Kitlesel hareketler, prehistorik dönemlerden başlayarak insanoğlunun yeryüzündeki varlığını etkilemiş ve insanlık tarihini en çok etkileyen faktörlerden biri olmuştur. Bu kitlesel hareketler sonucunda ortaya çıkan sosyal, kültürel ve tarihsel etkilere kutsal kitaplardan başlayarak kil tablet, mağara resimleri ve edebi metinlerde şahit olunur. Esasen dini metinlerde Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın cennetten kovularak yeryüzünde yeni bir yaşam inşa etmelerine yer verilmiş olması, insanlığın yaşam serüveninin teolojik açıdan göç olgusuyla başladığını göstermektedir. Göç olgusunun kutsal metinlerde karşımıza ilahi bir buyruk olarak çıkmasından çok daha önceki dönemlerde kaya veya mağaralara yapılan resimler ya da destanlar aracılığıyla ifade edilmesi de göçün insanlık tarihiyle koşut olduğunun önemli bir göstergesidir. Dünyaca ünlü mağaralarda 40.000 yıl öncesine kadar tarihlenen resimlerde benzer figür ve motiflerin kullanılması bu resimlerin birbirini izleyen göç kabilelerinin arkalarından gelenlere yazdıkları mektuplar, notlar olabileceğini düşündürmektedir. Orta Asya'dan başlayarak Anadolu'ya kadar uzanan kaya ve mağara resimleri dünyadaki diğer alanları tamamlayan halkalardır. Göç ve göçten etkilenen birincil varlıkların çabaları sonucunda oluşan ve günümüze kadar ulaşan bu petroglif alanları, belirli bir göç yolunun ya da göç hattının varlığına işaret eden önemli kanıtlardır. Bu petroglif merkezlerinden Van'ın Güzelsu (Hoşap) ilçesine bağlı Yedi Salkım köyü; Gevaruk ve Tirşin prehistorik göç yollarına ilişkin önemli ipuçları barındırmaktadır. Tarih öncesi çağlardan başlayarak küreselleşme, ulaşım ve iletişim teknolojileriyle dünyamızın küçük bir köye dönüştüğü günümüze kadar etkisini arttırarak devam eden göç olgusuna Van özelinde bakıldığında göçün etkisini tarih boyunca hissettirdiği tarihi, sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi pek çok değişim ve dönüşümün yaşanmasına; etkileri günümüzde de hissedilen çok sayıda kırılmaya öncülük ettiği görülmektedir.
- Açıklama
Kitlesel hareketler, prehistorik dönemlerden başlayarak insanoğlunun yeryüzündeki varlığını etkilemiş ve insanlık tarihini en çok etkileyen faktörlerden biri olmuştur. Bu kitlesel hareketler sonucunda ortaya çıkan sosyal, kültürel ve tarihsel etkilere kutsal kitaplardan başlayarak kil tablet, mağara resimleri ve edebi metinlerde şahit olunur. Esasen dini metinlerde Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın cennetten kovularak yeryüzünde yeni bir yaşam inşa etmelerine yer verilmiş olması, insanlığın yaşam serüveninin teolojik açıdan göç olgusuyla başladığını göstermektedir. Göç olgusunun kutsal metinlerde karşımıza ilahi bir buyruk olarak çıkmasından çok daha önceki dönemlerde kaya veya mağaralara yapılan resimler ya da destanlar aracılığıyla ifade edilmesi de göçün insanlık tarihiyle koşut olduğunun önemli bir göstergesidir. Dünyaca ünlü mağaralarda 40.000 yıl öncesine kadar tarihlenen resimlerde benzer figür ve motiflerin kullanılması bu resimlerin birbirini izleyen göç kabilelerinin arkalarından gelenlere yazdıkları mektuplar, notlar olabileceğini düşündürmektedir. Orta Asya'dan başlayarak Anadolu'ya kadar uzanan kaya ve mağara resimleri dünyadaki diğer alanları tamamlayan halkalardır. Göç ve göçten etkilenen birincil varlıkların çabaları sonucunda oluşan ve günümüze kadar ulaşan bu petroglif alanları, belirli bir göç yolunun ya da göç hattının varlığına işaret eden önemli kanıtlardır. Bu petroglif merkezlerinden Van'ın Güzelsu (Hoşap) ilçesine bağlı Yedi Salkım köyü; Gevaruk ve Tirşin prehistorik göç yollarına ilişkin önemli ipuçları barındırmaktadır. Tarih öncesi çağlardan başlayarak küreselleşme, ulaşım ve iletişim teknolojileriyle dünyamızın küçük bir köye dönüştüğü günümüze kadar etkisini arttırarak devam eden göç olgusuna Van özelinde bakıldığında göçün etkisini tarih boyunca hissettirdiği tarihi, sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi pek çok değişim ve dönüşümün yaşanmasına; etkileri günümüzde de hissedilen çok sayıda kırılmaya öncülük ettiği görülmektedir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.