Uluslararası İnsan Hakları Hukukunda Vicdani Red ve Türkiye
Tarih boyunca ordular, itaatkar askerlere ihtiyaç duymuşlardır. Ancak her dönemde çeşitli sebeplerle savaşlara katılmayı ya da askerlik yapmayı reddedenler olmuştur. Bunun en doğrudan ve en açık ifade biçimi de vicdani red olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ise günümüzde vicdan, düşünce ve din özgürlüğü hakkının meşru bir ifadesi olarak tanınmaktadır. Dr. Özgür Heval Çınar, Türkiye'de militarizmin kökenlerini inceleyerek vicdani red hakkının Türkiye'de neden tanınmadığını ortaya koymaya çalışmaktadır. Uluslararası insan hakları hukukunun da ilgisini çeken bu durum, Türkiye'nin insan hakları yükümlülüklerini nasıl ihlal ettiğini, bunlardan nasıl uzak olduğunu açıklarken, bazı sorulara da yanıt aramaktadır: Türkiye'nin iç hukukunda vicdani red hakkını tanımamasının altında yatan sebepler nelerdir? Türkiye'nin uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülükleri nelerdir? Türk hukuku bu yükümlülükler ile hangi oranda bağdaşmaktadır ve Türkiye'nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine tam anlamıyla uyması için iç hukukta ne gibi değişiklikler yapılması gerekmektedir? Yazarın bu özgün çalışması, uluslararası ve bölgesel insan hakları hukukuna dair analizle, Türkiye'nin özellikle bu konuda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, hangi noktalarda uluslararası insan hakları hukukunun gerisinde kaldığını tespit edip, Türkiye'nin bu yükümlülüklere uyması için iç hukukunda yapması gereken değişiklikleri ortaya koymayı amaçlamaktadır.
- Açıklama
Tarih boyunca ordular, itaatkar askerlere ihtiyaç duymuşlardır. Ancak her dönemde çeşitli sebeplerle savaşlara katılmayı ya da askerlik yapmayı reddedenler olmuştur. Bunun en doğrudan ve en açık ifade biçimi de vicdani red olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ise günümüzde vicdan, düşünce ve din özgürlüğü hakkının meşru bir ifadesi olarak tanınmaktadır. Dr. Özgür Heval Çınar, Türkiye'de militarizmin kökenlerini inceleyerek vicdani red hakkının Türkiye'de neden tanınmadığını ortaya koymaya çalışmaktadır. Uluslararası insan hakları hukukunun da ilgisini çeken bu durum, Türkiye'nin insan hakları yükümlülüklerini nasıl ihlal ettiğini, bunlardan nasıl uzak olduğunu açıklarken, bazı sorulara da yanıt aramaktadır: Türkiye'nin iç hukukunda vicdani red hakkını tanımamasının altında yatan sebepler nelerdir? Türkiye'nin uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülükleri nelerdir? Türk hukuku bu yükümlülükler ile hangi oranda bağdaşmaktadır ve Türkiye'nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine tam anlamıyla uyması için iç hukukta ne gibi değişiklikler yapılması gerekmektedir? Yazarın bu özgün çalışması, uluslararası ve bölgesel insan hakları hukukuna dair analizle, Türkiye'nin özellikle bu konuda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, hangi noktalarda uluslararası insan hakları hukukunun gerisinde kaldığını tespit edip, Türkiye'nin bu yükümlülüklere uyması için iç hukukunda yapması gereken değişiklikleri ortaya koymayı amaçlamaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.