What Men Live By - İnsan Ne İle Yaşarİngilizce ve Türkçe
“A shoemaker named Simon, who had neither house nor land of his own, lived with his wife and children in a peasant‟s hut, and earned his living by his work. Work was cheap, but bread was dear, and what he earned he spent for food. The man and his wife had but one sheep-skin coat between them for winter wear, and even that was torn to tatters, and this was the second year he had been wanting to buy sheep-skins for a new coat. Before winter Simon saved up a little money: a three-rouble note lay hidden in his wife's box, and five roubles and twenty kopeks were owed him by customers in the village.”
“Çoğu fakir köylü gibi ne kendine ait bir evi, ne de arazisi olan ayakkabıcı Simon, karısı ve çocukları ile birlikte bir köylüye ait kulübede yaşıyordu. Kazanç az, ekmek ise pahalıydı, kazandığı tüm parayı yiyecek almak için harcıyordu. Simon ve karısının kışın ortaklaşa giydikleri koyun postundan yapılmış tek bir paltoları vardı, ancak o da artık yıpranmış ve parçalanmaya başlamıştı. Simon iki yıldan beri yeni bir palto yapmak için koyun postu almak istiyordu. Kış gelmeden önce biraz para biriktirmişti; karısının gizli kutusunda üç ruble vardı ve köydeki müşterileri de ona beş ruble yirmi kopek borçluydu.”
- Açıklama
“A shoemaker named Simon, who had neither house nor land of his own, lived with his wife and children in a peasant‟s hut, and earned his living by his work. Work was cheap, but bread was dear, and what he earned he spent for food. The man and his wife had but one sheep-skin coat between them for winter wear, and even that was torn to tatters, and this was the second year he had been wanting to buy sheep-skins for a new coat. Before winter Simon saved up a little money: a three-rouble note lay hidden in his wife's box, and five roubles and twenty kopeks were owed him by customers in the village.”
“Çoğu fakir köylü gibi ne kendine ait bir evi, ne de arazisi olan ayakkabıcı Simon, karısı ve çocukları ile birlikte bir köylüye ait kulübede yaşıyordu. Kazanç az, ekmek ise pahalıydı, kazandığı tüm parayı yiyecek almak için harcıyordu. Simon ve karısının kışın ortaklaşa giydikleri koyun postundan yapılmış tek bir paltoları vardı, ancak o da artık yıpranmış ve parçalanmaya başlamıştı. Simon iki yıldan beri yeni bir palto yapmak için koyun postu almak istiyordu. Kış gelmeden önce biraz para biriktirmişti; karısının gizli kutusunda üç ruble vardı ve köydeki müşterileri de ona beş ruble yirmi kopek borçluydu.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.