Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789944313582
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
400
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2010-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Türkiye'nin Göreli Gerilemesine TanılarKadını Aşağılayan Dinci Paradigmanın İflası
Yazar:
Çetin Kaya
Yayınevi : Yalın Yayıncılık
40,00TL
30,00TL
%25
Satışta değil
9789944313582
445378
https://www.kitapburada.com/kitap/turkiyenin-goreli-gerilemesine-tanilar
Türkiye'nin Göreli Gerilemesine Tanılar Kadını Aşağılayan Dinci Paradigmanın İflası
30.00
Dinimizin özellikle son yıllarda görülmemiş boyutlardaki istismarı nedeniyle toplumun cephelere ayrıldığı ve ulusumuzun birlik ve beraberliğinin bozulduğu, geleneksel sosyal örgüsünün dağıldığı ve hatta ülkemizin üniter yapısının tartışılır hale geldiği günleri yaşıyoruz. İstismar edile edile her yeniliğe karşı çıkan bir din haline getirilerek Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasını tetikleyen dinimiz, toplumun uygar ülkeleri yakalamasında bir yol gösterici olarak kullanılması gerekirken, din bezirganları tarafından tam aksine ayırıcı, kutuplaştırıcı ve demokratik laik cumhuriyetin niteliklerine başkaldırıcı bir intikam aracı olarak kullanılıyor. Fakat şirazesinden çıkmış olan bu din istismarı, İslam toplumlarını geri bırakmıştır. Batılı egemen şer güçler, İslam ülkelerini nedenli nedensiz işgal ediyorlar. Erkeklerine kadın donu giydirip köpek taklidi yaptırıyorlar ve üzerlerine işiyorlar. Hatta gururlu olarak tanınan ülkenin evlatlarının kafalarına çuval geçirip, pazar yerlerinde dolaştırıp aşağılıyorlar. Yarının anneleri olan, yoksul ailelerden derlenmiş milyonlarca küçük kız çocuklarının beyinleri, sokak aralarındaki tezgahlarda iğdiş ediliyor ve yarınlara milyonlarca zeka özürlü fakat bol kuma adayı bir kadın nesli yaratılıyor. Damarlarından asil kan akan birimler ise bu manzaraya, trene bakar gibi bakıyor. Ülkemizde hızla yayılmakta olan irtica, Türk toplumunu özgür düşünmeye ulaştıracak olan bilim-sanat sarmalının yaratacağı büyük sinerjiden yoksun bırakıyor.
Bazı akıl tutulması içinde bulunan devlet adamlarımız, şer güçler tarafından dayatılan Ilımlı İslam projesinin rüzgârıyla yelkenlerini şişirmiş, din yoluyla istismar ettikleri Türk toplumunu Araplaştırarak 6. yüzyıl Asr-ı Saadet! dönemine doğru sürüklüyorlar. Pax Romananın karbon kopyası görünümünde, Medine Sözleşmesiyle perdelenen ihanetlerle dolu Asr-ı Saadet döneminde Allah için kervan soymak mübah kabul ediliyordu. Bugün de ele geçirilen devlet ve belediyeler sanki bir kervanmış gibi kabul ediliyor; din bezirganları tarafından Allah adına, kurnaz yolsuzluklar yapılıyor. Bu arada da şeytana külahını ters giydirecek fettanca siyasi oyunlar sahneleniyor. Türkiye, bugün sinsice Batı ittifakından da koparılmaya çalışılıyor.
Bu zıvanadan çıkmış din istismarının derhal önlenmesi, genç Türkiye Cumhuriyetinin parçalanmadan sürekli ayakta kalabilmesinin olmazsa olmaz koşuludur.
Bazı akıl tutulması içinde bulunan devlet adamlarımız, şer güçler tarafından dayatılan Ilımlı İslam projesinin rüzgârıyla yelkenlerini şişirmiş, din yoluyla istismar ettikleri Türk toplumunu Araplaştırarak 6. yüzyıl Asr-ı Saadet! dönemine doğru sürüklüyorlar. Pax Romananın karbon kopyası görünümünde, Medine Sözleşmesiyle perdelenen ihanetlerle dolu Asr-ı Saadet döneminde Allah için kervan soymak mübah kabul ediliyordu. Bugün de ele geçirilen devlet ve belediyeler sanki bir kervanmış gibi kabul ediliyor; din bezirganları tarafından Allah adına, kurnaz yolsuzluklar yapılıyor. Bu arada da şeytana külahını ters giydirecek fettanca siyasi oyunlar sahneleniyor. Türkiye, bugün sinsice Batı ittifakından da koparılmaya çalışılıyor.
Bu zıvanadan çıkmış din istismarının derhal önlenmesi, genç Türkiye Cumhuriyetinin parçalanmadan sürekli ayakta kalabilmesinin olmazsa olmaz koşuludur.
- Açıklama
- Dinimizin özellikle son yıllarda görülmemiş boyutlardaki istismarı nedeniyle toplumun cephelere ayrıldığı ve ulusumuzun birlik ve beraberliğinin bozulduğu, geleneksel sosyal örgüsünün dağıldığı ve hatta ülkemizin üniter yapısının tartışılır hale geldiği günleri yaşıyoruz. İstismar edile edile her yeniliğe karşı çıkan bir din haline getirilerek Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasını tetikleyen dinimiz, toplumun uygar ülkeleri yakalamasında bir yol gösterici olarak kullanılması gerekirken, din bezirganları tarafından tam aksine ayırıcı, kutuplaştırıcı ve demokratik laik cumhuriyetin niteliklerine başkaldırıcı bir intikam aracı olarak kullanılıyor. Fakat şirazesinden çıkmış olan bu din istismarı, İslam toplumlarını geri bırakmıştır. Batılı egemen şer güçler, İslam ülkelerini nedenli nedensiz işgal ediyorlar. Erkeklerine kadın donu giydirip köpek taklidi yaptırıyorlar ve üzerlerine işiyorlar. Hatta gururlu olarak tanınan ülkenin evlatlarının kafalarına çuval geçirip, pazar yerlerinde dolaştırıp aşağılıyorlar. Yarının anneleri olan, yoksul ailelerden derlenmiş milyonlarca küçük kız çocuklarının beyinleri, sokak aralarındaki tezgahlarda iğdiş ediliyor ve yarınlara milyonlarca zeka özürlü fakat bol kuma adayı bir kadın nesli yaratılıyor. Damarlarından asil kan akan birimler ise bu manzaraya, trene bakar gibi bakıyor. Ülkemizde hızla yayılmakta olan irtica, Türk toplumunu özgür düşünmeye ulaştıracak olan bilim-sanat sarmalının yaratacağı büyük sinerjiden yoksun bırakıyor.
Bazı akıl tutulması içinde bulunan devlet adamlarımız, şer güçler tarafından dayatılan Ilımlı İslam projesinin rüzgârıyla yelkenlerini şişirmiş, din yoluyla istismar ettikleri Türk toplumunu Araplaştırarak 6. yüzyıl Asr-ı Saadet! dönemine doğru sürüklüyorlar. Pax Romananın karbon kopyası görünümünde, Medine Sözleşmesiyle perdelenen ihanetlerle dolu Asr-ı Saadet döneminde Allah için kervan soymak mübah kabul ediliyordu. Bugün de ele geçirilen devlet ve belediyeler sanki bir kervanmış gibi kabul ediliyor; din bezirganları tarafından Allah adına, kurnaz yolsuzluklar yapılıyor. Bu arada da şeytana külahını ters giydirecek fettanca siyasi oyunlar sahneleniyor. Türkiye, bugün sinsice Batı ittifakından da koparılmaya çalışılıyor.
Bu zıvanadan çıkmış din istismarının derhal önlenmesi, genç Türkiye Cumhuriyetinin parçalanmadan sürekli ayakta kalabilmesinin olmazsa olmaz koşuludur.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.