Türk Düşüncesinde Halkçılık ve Atatürk %15 indirimli Cezmi Eraslan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789758691295
Boyut
135-215
Sayfa Sayısı
327
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2003
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Türk Düşüncesinde Halkçılık ve Atatürk

9,75TL
Satışta değil
9789758691295
450251
Türk Düşüncesinde Halkçılık ve Atatürk
Türk Düşüncesinde Halkçılık ve Atatürk
9.75
Halkın yararını her sahada en önde ve vazgeçilmez saymak şeklinde ifade edebileceğimiz halkçılık, Rusya'dan, Kuzey ve Latin Amerika'ya, Doğu Avrupa'dan Afrika'ya görüldüğü farklı coğrafya ve toplumlarda birbirinden ayrı insan gruplarınca ortaya atılıp, değişik çözüm yolları ve yöntemlerini kullanmıştır.

Halkçılık, halk adına konuşmak ve onun iyiliğini istemek, mekanda yaygınlık kadar zamanda da derinlik özelliğine, dolayısıyla tarihi bir mahiyete sahiptir. Bazen siyasi elitler bazen sömürge idarecileri halk'a, iyiliklerinin nerede olduğunu ondan daha iyi bildiklerini söylemişlerdir. O kadar ki, halkın kendi adına düşünüp konuşabileceğini söylemek anormal karşılanır bir yaklaşım olmuştur. İşin ilginç yanı ise hemen her zaman halkın kendine layık görülen rolü sessizce kabullenmesi olmuştur.

"30 Ağustos sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir" Kemal Atatürk. Büyük Zafer Hakkında 30 Ağustos 1928'de basın temsilcilerine demeç, ASD III, ss. 122.
  • Açıklama
    • Halkın yararını her sahada en önde ve vazgeçilmez saymak şeklinde ifade edebileceğimiz halkçılık, Rusya'dan, Kuzey ve Latin Amerika'ya, Doğu Avrupa'dan Afrika'ya görüldüğü farklı coğrafya ve toplumlarda birbirinden ayrı insan gruplarınca ortaya atılıp, değişik çözüm yolları ve yöntemlerini kullanmıştır.

      Halkçılık, halk adına konuşmak ve onun iyiliğini istemek, mekanda yaygınlık kadar zamanda da derinlik özelliğine, dolayısıyla tarihi bir mahiyete sahiptir. Bazen siyasi elitler bazen sömürge idarecileri halk'a, iyiliklerinin nerede olduğunu ondan daha iyi bildiklerini söylemişlerdir. O kadar ki, halkın kendi adına düşünüp konuşabileceğini söylemek anormal karşılanır bir yaklaşım olmuştur. İşin ilginç yanı ise hemen her zaman halkın kendine layık görülen rolü sessizce kabullenmesi olmuştur.

      "30 Ağustos sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir" Kemal Atatürk. Büyük Zafer Hakkında 30 Ağustos 1928'de basın temsilcilerine demeç, ASD III, ss. 122.
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat