Türkiye'de Devlet ve Sınıflar
Bu kitap bir tarih yorumu ya da başka bir deyişle, belli bir toplumsal oluşumun analizi yoluyla bazı makro - sosyolojik soruları aydınlatmayı amaçlayan bir tarih çalışması. Türkiye tarihi böyle bir çalışmaya epeyce bol malzeme sağlıyor. Osmanlı İmparatorluğu, kapitalizmle bütünleşme süreci içinde geriledi ve çeşitli milliyetçi ayrılık hareketlerinin başarıya ulaşması sonucu parçalandı. Kapitalizmle bütünleşme, geleneksel bürokrasiye rakip bir burjuva sınıfını ortaya çıkardı. İmparatorluk parçalanırken, yeni bir ulus devleti kurup bu devleti modernleştirmeye koyulan, burjuvazi değil, bürokrasiydi. Her ne kadar yeni devlete hakim olan bürokrasi idiyse de, gelişen burjuvazi otoriter rejimi gittikçe daha çok tehdit eder oldu.
İktisadi politika açısından, bürokrasi iki savaş arası dönemin devletçiliğiyle özdeşleşmişti. 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, Amerikan hegemonyası altında bir liberalizmin ortaya çıktığı ve burjuvazinin kendi partisinin iktidara geldiği görüldü. 1960'lardaki ve 1970'lerde uygulanan ithal ikamesine dayalı sanayileşme, kapitalist ilişkilerin zamanla üstünlük kazanmasına ve kapitalist bir devletin oluşmasına yol açtı. Elinizdeki kitabında Çağlar Keyder, bu süreci, yani kapitalist gelişmenin ülke tarihinin özgüllükleri çerçevesinde nasıl şekillendiğini, Osmanlı devlet ve toplum mirasının dolaylı ve karmaşık yollarla Cumhuriyet'in sınıf dengelerini nasıl oluşturduğunu anlatıyor, sürecin dönemlerini ve her dönemin yapısal denge ve çelişkilerini inceliyor.
- Açıklama
Bu kitap bir tarih yorumu ya da başka bir deyişle, belli bir toplumsal oluşumun analizi yoluyla bazı makro - sosyolojik soruları aydınlatmayı amaçlayan bir tarih çalışması. Türkiye tarihi böyle bir çalışmaya epeyce bol malzeme sağlıyor. Osmanlı İmparatorluğu, kapitalizmle bütünleşme süreci içinde geriledi ve çeşitli milliyetçi ayrılık hareketlerinin başarıya ulaşması sonucu parçalandı. Kapitalizmle bütünleşme, geleneksel bürokrasiye rakip bir burjuva sınıfını ortaya çıkardı. İmparatorluk parçalanırken, yeni bir ulus devleti kurup bu devleti modernleştirmeye koyulan, burjuvazi değil, bürokrasiydi. Her ne kadar yeni devlete hakim olan bürokrasi idiyse de, gelişen burjuvazi otoriter rejimi gittikçe daha çok tehdit eder oldu.
İktisadi politika açısından, bürokrasi iki savaş arası dönemin devletçiliğiyle özdeşleşmişti. 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, Amerikan hegemonyası altında bir liberalizmin ortaya çıktığı ve burjuvazinin kendi partisinin iktidara geldiği görüldü. 1960'lardaki ve 1970'lerde uygulanan ithal ikamesine dayalı sanayileşme, kapitalist ilişkilerin zamanla üstünlük kazanmasına ve kapitalist bir devletin oluşmasına yol açtı. Elinizdeki kitabında Çağlar Keyder, bu süreci, yani kapitalist gelişmenin ülke tarihinin özgüllükleri çerçevesinde nasıl şekillendiğini, Osmanlı devlet ve toplum mirasının dolaylı ve karmaşık yollarla Cumhuriyet'in sınıf dengelerini nasıl oluşturduğunu anlatıyor, sürecin dönemlerini ve her dönemin yapısal denge ve çelişkilerini inceliyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.