, kamu otoritesinin sorumluğundadır.

Ülkemizde trafik ve trafik güvenliği probleminin çözüm sorumluluğu, sadece polis ve jandarmada değildir. Bu nedenle vakit kaybedilmeden, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulunun bire bir koordinesinde ve takibinde olmak kaydıyla ülkemizde terörden bile daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabilen trafik kazalarının önlenebilmesi için konunun uzmanlarınca bilimsel esasa göre bir -Trafik Acil Eylem Planı- hazırlanmalı ve bu plan hedefleri doğrultusunda da, toplumun bütün üyelerinin ve özellikle de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun görev, yetki ve sorumluluk verdiği kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin (meslek odaları, dernekler, sendikalar), karayoluyla yük ve yolcu taşımacılığı yapan tüm kesimlerin; ülkemiz açısından çözümü hayati derecede önemli olan bu problemin çözümünde ciddi bir işbirliği ve güç birliği içerisinde birlikte hareket etmesi sağlanmalıdır.

  • Açıklama
    • 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve İlgili TümYönetmeliklerde 15 Eylül 2012 Tarihine Kadar YapılanKitap İçeriği ile İlgili Tüm Değişiklikleri Kapsar.

      Değerli okurlar, Bir taraftan -Trafik Yönetimi ve Denetimi- kitabının beşincisi baskısını sizlere sunmanın mutluluğunu yaşarken diğer taraftan da Polis Akademisi Yayınları adı altında 2004 yılında yayınladığım -Trafik Hukuku ve Temel Trafik Bilgileri- isimli trafik konulu ilk kitabımın yayını arasında kocaman bir sekiz yıl geçmesine rağmen benim güzel ülkemde trafik ve trafik güvenliği probleminin (ortaya çıkardığı ölüm, yaralanma, sakatlıklar ile maddi ve manevi zararlar açısından), ülkemizin genel güvenliğini tehlikeye sokacak boyutlara ulaşmasını görmenin de maalesef derin acılarını yaşamaktayım.

      Unutmayalım ülkemizde her yıl trafik kazaları sonucu hastanelerde yaşamını yitiren kazazede vatandaşlarımızla birlikte 10 bin insanımızı kaybediyoruz ve ne acıdır ki bu kaybettiğimiz vatandaşlarımızın %50ye yakını 15-35 yaş aralığındadır. Ülkemiz açısından trafik kazalarının bu korkunç boyutu, istenmese de trafik terörü olarak da nitelendirilebilecek ciddi ve tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu istenmeyen ancak önlenmesi için gerekli önleyici tedbirlerin alınmadığı, sadece günü birlik, plansız, programsız ülkemiz ihtiyaçlarına cevap veremeyen, gelişigüzel ve günü kurtarma adına yapılan bir takım faaliyetlerin yapıldığı bu güzel ülkemizde, maalesef geleceğimiz olan gençlerimizi trafik terörüne kurban vermekteyiz ve geleceğimizi elbirliği ile yok etmekteyiz.

      Trafik kazaları kader değildir. Trafik kazalarına kader açısından bakmak, problemi baştan çözümsüzlüğe mahkûm etmektir. Unutmayalım ki karayolları, herkesin kafasına göre hareket edeceği ve hiçbir yasaklama ve kısıtlamanın olmadığı alanlar olmayıp, toplum hayatında önemli yeri olan kamusal alanlardır. Bu alanlarda araç kullanmak da kamusal bir davranıştır. Bu yüzden sürücülerin ve diğer yol kullanıcılarının bu alanlardaki her tür davranışının kontrol edilmesi ve risk yaratanlardan hesap sorulması, kamu sağlığının ve insan yaşamının korunması adına, kamu otoritesinin sorumluğundadır.

      Ülkemizde trafik ve trafik güvenliği probleminin çözüm sorumluluğu, sadece polis ve jandarmada değildir. Bu nedenle vakit kaybedilmeden, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulunun bire bir koordinesinde ve takibinde olmak kaydıyla ülkemizde terörden bile daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabilen trafik kazalarının önlenebilmesi için konunun uzmanlarınca bilimsel esasa göre bir -Trafik Acil Eylem Planı- hazırlanmalı ve bu plan hedefleri doğrultusunda da, toplumun bütün üyelerinin ve özellikle de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun görev, yetki ve sorumluluk verdiği kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin (meslek odaları, dernekler, sendikalar), karayoluyla yük ve yolcu taşımacılığı yapan tüm kesimlerin; ülkemiz açısından çözümü hayati derecede önemli olan bu problemin çözümünde ciddi bir işbirliği ve güç birliği içerisinde birlikte hareket etmesi sağlanmalıdır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat