Türkiye'de Tasarruflar
“Türkiye Ekonomi Kurumu 12 Aralık 1929'da kurulduğunda, 12-18 Aralık haftasını daha sonraki yıllarda ‘Tasarruf ve Yerli Malı Haftası' olarak kutlamayı kararlaştırmıştı. Bu karar, kurumun ilk tüzüğünde yer almıştı ve ilk Tasarruf ve Yerli Malı haftası 12-18 Aralık 1930 tarihinde kutlandı.
Bu haftaların önemli bir amacı, o dönemin yüksek sayılan cari açığını azaltmaktı.
12 Aralık 1934'te haftanın adı ‘Milli Ekonomi ve Yerli Mallar Haftası', 1946 yılında “Yerli Malı Haftası”, 1950 yılında “Ekonomi ve Yerli Malı Haftası” ve 1983 yılında “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” oldu. Daha sonraki yıllarda hafta, kısaca “Yerli Mallar Haftası” olarak adlandırıldı, önemini yitirdi, gündemden düştü. Asıl önemlisi, bu haftalarla öne çıkarılan tasarruf vurgusu geri plana atıldı, hatta ortadan kaldırıldı.
1930'lar Türkiye'sinin ‘tasarruf et, yerli malı kullan' söylemi, ‘dış açığa ve ardından gelen dış borçlanmaya olanak verme' düşüncesinin ürünü idi. O dönemde, tarihten gelen bir etkiyle, dış açıkların ve dış borçların ülkeyi çıkmazlara sürükleyeceği korkusu daha fazla vardı. Bu yaklaşım, 1930'larda üretimi kısıtlı bir ülkede tasarruf ederek orta vadede yatırımlar için kaynak biriktirmeyi ve bir sanayi yaratmayı da amaçlıyordu.
Tasarrufu öne çıkarmak, bazen sanıldığı gibi, eskiye özlem duymak değil, tam tersine, geleceği düşünmek ve bugünün tüketiminden bir ölçüde vazgeçip yatırım yaparak yarın daha fazla tüketebilme olanağı yaratmaktır.
Türkiye Ekonomi Kurumu'nun başlattığı “tasarruf” söylemi, zaman zaman geride kalmış gibi görünüyor. Ancak, tasarruf iktisatta önemli bir kavramdır ve yalnızca cari açıkların zorlamasıyla değil, büyüme ve istihdam konularında gündemde olmalı, tartışılmalıdır. Türkiye Ekonomi Kurumu olarak bizler için tasarruf kavramının tarihsel ve derslerle dolu bir önemi vardır. Gerçekleştirdiğimiz ‘Tasarruf Çalıştayı' bu düşüncemizin bir yansımasıdır.”
Yukarıdaki alıntı, bu satırların yazarının 12 Aralık 2007'de Türkiye Ekonomi Kurumunun 78. Kuruluş Yıldönümünde düzenlediği Tasarruf Çalıştayının açılışında yaptığı konuşmadan yapılmıştır.
Tasarruf Çalıştayında sekiz bildiri sunulmuştu. Bu bildirilerden altısı yazarları tarafından zaman içinde makaleye dönüştürüldü, editörlük işlemlerinden geçti ve bu kitapta biraraya getirildi. Bir diğer makale de, gecikmeli olarak, kitapta yer almak üzere davet edildi. Evet, yaklaşık dört sene önce yapılan çalıştay bildirilerinin kitap haline gelmesi oldukça gecikti. Bu gecikmenin birçok nedeni var, ancak bu nedenler bu satırların yazarında saklı kalacak.
Kitaptaki ilk makalede Prof. Dr. Ercan Uygur, özel, kamu ve hanehalkı tasarruflarının 1987-2006 dönemindeki seyrini ele alıyor, yıllık verilerden üç-aylık tasarrufları hesaplıyor ve özel tasarrufları açıklamak üzere, bir denklemi uzun ve kısa dönemler için tahmin edip reel kur gibi unsurlara dikkat çekiyor. İkinci makalede Doç. Dr. Kıvılcım Metin Özcan, özel tasarruf davranışlarını belirleyen bir denklem oluşturuyor, makroekonomik ve sosyal değişkenlerin yer aldığı bu denklemi 1975–2006 dönemi yıllık verileriyle tahmin ediyor ve atalet, kamu tasarrufu ve dış ticaret açığına vurgu yapıyor.
Üçüncü makalede Prof. Dr. Fatih Özatay, bütçe açıklarındaki ve kamu borçlarındaki hızlı düşüşe, yani hızlı mali konsolidasyona rağmen, Türkiye ekonomisinin 2002 -2007 döneminde nasıl olup da yüzde 7'lere varan bir büyüme hızı yakaladığı sorusuna yanıt vermeyi amaçlıyor. Dördüncü makalede Doç Dr. Oya S. Erdoğdu, mali politikaların özel tasarruflar üzerindeki olası etkilerini, bu politikaların reel değişkenlere doğrudan yön vermesini ve para politikalarıyla dolaylı etkilerini incelemeyi amaçlıyor.
- Açıklama
“Türkiye Ekonomi Kurumu 12 Aralık 1929'da kurulduğunda, 12-18 Aralık haftasını daha sonraki yıllarda ‘Tasarruf ve Yerli Malı Haftası' olarak kutlamayı kararlaştırmıştı. Bu karar, kurumun ilk tüzüğünde yer almıştı ve ilk Tasarruf ve Yerli Malı haftası 12-18 Aralık 1930 tarihinde kutlandı.
Bu haftaların önemli bir amacı, o dönemin yüksek sayılan cari açığını azaltmaktı.
12 Aralık 1934'te haftanın adı ‘Milli Ekonomi ve Yerli Mallar Haftası', 1946 yılında “Yerli Malı Haftası”, 1950 yılında “Ekonomi ve Yerli Malı Haftası” ve 1983 yılında “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” oldu. Daha sonraki yıllarda hafta, kısaca “Yerli Mallar Haftası” olarak adlandırıldı, önemini yitirdi, gündemden düştü. Asıl önemlisi, bu haftalarla öne çıkarılan tasarruf vurgusu geri plana atıldı, hatta ortadan kaldırıldı.
1930'lar Türkiye'sinin ‘tasarruf et, yerli malı kullan' söylemi, ‘dış açığa ve ardından gelen dış borçlanmaya olanak verme' düşüncesinin ürünü idi. O dönemde, tarihten gelen bir etkiyle, dış açıkların ve dış borçların ülkeyi çıkmazlara sürükleyeceği korkusu daha fazla vardı. Bu yaklaşım, 1930'larda üretimi kısıtlı bir ülkede tasarruf ederek orta vadede yatırımlar için kaynak biriktirmeyi ve bir sanayi yaratmayı da amaçlıyordu.
Tasarrufu öne çıkarmak, bazen sanıldığı gibi, eskiye özlem duymak değil, tam tersine, geleceği düşünmek ve bugünün tüketiminden bir ölçüde vazgeçip yatırım yaparak yarın daha fazla tüketebilme olanağı yaratmaktır.
Türkiye Ekonomi Kurumu'nun başlattığı “tasarruf” söylemi, zaman zaman geride kalmış gibi görünüyor. Ancak, tasarruf iktisatta önemli bir kavramdır ve yalnızca cari açıkların zorlamasıyla değil, büyüme ve istihdam konularında gündemde olmalı, tartışılmalıdır. Türkiye Ekonomi Kurumu olarak bizler için tasarruf kavramının tarihsel ve derslerle dolu bir önemi vardır. Gerçekleştirdiğimiz ‘Tasarruf Çalıştayı' bu düşüncemizin bir yansımasıdır.”
Yukarıdaki alıntı, bu satırların yazarının 12 Aralık 2007'de Türkiye Ekonomi Kurumunun 78. Kuruluş Yıldönümünde düzenlediği Tasarruf Çalıştayının açılışında yaptığı konuşmadan yapılmıştır.
Tasarruf Çalıştayında sekiz bildiri sunulmuştu. Bu bildirilerden altısı yazarları tarafından zaman içinde makaleye dönüştürüldü, editörlük işlemlerinden geçti ve bu kitapta biraraya getirildi. Bir diğer makale de, gecikmeli olarak, kitapta yer almak üzere davet edildi. Evet, yaklaşık dört sene önce yapılan çalıştay bildirilerinin kitap haline gelmesi oldukça gecikti. Bu gecikmenin birçok nedeni var, ancak bu nedenler bu satırların yazarında saklı kalacak.
Kitaptaki ilk makalede Prof. Dr. Ercan Uygur, özel, kamu ve hanehalkı tasarruflarının 1987-2006 dönemindeki seyrini ele alıyor, yıllık verilerden üç-aylık tasarrufları hesaplıyor ve özel tasarrufları açıklamak üzere, bir denklemi uzun ve kısa dönemler için tahmin edip reel kur gibi unsurlara dikkat çekiyor. İkinci makalede Doç. Dr. Kıvılcım Metin Özcan, özel tasarruf davranışlarını belirleyen bir denklem oluşturuyor, makroekonomik ve sosyal değişkenlerin yer aldığı bu denklemi 1975–2006 dönemi yıllık verileriyle tahmin ediyor ve atalet, kamu tasarrufu ve dış ticaret açığına vurgu yapıyor.
Üçüncü makalede Prof. Dr. Fatih Özatay, bütçe açıklarındaki ve kamu borçlarındaki hızlı düşüşe, yani hızlı mali konsolidasyona rağmen, Türkiye ekonomisinin 2002 -2007 döneminde nasıl olup da yüzde 7'lere varan bir büyüme hızı yakaladığı sorusuna yanıt vermeyi amaçlıyor. Dördüncü makalede Doç Dr. Oya S. Erdoğdu, mali politikaların özel tasarruflar üzerindeki olası etkilerini, bu politikaların reel değişkenlere doğrudan yön vermesini ve para politikalarıyla dolaylı etkilerini incelemeyi amaçlıyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.