Varoluş ve Felsefe
Felsefî anlamda insanı kendine has bütünlüğü içinde kavramaya çalışan makale, mülakat ve bildirilerden oluşan bu kitap, Prof. Dr. Kenan Gürsoy'un daha önce “Ekzistans ve Felsefe Üzerine Görüşler” adıyla yayınlanmış olan çalışmasının genişletilmiş ve gözden geçirilmiş ikinci baskısıdır.
Bu kitapta “varoluş” da “felsefe” de, bugün adına, bugünün problemleri açısından yeniden değerlendiriliyor ve Prof. Dr. Kenan Gürsoy'un yorumuyla yeniden anlam kazanıyor. Felsefenin kadim problemlerinin incelendiği bu eserde okuyucu, İbn-i Sina'dan Sartre'a, Gabriel Marcel'den Maurice Merleau-Ponty'e uzanan bir çizgide felsefi bir yolculuğa davet ediliyor. Hareket noktası; insanın ferdî ve yaşanmış tecrübeleri çerçevesinde beliren “ben”i durumundaki “varoluş”, yani “insanın o insan olma hâli” olan ve “insan”ın özündeki asli varlık hakkında bir hükme doğru alınan bu yol; bize kendimizle karşılaşma imkânı sunuyor.
Bununla beraber, bu yolculukta, felsefenin kültürle, medeniyetle, edebiyatla, düşünce geleneklerimizle ilişkileri de yeniden irdeleniyor. Varoluşun, somut ve biricik olan kendi varlıktalığımıza referansla oluştuğunu hissettiren okumalar boyunca, evrensel anlamda felsefenin öznesi olabilmek için sağlam bir kültür ve düşünme geleneğine sahip olmanın anlamı ve değeri de fark ediliyor.
- Açıklama
Felsefî anlamda insanı kendine has bütünlüğü içinde kavramaya çalışan makale, mülakat ve bildirilerden oluşan bu kitap, Prof. Dr. Kenan Gürsoy'un daha önce “Ekzistans ve Felsefe Üzerine Görüşler” adıyla yayınlanmış olan çalışmasının genişletilmiş ve gözden geçirilmiş ikinci baskısıdır.
Bu kitapta “varoluş” da “felsefe” de, bugün adına, bugünün problemleri açısından yeniden değerlendiriliyor ve Prof. Dr. Kenan Gürsoy'un yorumuyla yeniden anlam kazanıyor. Felsefenin kadim problemlerinin incelendiği bu eserde okuyucu, İbn-i Sina'dan Sartre'a, Gabriel Marcel'den Maurice Merleau-Ponty'e uzanan bir çizgide felsefi bir yolculuğa davet ediliyor. Hareket noktası; insanın ferdî ve yaşanmış tecrübeleri çerçevesinde beliren “ben”i durumundaki “varoluş”, yani “insanın o insan olma hâli” olan ve “insan”ın özündeki asli varlık hakkında bir hükme doğru alınan bu yol; bize kendimizle karşılaşma imkânı sunuyor.
Bununla beraber, bu yolculukta, felsefenin kültürle, medeniyetle, edebiyatla, düşünce geleneklerimizle ilişkileri de yeniden irdeleniyor. Varoluşun, somut ve biricik olan kendi varlıktalığımıza referansla oluştuğunu hissettiren okumalar boyunca, evrensel anlamda felsefenin öznesi olabilmek için sağlam bir kültür ve düşünme geleneğine sahip olmanın anlamı ve değeri de fark ediliyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.