Uzun İnce Bir Yol
Uzun uzun süzdü Meriçi. Ona diyecekleri vardı, daha çok uzun zaman önce Meriçin, diyememişti. Karaağaç köprüsünde durup ona baktığında, Mustafa Paşa köprüsünde durup, köprüyle uzun uzun konuştuğunda, Maraş köprüsünün ayaklarının dibine çöktüğünde Ona diyecekleri vardı Meriçin. Doğduğum yerlerde yetimim ben. diyecekti. Doğduğum yerlerde yalnızım ben. diyecekti. Meriçin onunla konuşmak istediğini en çok Tuncayla sularının birleştiği Evliya Kasım Paşa Camiine gittiği gece hissetmişti. O gece namazdan sonra Evliyanın kabri başında dua etmişti. Sonra Tunca kıyısında yürümüş ve Tuncanın Meriçle birleşip bir olduğu noktada durmuştu. Gökyüzünde iddialı bir bedir vardı. Bedir gökyüzünde miydi yoksa tam da bu iki suyun birleştiği yerde miydi bunu ayırmak mümkün değildi. Her taraf aydınlıktı. İşte o gece Meriç, çağlamış, çağlamış, sesli sesli akmıştı.
Aslında onun da Meriçe söyleyecekleri vardı. Bir kaç kez niyetlenmişti, Al beni götür buralardan doğduğun yere. diyecekti ama diyememişti. Yüreğim senin mahzun halinle perişandır, seni oralarda, yalnız, yetim ve öksüz bırakmayacağım. diyecekti ama diyememişti. Hele dur, sabret, şu orduyu bir düzene koyalım sonra doğduğun yerlerde birlikte oluruz. diyecekti ama diyememişti.
- Açıklama
Uzun uzun süzdü Meriçi. Ona diyecekleri vardı, daha çok uzun zaman önce Meriçin, diyememişti. Karaağaç köprüsünde durup ona baktığında, Mustafa Paşa köprüsünde durup, köprüyle uzun uzun konuştuğunda, Maraş köprüsünün ayaklarının dibine çöktüğünde Ona diyecekleri vardı Meriçin. Doğduğum yerlerde yetimim ben. diyecekti. Doğduğum yerlerde yalnızım ben. diyecekti. Meriçin onunla konuşmak istediğini en çok Tuncayla sularının birleştiği Evliya Kasım Paşa Camiine gittiği gece hissetmişti. O gece namazdan sonra Evliyanın kabri başında dua etmişti. Sonra Tunca kıyısında yürümüş ve Tuncanın Meriçle birleşip bir olduğu noktada durmuştu. Gökyüzünde iddialı bir bedir vardı. Bedir gökyüzünde miydi yoksa tam da bu iki suyun birleştiği yerde miydi bunu ayırmak mümkün değildi. Her taraf aydınlıktı. İşte o gece Meriç, çağlamış, çağlamış, sesli sesli akmıştı.
Aslında onun da Meriçe söyleyecekleri vardı. Bir kaç kez niyetlenmişti, Al beni götür buralardan doğduğun yere. diyecekti ama diyememişti. Yüreğim senin mahzun halinle perişandır, seni oralarda, yalnız, yetim ve öksüz bırakmayacağım. diyecekti ama diyememişti. Hele dur, sabret, şu orduyu bir düzene koyalım sonra doğduğun yerlerde birlikte oluruz. diyecekti ama diyememişti.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.