"Türk sosyolojisinde Batı ve Batılılaşma sorunu, sosyolojinin daha Türkiye'ye girişi döneminde önde gelen bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Sosyolojinin Türkiye'ye girişinden daha önce gelişen bir serüven de vardır. Tanzimatçı devlet adamlarının ve Jön Türklerin de ana kaygısı bu doğrultuda biçimlenmiştir. Bu tartışmalar II. Meşrutiyet döneminde kültür ve uygarlık sorunu etrafında, sosyolojik bir disiplin çerçevesinde gündeme getirilmiştir. Ziya Gökalp ve Ahmet Ağaoğlu Türkiye'nin yenileşmesini ve uygarlık dairesini değiştirmesini kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya koymuş ve eserlerinde bu ana temayı işlemişlerdir. Gökalp'in kültür-uygarlık ayrımını geliştirmesi, ayrıca Türkleşmek, İslamlaşmak ve çağdaşlaşmak (Batılılaşmak) üçlü seçeneğini gündeme getirmesi; Ağaoğlu'nun "üç uygarlık" (Batı, İslam ve Buda-Brahman uygarlıkları) tasnifine dayanarak Batı uygarlığına katılmayı tek alternatif olarak ortaya koyması, dönemin düşünce gündemini belirleyen tartışmalardır. Sorunun özünü, bir Doğu-İslam toplumu örneği olarak tanımlanan Türkiye'nin, mevcut kurum ve geleneklerini koruyarak dünyadaki yeni gelişmelere ayak uyduramaması oluşturmaktadır. Batılılaşma, çöküş devrinin ana problematiği olarak gündemdedir. Yaşadığımız son iki yüzyıl içinde biriken tecrübeler, dünyanın mevcut durumu ve Türkiye'de Batılılaşma girişimlerinin bugün gelip tıkandığı nokta, küresel Batı egemenliği içinde Anadolu Türk kimliğinin tartışma konusu olması ve dayanaksız kalması kitabın temel tezini yeniden ele almamızı gerekli kılıyor." -Ertan Eğribel, Ufuk Özcan "Bu eser 1919-1920 yıllarında Malta'da yazılmış ve memlekete döndükten sonra Türk Yurdu derğisinde parça parça yayımlanmıştı. Eserin konusu dünya üzerinde yan yana yaşayan üç medeniyetten birisinin, yani Batı medeniyetinin diğerlerine gelip gelmediğini ve dolayısıyla kurtuluşumuz için bu medeniyeti olduğu gibi benimsemekten başka çare olmadığını göstermekti... Gazi'nin azimli iradesiyle baştan başa Batı medeniyeti çerçevelerine girmiş olduk. Aileden devlet ve hükümet şekillerine, elbisemizden yazıya kadar, müesseselerimizi ve geçinme tartımız bakımından Batı medeniyeti zümresine girdik." Ahmet Ağaoğlu
- Açıklama
"Türk sosyolojisinde Batı ve Batılılaşma sorunu, sosyolojinin daha Türkiye'ye girişi döneminde önde gelen bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Sosyolojinin Türkiye'ye girişinden daha önce gelişen bir serüven de vardır. Tanzimatçı devlet adamlarının ve Jön Türklerin de ana kaygısı bu doğrultuda biçimlenmiştir. Bu tartışmalar II. Meşrutiyet döneminde kültür ve uygarlık sorunu etrafında, sosyolojik bir disiplin çerçevesinde gündeme getirilmiştir. Ziya Gökalp ve Ahmet Ağaoğlu Türkiye'nin yenileşmesini ve uygarlık dairesini değiştirmesini kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya koymuş ve eserlerinde bu ana temayı işlemişlerdir. Gökalp'in kültür-uygarlık ayrımını geliştirmesi, ayrıca Türkleşmek, İslamlaşmak ve çağdaşlaşmak (Batılılaşmak) üçlü seçeneğini gündeme getirmesi; Ağaoğlu'nun "üç uygarlık" (Batı, İslam ve Buda-Brahman uygarlıkları) tasnifine dayanarak Batı uygarlığına katılmayı tek alternatif olarak ortaya koyması, dönemin düşünce gündemini belirleyen tartışmalardır. Sorunun özünü, bir Doğu-İslam toplumu örneği olarak tanımlanan Türkiye'nin, mevcut kurum ve geleneklerini koruyarak dünyadaki yeni gelişmelere ayak uyduramaması oluşturmaktadır. Batılılaşma, çöküş devrinin ana problematiği olarak gündemdedir. Yaşadığımız son iki yüzyıl içinde biriken tecrübeler, dünyanın mevcut durumu ve Türkiye'de Batılılaşma girişimlerinin bugün gelip tıkandığı nokta, küresel Batı egemenliği içinde Anadolu Türk kimliğinin tartışma konusu olması ve dayanaksız kalması kitabın temel tezini yeniden ele almamızı gerekli kılıyor." -Ertan Eğribel, Ufuk Özcan "Bu eser 1919-1920 yıllarında Malta'da yazılmış ve memlekete döndükten sonra Türk Yurdu derğisinde parça parça yayımlanmıştı. Eserin konusu dünya üzerinde yan yana yaşayan üç medeniyetten birisinin, yani Batı medeniyetinin diğerlerine gelip gelmediğini ve dolayısıyla kurtuluşumuz için bu medeniyeti olduğu gibi benimsemekten başka çare olmadığını göstermekti... Gazi'nin azimli iradesiyle baştan başa Batı medeniyeti çerçevelerine girmiş olduk. Aileden devlet ve hükümet şekillerine, elbisemizden yazıya kadar, müesseselerimizi ve geçinme tartımız bakımından Batı medeniyeti zümresine girdik." Ahmet Ağaoğlu
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.