%35
Türk Fatih Akdoman
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053067511
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
332
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Türk

55,00TL
35,75TL
%35
Satışta değil
9786053067511
820322
Türk
Türk
35.75

“Gecenin sessizliğini canhıraş çığlıklar bozdu. Hepsi sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladılar. Köylüler de çığlıklara uyanmış, eline bıçağı, baltayı alan seslerin geldiği yöne koşuyordu. Geniş avlulu bir evin kapısından içeri girdiler. Amina, avluda yüzükoyun yerde yatmakta olan bir adamın sırtına dizini basmış, başını gövdesinden ayırıyordu. Elindeki kocaman komando bıçağının testere dişli tarafını ileri geri hızla adamın boynuna sürtüyordu. Başın neredeyse tamamı gövdeden ayrılmasına rağmen ense kısmı kopmamakta ısrar ediyordu. Yüzü, elbiseleri kan içerisindeydi. Hiç konuşmuyor sadece öfkeyle soluyor ve bir türlü kopmayan başı çekiştirip duruyordu. Herkes donmuş bir vaziyette bu sahneyi izliyordu. Sonunda başı gövdeden ayırmayı başardı. Elinde tuttuğu kafayı havaya kaldırarak “adalet” diye bağırmaya başladı,” adalet!” O sırada içeriden gecelikleri ile birbirlerine sarılmış hâlde yüzleri bembeyaz bir kadın ve iki yetişkin kız çocuğu çıktılar avluya. Adamlar hemen içeriye koştular. İçeride boğazları kesilmiş bir hâlde iki kişi daha vardı. Amina, bu üç Sırp'ın köye tekrar geleceklerini tahmin etmiş, gece orada konaklamayı özellikle istemişti. Sırplar bir gece öncesi aralıksız içtikleri erik rakısı yüzünden hâlâ sarhoştular. Üçünü de haklamak Amina için pek de zor olmadı. O geceden sonra ismi efsane gibi anılmaya başlanmıştı “Osvetnik” “İntikamcı.”

Madımak yangınından Bosna'daki soykırıma, Keşmir'deki uluslararası meselelerden Suriye'deki iç savaşa, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki terör olaylarından İstanbul'daki patlamalara uzanan kahraman bir TÜRK'ün hikâyesi. Aslında bizim hikâyemiz.

  • Açıklama
    • “Gecenin sessizliğini canhıraş çığlıklar bozdu. Hepsi sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladılar. Köylüler de çığlıklara uyanmış, eline bıçağı, baltayı alan seslerin geldiği yöne koşuyordu. Geniş avlulu bir evin kapısından içeri girdiler. Amina, avluda yüzükoyun yerde yatmakta olan bir adamın sırtına dizini basmış, başını gövdesinden ayırıyordu. Elindeki kocaman komando bıçağının testere dişli tarafını ileri geri hızla adamın boynuna sürtüyordu. Başın neredeyse tamamı gövdeden ayrılmasına rağmen ense kısmı kopmamakta ısrar ediyordu. Yüzü, elbiseleri kan içerisindeydi. Hiç konuşmuyor sadece öfkeyle soluyor ve bir türlü kopmayan başı çekiştirip duruyordu. Herkes donmuş bir vaziyette bu sahneyi izliyordu. Sonunda başı gövdeden ayırmayı başardı. Elinde tuttuğu kafayı havaya kaldırarak “adalet” diye bağırmaya başladı,” adalet!” O sırada içeriden gecelikleri ile birbirlerine sarılmış hâlde yüzleri bembeyaz bir kadın ve iki yetişkin kız çocuğu çıktılar avluya. Adamlar hemen içeriye koştular. İçeride boğazları kesilmiş bir hâlde iki kişi daha vardı. Amina, bu üç Sırp'ın köye tekrar geleceklerini tahmin etmiş, gece orada konaklamayı özellikle istemişti. Sırplar bir gece öncesi aralıksız içtikleri erik rakısı yüzünden hâlâ sarhoştular. Üçünü de haklamak Amina için pek de zor olmadı. O geceden sonra ismi efsane gibi anılmaya başlanmıştı “Osvetnik” “İntikamcı.”

      Madımak yangınından Bosna'daki soykırıma, Keşmir'deki uluslararası meselelerden Suriye'deki iç savaşa, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki terör olaylarından İstanbul'daki patlamalara uzanan kahraman bir TÜRK'ün hikâyesi. Aslında bizim hikâyemiz.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat