%25
Yağmur Kuşları Hüseyin Arslan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059378215
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
176
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-06
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Yağmur Kuşları

Yayınevi : Ütopya Yayınevi
45,00TL
33,75TL
%25
Satışta değil
9786059378215
721039
Yağmur Kuşları
Yağmur Kuşları
33.75

Dördüncü ayağı gül ağacından, eski zamanlardan kalma tek telli cura olan köprü şiir, bu yakası hüzünlü hikayeler ve öte yakası da masallardan oluşan bir fotoğraf albümü “Yağmur Kuşları”. Alan derinliği “sığ” olmayan, tam tersine geniş açıyla çekilmiş, zengin ve “net” fonuyla, sandık lekelerinin yer yer daha da koyulttuğu sepya tonunda fotoğraflar. Bu yakada, Hikayesinden haberdar olmadığımız insan-ı kamilleriyle bizleri tanıştırmak için elimizden tutup köprünün başına bırakıveriyor yazar bizi. Eğilip curanın o tek teline dokunur dokunmaz “yağmur kuşu” beliriveriyor çakır mavisi gökte. Misafir olduğumuzdan zaar köprünün göğünde dört defa dönenmiyor, güneşe, havaya, toprağa, suya minnet ifadesi olarak dört kez ötmüyor da, sadece Karıncadağı'na yönelip yürüyeceğimiz gizli patikanın yolunu gösteriyor.

Uzaktan bilge kadının sesini duyunca anlıyoruz varacağımız yere yaklaştığımızı. Ayaklarımızın ucuna basarak yürüyoruz ki saygıda kusur etmeyelim. Zaten kitap boyunca okumuyor da dinliyoruz hissi hakim. Nevi şahsına münhasır diliyle yazar fotoğrafları canlandırıyor ve sahiplerinin anlatılarıyla baş başa bırakıyor bizi. Onlar anlatıyor artık, biz de sessizce dinliyor, tanık oluyoruz bir evvel zamana, evvel zaman insanlarına.

  • Açıklama
    • Dördüncü ayağı gül ağacından, eski zamanlardan kalma tek telli cura olan köprü şiir, bu yakası hüzünlü hikayeler ve öte yakası da masallardan oluşan bir fotoğraf albümü “Yağmur Kuşları”. Alan derinliği “sığ” olmayan, tam tersine geniş açıyla çekilmiş, zengin ve “net” fonuyla, sandık lekelerinin yer yer daha da koyulttuğu sepya tonunda fotoğraflar. Bu yakada, Hikayesinden haberdar olmadığımız insan-ı kamilleriyle bizleri tanıştırmak için elimizden tutup köprünün başına bırakıveriyor yazar bizi. Eğilip curanın o tek teline dokunur dokunmaz “yağmur kuşu” beliriveriyor çakır mavisi gökte. Misafir olduğumuzdan zaar köprünün göğünde dört defa dönenmiyor, güneşe, havaya, toprağa, suya minnet ifadesi olarak dört kez ötmüyor da, sadece Karıncadağı'na yönelip yürüyeceğimiz gizli patikanın yolunu gösteriyor.

      Uzaktan bilge kadının sesini duyunca anlıyoruz varacağımız yere yaklaştığımızı. Ayaklarımızın ucuna basarak yürüyoruz ki saygıda kusur etmeyelim. Zaten kitap boyunca okumuyor da dinliyoruz hissi hakim. Nevi şahsına münhasır diliyle yazar fotoğrafları canlandırıyor ve sahiplerinin anlatılarıyla baş başa bırakıyor bizi. Onlar anlatıyor artık, biz de sessizce dinliyor, tanık oluyoruz bir evvel zamana, evvel zaman insanlarına.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat