Uruk Yayılım KuramlarıTarihteki En Eski Kolonicileri Barışçılar mı Savaşçılar mı? Kuramsal Bir Değerlendirme
MÖ 4. binyılın başlangıcında Uruk adı verilen erken bir Mezopotamya Kültürü ortaya çıkar ve kısa sürede Kuzey Mezopotamya'ya yayılıp yerleşimler kurmaya başlar. Bu yayılım dünyanın bilinen en erken kolonizasyon hareketidir.
Uruk Kültürü insanlık tarihine çok önemli yenilikler kazandırmıştır. İlk kez Mezopotamya'da ortaya çıkan “erken devlet mekanizması” ve “kentler”, bu gelişmelerin hem nedeni hem sonucu olarak görülen “yazının icadı”, bölgeler arası etkileşimin önemli kollarından biri olan “kolonizasyon” bunların başında gelir.
Uruk Kültürü ile ilgili araştırmalar ilk zamanlar sadece yapılan arkeolojik kazılarda bu kültürün maddi kalıntılarının tespit edilmesi şeklindedir. Ancak bu ortaya çıkan Uruk materyal kültürünün sayısı arttıkça kuramsal çalışmalar çok daha yoğunlaşır. Bu kültür hakkında ilk sistematik çalışmayı yapmış olan Guillermo Algaze, sosyolog Immanuel Wallerstein'ın Modern Dünya Sistemi çalışmasında ilan ettiği ve bugünkü modern dünya sisteminin başlangıcı olarak nitelendirdiği kuramı Uruk Kültürüne uyarlamış ve bu kuramın getirisi olarak Uruk'un Mezopotamya'nın merkezinde güçlü bir devlet olarak ortaya çıktığını ve ihtiyacı olan hammadde için çevre bölgeler ve Kuzey Mezopotamya'yı sömürgeleştirmeye çalıştığını iddia etmiştir. Ancak buna karşı çıkan araştırmacılar yapmış oldukları kazılar ve diğer çalışmalarla hem bu kuramın doğru olup olmadığını tartışmış hem de yeni kuramlar ortaya atmışlardır.
Bu kitapta da tüm bu kuramsal çalışmaları tek bir çatı altında okuyacak ve tarihin en eski kolonicilerinin barışçıl mı yoksa savaşçıl mı olduklarını tartışan değerlendirmeler bulacaksınız.
- Açıklama
MÖ 4. binyılın başlangıcında Uruk adı verilen erken bir Mezopotamya Kültürü ortaya çıkar ve kısa sürede Kuzey Mezopotamya'ya yayılıp yerleşimler kurmaya başlar. Bu yayılım dünyanın bilinen en erken kolonizasyon hareketidir.
Uruk Kültürü insanlık tarihine çok önemli yenilikler kazandırmıştır. İlk kez Mezopotamya'da ortaya çıkan “erken devlet mekanizması” ve “kentler”, bu gelişmelerin hem nedeni hem sonucu olarak görülen “yazının icadı”, bölgeler arası etkileşimin önemli kollarından biri olan “kolonizasyon” bunların başında gelir.
Uruk Kültürü ile ilgili araştırmalar ilk zamanlar sadece yapılan arkeolojik kazılarda bu kültürün maddi kalıntılarının tespit edilmesi şeklindedir. Ancak bu ortaya çıkan Uruk materyal kültürünün sayısı arttıkça kuramsal çalışmalar çok daha yoğunlaşır. Bu kültür hakkında ilk sistematik çalışmayı yapmış olan Guillermo Algaze, sosyolog Immanuel Wallerstein'ın Modern Dünya Sistemi çalışmasında ilan ettiği ve bugünkü modern dünya sisteminin başlangıcı olarak nitelendirdiği kuramı Uruk Kültürüne uyarlamış ve bu kuramın getirisi olarak Uruk'un Mezopotamya'nın merkezinde güçlü bir devlet olarak ortaya çıktığını ve ihtiyacı olan hammadde için çevre bölgeler ve Kuzey Mezopotamya'yı sömürgeleştirmeye çalıştığını iddia etmiştir. Ancak buna karşı çıkan araştırmacılar yapmış oldukları kazılar ve diğer çalışmalarla hem bu kuramın doğru olup olmadığını tartışmış hem de yeni kuramlar ortaya atmışlardır.
Bu kitapta da tüm bu kuramsal çalışmaları tek bir çatı altında okuyacak ve tarihin en eski kolonicilerinin barışçıl mı yoksa savaşçıl mı olduklarını tartışan değerlendirmeler bulacaksınız.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.