%20
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Hayrettin Eren
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053000686
Boyut
16.00x24.00
Sayfa Sayısı
172
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-12
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu

Yayınevi : Adalet Yayınevi
35,00TL
28,00TL
%20
Satışta değil
9786053000686
712908
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu
28.00

İnsan hakları günlük yaşamımızın bir parçasıdır. Hayatımızı devam ettirebilmemiz, eşit kabul edilmemiz, mülk sahibi olabilmemiz, istediğimiz değerlere inanabilmemiz, düşündüğümüzü ifade edebilmemiz, yazabilmemiz, yayınlayabilmemiz, gezebilmemiz, yerleşmemiz, çalışmamız, dinlenebilmemiz, örgütlenmemiz, dava açabilmemiz, aile kurabilmemiz, işkence ve zulüm görmememiz, köle değil kişi sayılmamız, vatandaş olabilmemiz, özel hayatımızın olması, eğitim alabilmemiz, devlet yönetimine katılabilmemiz farkında olmadan kullandığımız insan haklarıdır.

İnsan hakları günümüz dünyasının en önemli konularından birisidir. Hukuk ve devlet ile ilgili birçok gelişmeyi etkileyen ve yönlendiren konuların başında gelmektedir. Devlet ve hukuk alanında yaşanan gelişmeler bu durumun güncelliğini ve gelişimini sağlamaktadır. Çağdaş, demokratik ve gelişmiş devlet olabilmenin en önemli göstergelerinden birisi, ülkede var olan evrensel insan hakları standartlarıdır. Bir ülkede insan haklarına gösterilen saygı, o ülkenin uygarlık düzeyinin göstergesi durumuna gelmiştir . Günümüz dünyasında, ülkelerin üçte ikisinden fazlası insan haklarını teminat altına almıştır.

Devleti hukuk ile bağlamak, insan toplulukları için yeni bir başlangıç noktası oluşturmuştur. Devlet iktidarının bugünkü anlamda hukukun sınırları içine alınması çok önemli bir dönemeçtir. Genel olarak 16. yüzyıl'dan itibaren belgelerle ve anayasalarla iktidarın hukukla sınırlandırılması, insan haklarının da hukuk düzeni tarafından tanınması ve korunması sonucunu doğurmuştur . Devletler, insan haklarını çeşitli uluslararası ve ulusal çeşitli belgelerle, anayasalarla, kanunlarla düzenlemekte, ayrıca insan haklarını korumaya yönelik uluslararası ve ulusal koruyucu mekanizmalar oluşturmaktadır. İnsan hakları alanında yaşanan bu gelişmelere karşın, insan hakları sürekli çok değişik gerekçelerle ve gelişmelerle devlet, idare ve bireyler tarafından ihlal edilmektedir. Günümüzde hala, en önemli insan hakkı olan yaşama hakkından bile mahrum bırakılarak, her gün binlerce insan savaş, açlık, yoksulluk gibi sebeplerle ölmektedir. Dolayısıyla şu söylenebilir: insan hakları alanında ki tartışmalar ve gelişmeler durmayacaktır ve durmamalıdır. İnsan hakları, devlet ve hukuk alanındaki gelişmelere yön verme özelliğini daima devam ettirmelidir, güç karşısında insanı koruyabilmek için önemini hiçbir zaman kaybetmemelidir.

İnsan haklarının uluslararası belgelerde, Anayasa ve kanunlar tanınması yetmez. Yasal düzenlemelerin yanında insan haklarını koruyucu ve güçlendirici ulusal mekanizmalara da ihtiyaç vardır. İnsan haklarının korunması hukuk devletinin de en önemli gereklerinden biridir. İnsan haklarının salt anayasal-yasal düzenlemelerle tanındığı fakat korunmadığı bir devlete hukuk devleti diyemeyiz. Koruyucu mekanizmalar bakımından hukuk devletinin olmazsa olmaz şartı, yargısal denetimin varlığıdır. Hukuk devletinin gereği olarak Anayasa Mahkemesinin, idari ve adli yargı yerlerinin denetimleri çok önemlidir. Fakat insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için yargısal denetim dışında da koruyucu mekanizmalara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, dünyada her bir ülke, insan haklarına verdiği değer oranında birçok ulusal koruyucu mekanizmalar oluşturmuştur. Son yıllarda dünyada, İnsan haklarının değişik yollarla korunmasının ötesinde ayrıca salt insan haklarını koruma amaçlı ulusal koruma kurumları oluşturulması süreci başlamıştır. Bu yönde dünyada birçok ülke, ulusal insan hakları kurumunu Paris Prensipleri çerçevesinde kurmuştur. Günümüzde ulusal insan hakları kurumlarına sahip olmak, insan hakları alanında işbirliğinin ve insan haklarına saygılı devlet olmanın gereklerinden kabul edilmektedir.

Bu kapsamda ülkemizde de 1990'lı yılların başında başlayan ulusal insan hakları koruma mekanizmalarının oluşturulması süreci halen devam etmektedir. 2012 yılında kurulan Türkiye İnsan Hakları Kurumu, yeni gelişmeler ve tartışmalar sonucunda 2016 yılında yeni bir Kanunla kaldırılmış ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulmuştur
Bu çalışma, yeni oluşturulan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun idare hukuku açısından incelenmesi ihtiyacını gidermeye yönelik bir çalışmadır. İnsan hakları, eşitlik ve kamu tüzelkişiliği konuları idare hukukunun genel esasları diyebileceğimiz konuları içerisinde incelenmektedir. Bu ilkeler aynı zamanda idare hukukuna yön veren ilkeler arasında da yer alır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, kuruluşu, görevleri, işleyişi, teşkilat yapısı vb. idare hukuku açısından öne çıkan yönleriyle ele alınacaktır.

Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde insan hakları ve insan haklarının korunması konusu üzerinde durulmuştur. Dikkat çekmek adına, önemli sayılabilecek bazı belgelerde yer alan insan hakları listelenmiştir. İnsan haklarının korunması yollarından da öne çıkanlar biraz daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yeni bir kamu tüzelkişisi olarak, oluşum sürecinden başlayarak, 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu kapsamında ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

  • Açıklama
    • İnsan hakları günlük yaşamımızın bir parçasıdır. Hayatımızı devam ettirebilmemiz, eşit kabul edilmemiz, mülk sahibi olabilmemiz, istediğimiz değerlere inanabilmemiz, düşündüğümüzü ifade edebilmemiz, yazabilmemiz, yayınlayabilmemiz, gezebilmemiz, yerleşmemiz, çalışmamız, dinlenebilmemiz, örgütlenmemiz, dava açabilmemiz, aile kurabilmemiz, işkence ve zulüm görmememiz, köle değil kişi sayılmamız, vatandaş olabilmemiz, özel hayatımızın olması, eğitim alabilmemiz, devlet yönetimine katılabilmemiz farkında olmadan kullandığımız insan haklarıdır.

      İnsan hakları günümüz dünyasının en önemli konularından birisidir. Hukuk ve devlet ile ilgili birçok gelişmeyi etkileyen ve yönlendiren konuların başında gelmektedir. Devlet ve hukuk alanında yaşanan gelişmeler bu durumun güncelliğini ve gelişimini sağlamaktadır. Çağdaş, demokratik ve gelişmiş devlet olabilmenin en önemli göstergelerinden birisi, ülkede var olan evrensel insan hakları standartlarıdır. Bir ülkede insan haklarına gösterilen saygı, o ülkenin uygarlık düzeyinin göstergesi durumuna gelmiştir . Günümüz dünyasında, ülkelerin üçte ikisinden fazlası insan haklarını teminat altına almıştır.

      Devleti hukuk ile bağlamak, insan toplulukları için yeni bir başlangıç noktası oluşturmuştur. Devlet iktidarının bugünkü anlamda hukukun sınırları içine alınması çok önemli bir dönemeçtir. Genel olarak 16. yüzyıl'dan itibaren belgelerle ve anayasalarla iktidarın hukukla sınırlandırılması, insan haklarının da hukuk düzeni tarafından tanınması ve korunması sonucunu doğurmuştur . Devletler, insan haklarını çeşitli uluslararası ve ulusal çeşitli belgelerle, anayasalarla, kanunlarla düzenlemekte, ayrıca insan haklarını korumaya yönelik uluslararası ve ulusal koruyucu mekanizmalar oluşturmaktadır. İnsan hakları alanında yaşanan bu gelişmelere karşın, insan hakları sürekli çok değişik gerekçelerle ve gelişmelerle devlet, idare ve bireyler tarafından ihlal edilmektedir. Günümüzde hala, en önemli insan hakkı olan yaşama hakkından bile mahrum bırakılarak, her gün binlerce insan savaş, açlık, yoksulluk gibi sebeplerle ölmektedir. Dolayısıyla şu söylenebilir: insan hakları alanında ki tartışmalar ve gelişmeler durmayacaktır ve durmamalıdır. İnsan hakları, devlet ve hukuk alanındaki gelişmelere yön verme özelliğini daima devam ettirmelidir, güç karşısında insanı koruyabilmek için önemini hiçbir zaman kaybetmemelidir.

      İnsan haklarının uluslararası belgelerde, Anayasa ve kanunlar tanınması yetmez. Yasal düzenlemelerin yanında insan haklarını koruyucu ve güçlendirici ulusal mekanizmalara da ihtiyaç vardır. İnsan haklarının korunması hukuk devletinin de en önemli gereklerinden biridir. İnsan haklarının salt anayasal-yasal düzenlemelerle tanındığı fakat korunmadığı bir devlete hukuk devleti diyemeyiz. Koruyucu mekanizmalar bakımından hukuk devletinin olmazsa olmaz şartı, yargısal denetimin varlığıdır. Hukuk devletinin gereği olarak Anayasa Mahkemesinin, idari ve adli yargı yerlerinin denetimleri çok önemlidir. Fakat insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için yargısal denetim dışında da koruyucu mekanizmalara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, dünyada her bir ülke, insan haklarına verdiği değer oranında birçok ulusal koruyucu mekanizmalar oluşturmuştur. Son yıllarda dünyada, İnsan haklarının değişik yollarla korunmasının ötesinde ayrıca salt insan haklarını koruma amaçlı ulusal koruma kurumları oluşturulması süreci başlamıştır. Bu yönde dünyada birçok ülke, ulusal insan hakları kurumunu Paris Prensipleri çerçevesinde kurmuştur. Günümüzde ulusal insan hakları kurumlarına sahip olmak, insan hakları alanında işbirliğinin ve insan haklarına saygılı devlet olmanın gereklerinden kabul edilmektedir.

      Bu kapsamda ülkemizde de 1990'lı yılların başında başlayan ulusal insan hakları koruma mekanizmalarının oluşturulması süreci halen devam etmektedir. 2012 yılında kurulan Türkiye İnsan Hakları Kurumu, yeni gelişmeler ve tartışmalar sonucunda 2016 yılında yeni bir Kanunla kaldırılmış ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulmuştur
      Bu çalışma, yeni oluşturulan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun idare hukuku açısından incelenmesi ihtiyacını gidermeye yönelik bir çalışmadır. İnsan hakları, eşitlik ve kamu tüzelkişiliği konuları idare hukukunun genel esasları diyebileceğimiz konuları içerisinde incelenmektedir. Bu ilkeler aynı zamanda idare hukukuna yön veren ilkeler arasında da yer alır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, kuruluşu, görevleri, işleyişi, teşkilat yapısı vb. idare hukuku açısından öne çıkan yönleriyle ele alınacaktır.

      Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde insan hakları ve insan haklarının korunması konusu üzerinde durulmuştur. Dikkat çekmek adına, önemli sayılabilecek bazı belgelerde yer alan insan hakları listelenmiştir. İnsan haklarının korunması yollarından da öne çıkanlar biraz daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yeni bir kamu tüzelkişisi olarak, oluşum sürecinden başlayarak, 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu kapsamında ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat