Şafak Pala'nın çok tutulan Siyah Işık üçlemesinin ilk kitabı Yarım Adam kısa zamanda dört baskı yaptı. Serinin ikinci kitabı olan Yarım Kadın romanı heyecan kasırgasını doruk noktalara taşıyor.
“Düzen tarafından kazanmaya gebe bırakılmış alışveriş müptelasıysan kürtaj burada sen neredesin?”
Beklenen İstanbul depreminin korkunç yıkımıyla oluşan distopyada tek makamın gücü karşısında birer birer düşen parklardan, rant ekonomisinden, Gülhane'de kurulan ekolojik köye, takas ekonomisine ve ütopyaya gizemli yolculuk…
Metropolün ortasında doğayla bir kez daha kendiliğinden bağ kurabilenlerin duygusal, düşünsel, estetiksel, kısa vadeli bölüm sonrası ve uzun vadeli kitabın sonuna yönelik olmak üzere tam beş türde merakın ince ince işlendiği dopdolu bir hikâye.
İtaat Kuvvetlerinin kötülüğüne karşı Mahatma Gandi tarzındaki şiddetsiz sanatsal direnişin felsefesi çok çalışılmış, olağanüstü heyecanlı bir kurguda acaba sonraki sayfada ne olacak duygusuyla ve sürekli sürprizlerle okuyucuyu ters köşe yaparak polisiye tadında akıcı bir dille anlatılmış.
“Bu iş öyle olmaz,” diyerek gülümsedi İstanbul. “Bu gidişle bir yayınevine gidip kitabın arka kapağına şöyle şeyler yazdıracaksın diye korkuyorum: Düzen virüsünün zayıflatılmış halini usta kalemiyle kitabına enjekte eden yazarın ilk eserini okuyarak mutlaka aşılanmalısınız. Nasıl reklam sloganı iyi oldu mu?”
“Ben fikir ya da çözüm değil, özgürlük aşılamaktan söz ediyorum,” diyerek itiraz etti Savaş. “Düzeni yıkmak yerine virüsü yok edelim diyorum. Şu anki düzenin zararlı, insan kemirici yanlarını gösteriyorum.
“Özgürlüğü anlatma, yaşa. Bardağın boş ve dolu kısımlarını iyi görüyorsun. Yalnız şu var ki bunu insan ruhu üzerinde yapmalısın çünkü kâğıt aşı tutmaz. İnsanların içinde var olmak istiyorsan, yazdıklarının içinde kaybolmalısın.”
- Açıklama
Şafak Pala'nın çok tutulan Siyah Işık üçlemesinin ilk kitabı Yarım Adam kısa zamanda dört baskı yaptı. Serinin ikinci kitabı olan Yarım Kadın romanı heyecan kasırgasını doruk noktalara taşıyor.
“Düzen tarafından kazanmaya gebe bırakılmış alışveriş müptelasıysan kürtaj burada sen neredesin?”
Beklenen İstanbul depreminin korkunç yıkımıyla oluşan distopyada tek makamın gücü karşısında birer birer düşen parklardan, rant ekonomisinden, Gülhane'de kurulan ekolojik köye, takas ekonomisine ve ütopyaya gizemli yolculuk…
Metropolün ortasında doğayla bir kez daha kendiliğinden bağ kurabilenlerin duygusal, düşünsel, estetiksel, kısa vadeli bölüm sonrası ve uzun vadeli kitabın sonuna yönelik olmak üzere tam beş türde merakın ince ince işlendiği dopdolu bir hikâye.
İtaat Kuvvetlerinin kötülüğüne karşı Mahatma Gandi tarzındaki şiddetsiz sanatsal direnişin felsefesi çok çalışılmış, olağanüstü heyecanlı bir kurguda acaba sonraki sayfada ne olacak duygusuyla ve sürekli sürprizlerle okuyucuyu ters köşe yaparak polisiye tadında akıcı bir dille anlatılmış.
“Bu iş öyle olmaz,” diyerek gülümsedi İstanbul. “Bu gidişle bir yayınevine gidip kitabın arka kapağına şöyle şeyler yazdıracaksın diye korkuyorum: Düzen virüsünün zayıflatılmış halini usta kalemiyle kitabına enjekte eden yazarın ilk eserini okuyarak mutlaka aşılanmalısınız. Nasıl reklam sloganı iyi oldu mu?”
“Ben fikir ya da çözüm değil, özgürlük aşılamaktan söz ediyorum,” diyerek itiraz etti Savaş. “Düzeni yıkmak yerine virüsü yok edelim diyorum. Şu anki düzenin zararlı, insan kemirici yanlarını gösteriyorum.
“Özgürlüğü anlatma, yaşa. Bardağın boş ve dolu kısımlarını iyi görüyorsun. Yalnız şu var ki bunu insan ruhu üzerinde yapmalısın çünkü kâğıt aşı tutmaz. İnsanların içinde var olmak istiyorsan, yazdıklarının içinde kaybolmalısın.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.