Ve Selanik Düştü1912 - 1913 Balkan Savaşı ve Hezimeti
“Abdülhamid'siz Dört Yılın Hikâyesi”
1908 Jön Türk İhtilâli, 1909 Hareket Ordusu Darbesi, Sultan II. Abdülhamid'in (1876-1909) tahttan indirilmesiyle başlayan ve 1912-1913 Balkan Savaşı'na kadar geçen “dört yıllık Abdülhamid'siz dönem”, ümit edilenin tam aksine bir kaos ve çatışmaya dönüşmüştü. Bu sürecin yeni aktörü İttihâdçılar, meşrutî yönetime yeniden geçilmesi ve II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle her şeyin düzeleceğini zannediyorlardı; devlet kurtulacaktı ve Balkanlardaki ayrılıkçı hareketler ve çatışmaları bitecekti.
Fakat yanılmışlardı. Devlet adamları, iç siyasetin bütün aktörleri ve kurumlarıyla, kısır bir döngü ve çatışma sarmalına girmişlerdi. Genç subayların da bu çatışmaya çekilmesiyle, durum daha da vahim bir hâl almıştı. Osmanlı Devleti, bu şartlar altında girdiği Balkan Harbi'nde ağır bir mağlubiyete uğramıştı. Üç ay gibi kısa bir sürede Avrupa'daki son topraklarının tamamına yakını kaybedilmiş; Selanik gibi birçok şehir tek kurşun atılmadan teslim edilmiş; Müslüman halk etnik ve kültürel temizliğe uğratılmıştı. Bu şekilde Balkan Harbi, yakın tarihimizdeki hezimet ve felaketlerden biri olmuştur.
• 1908 Jön Türk İhtilâli ile başlayan yeni dönem Osmanlı'yı nasıl etkiledi?
• Balkan Savaşı'nda neler yaşandı?
•Üç ay gibi kısa bir sürede bu kadar büyük toprak nasıl kaybedildi?
• Selanik gibi önemli bir şehir tek kurşun atılmadan nasıl teslim edildi?
• Balkanlardaki Müslüman halk nasıl bir etnik ve kültürel temizliğe uğratıldı?
• Avrupalı büyük devletlerin bu savaşta takip ettikleri siyaset ve diplomasi nasıldı?
Prof. Dr. Necmettin Alkan'ın kaleme aldığı Ve Selanik Düştü: 1912-1913 Balkan Savaşı ve Hezimeti çalışması, Balkan Savaşı ve hezimetinin anlaşılmasında önemli bir boşluğu dolduruyor; bu ve benzeri sorulara verdiği cevaplarla, Osmanlı tarihinin en hassas ve kritik dönemine ışık tutuyor. Özellikle de Balkan Harbi'nin nasıl bir felaket ve hezimete dönüştüğünü, iç ve dış dinamikler bağlamında teferruatlı bir şekilde ele alan Alkan, okuyucuyu, Osmanlı'yı “hasta adam” konumuna düşüren sonun başlangıcına götürüyor.
- Açıklama
“Abdülhamid'siz Dört Yılın Hikâyesi”
1908 Jön Türk İhtilâli, 1909 Hareket Ordusu Darbesi, Sultan II. Abdülhamid'in (1876-1909) tahttan indirilmesiyle başlayan ve 1912-1913 Balkan Savaşı'na kadar geçen “dört yıllık Abdülhamid'siz dönem”, ümit edilenin tam aksine bir kaos ve çatışmaya dönüşmüştü. Bu sürecin yeni aktörü İttihâdçılar, meşrutî yönetime yeniden geçilmesi ve II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle her şeyin düzeleceğini zannediyorlardı; devlet kurtulacaktı ve Balkanlardaki ayrılıkçı hareketler ve çatışmaları bitecekti.
Fakat yanılmışlardı. Devlet adamları, iç siyasetin bütün aktörleri ve kurumlarıyla, kısır bir döngü ve çatışma sarmalına girmişlerdi. Genç subayların da bu çatışmaya çekilmesiyle, durum daha da vahim bir hâl almıştı. Osmanlı Devleti, bu şartlar altında girdiği Balkan Harbi'nde ağır bir mağlubiyete uğramıştı. Üç ay gibi kısa bir sürede Avrupa'daki son topraklarının tamamına yakını kaybedilmiş; Selanik gibi birçok şehir tek kurşun atılmadan teslim edilmiş; Müslüman halk etnik ve kültürel temizliğe uğratılmıştı. Bu şekilde Balkan Harbi, yakın tarihimizdeki hezimet ve felaketlerden biri olmuştur.
• 1908 Jön Türk İhtilâli ile başlayan yeni dönem Osmanlı'yı nasıl etkiledi?
• Balkan Savaşı'nda neler yaşandı?
•Üç ay gibi kısa bir sürede bu kadar büyük toprak nasıl kaybedildi?
• Selanik gibi önemli bir şehir tek kurşun atılmadan nasıl teslim edildi?
• Balkanlardaki Müslüman halk nasıl bir etnik ve kültürel temizliğe uğratıldı?
• Avrupalı büyük devletlerin bu savaşta takip ettikleri siyaset ve diplomasi nasıldı?
Prof. Dr. Necmettin Alkan'ın kaleme aldığı Ve Selanik Düştü: 1912-1913 Balkan Savaşı ve Hezimeti çalışması, Balkan Savaşı ve hezimetinin anlaşılmasında önemli bir boşluğu dolduruyor; bu ve benzeri sorulara verdiği cevaplarla, Osmanlı tarihinin en hassas ve kritik dönemine ışık tutuyor. Özellikle de Balkan Harbi'nin nasıl bir felaket ve hezimete dönüştüğünü, iç ve dış dinamikler bağlamında teferruatlı bir şekilde ele alan Alkan, okuyucuyu, Osmanlı'yı “hasta adam” konumuna düşüren sonun başlangıcına götürüyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.