Varoluşçu TeolojiPaul Tillich'te Din ve Sembol
Paul Tillich, modern ‘Varoluşçu Teoloji‘ akımının önemli düşünürlerinden. Akıl ve iman ilkelerinden azami ölçüde istifade ederek, insan, dünya ve Tanrı‘yı bütüncül bir şemaya yerleştirmeyi amaç edinen din felsefesi, insanı eksene alan Varoluşçuluğun temel yaklaşımlarını yeniden üretme amacı taşır. Dolayısıyla Tanrı tasavvuru Tillich‘in eserlerinde bir Tanrı-insan ilişkisi sorunu olarak çıkar karşımıza. Bu yaklaşımın mantıksal sonucu olarak Tillich, klasik Teizm‘in Tanrı tasavvurunu şiddetle eleştirmiştir. Düşünüre göre, klasik Teizm için Tanrı bir mevcut, bir nesne hatta bir kavramdan ibaret olarak tasavvur edilmektedir. Söz konusu kavrayış tarzı sebebiyle Tanrı‘nın varlığı, insan düşüncesiyle özdeşleştirilmekte, dahası bu varlık bir düşünceden ibaret sayılmaktadır. Sonunda, insanın bir akıl varlığından ibaret olduğu fikri hâkim olur. Bu indirgeyici yaklaşım da, insanın seçen ve özgür biçimde kendini gerçekleştiren bir özne olduğunu iptal eder. Çünkü Tillich‘e göre, klasik Teizm‘in Tanrı‘sı, her şeyi bilen ve her şeye egemen olan bir Mutlak Varlık olduğu için bu tasavvurda insan özgürlüğü ve öznelliği için hiçbir alan bırakmamaktadır. Devasa bir âlem makinesini karşı konulmaz bir kontrol kudretiyle yöneten böyle bir Tanrı tasavvuru, insan varoluşunun bütünlük ve özgünlüğünü yok saymak ve onu kendine yabancılaştırmak anlamına gelen derin bir hata içermektedir. Bu hataya karşı Batı düşüncesinde gelişen tepkilerin modern Ateizm‘e zemin hazırladığı da hatırlanmalıdır. Nitekim Nietzsche‘nin "öldü" dediği Tanrı, klasik Teizm‘in insanın varoluşsal bütünlüğünü inkâr eden Tanrı tasavvurundan ibarettir. Böylesine şiddetle eleştirdiği rasyonel teolojinin bir tür yabancılaşma getirdiğini öne süren Tillich‘in alternatif olarak öne sürdüğü Varoluşçu Teoloji, "din, kültür ve sembol" üçlüsü bağlamında ilgi çekici içerimlere sahip görünüyor. Din felsefesi uzmanı Aliye Çınar, elinizdeki araştırmada ülkemizde çok tanınmayan bu modern Batılı teoloğun temel düşüncelerini tanıma fırsatı sunuyor okuyucuya. Varoluşçu felsefenin, teoloji ve din felsefesine uygulanması ile ortaya çıkan eleştirel düşünceler, bu çalışmada zihinsel bir imkân olarak takdim ediliyor ve okuyucu bu imkânı kullandığında bizzat Tillich‘in eleştirisine yönelmiş buluyor kendisini.
- Açıklama
Paul Tillich, modern ‘Varoluşçu Teoloji‘ akımının önemli düşünürlerinden. Akıl ve iman ilkelerinden azami ölçüde istifade ederek, insan, dünya ve Tanrı‘yı bütüncül bir şemaya yerleştirmeyi amaç edinen din felsefesi, insanı eksene alan Varoluşçuluğun temel yaklaşımlarını yeniden üretme amacı taşır. Dolayısıyla Tanrı tasavvuru Tillich‘in eserlerinde bir Tanrı-insan ilişkisi sorunu olarak çıkar karşımıza. Bu yaklaşımın mantıksal sonucu olarak Tillich, klasik Teizm‘in Tanrı tasavvurunu şiddetle eleştirmiştir. Düşünüre göre, klasik Teizm için Tanrı bir mevcut, bir nesne hatta bir kavramdan ibaret olarak tasavvur edilmektedir. Söz konusu kavrayış tarzı sebebiyle Tanrı‘nın varlığı, insan düşüncesiyle özdeşleştirilmekte, dahası bu varlık bir düşünceden ibaret sayılmaktadır. Sonunda, insanın bir akıl varlığından ibaret olduğu fikri hâkim olur. Bu indirgeyici yaklaşım da, insanın seçen ve özgür biçimde kendini gerçekleştiren bir özne olduğunu iptal eder. Çünkü Tillich‘e göre, klasik Teizm‘in Tanrı‘sı, her şeyi bilen ve her şeye egemen olan bir Mutlak Varlık olduğu için bu tasavvurda insan özgürlüğü ve öznelliği için hiçbir alan bırakmamaktadır. Devasa bir âlem makinesini karşı konulmaz bir kontrol kudretiyle yöneten böyle bir Tanrı tasavvuru, insan varoluşunun bütünlük ve özgünlüğünü yok saymak ve onu kendine yabancılaştırmak anlamına gelen derin bir hata içermektedir. Bu hataya karşı Batı düşüncesinde gelişen tepkilerin modern Ateizm‘e zemin hazırladığı da hatırlanmalıdır. Nitekim Nietzsche‘nin "öldü" dediği Tanrı, klasik Teizm‘in insanın varoluşsal bütünlüğünü inkâr eden Tanrı tasavvurundan ibarettir. Böylesine şiddetle eleştirdiği rasyonel teolojinin bir tür yabancılaşma getirdiğini öne süren Tillich‘in alternatif olarak öne sürdüğü Varoluşçu Teoloji, "din, kültür ve sembol" üçlüsü bağlamında ilgi çekici içerimlere sahip görünüyor. Din felsefesi uzmanı Aliye Çınar, elinizdeki araştırmada ülkemizde çok tanınmayan bu modern Batılı teoloğun temel düşüncelerini tanıma fırsatı sunuyor okuyucuya. Varoluşçu felsefenin, teoloji ve din felsefesine uygulanması ile ortaya çıkan eleştirel düşünceler, bu çalışmada zihinsel bir imkân olarak takdim ediliyor ve okuyucu bu imkânı kullandığında bizzat Tillich‘in eleştirisine yönelmiş buluyor kendisini.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.