Yaşlanan İnsanlık, Gençleşen KapitalizmKrizden Önce, Krizden Sonra...
Daha önce "Nostalji ile Ütopya Arasında" başlıklı bir kitabı bulunan ve ağırlıklı olarak "Birikim" dergisinde çıkmış makaleleriyle tanınan Şükrü Argın'la yapılan bu söyleşi kitabı, tam da kapitalizmin küresel çapta şiddetli bir kriz yaşadığı dönemin ortasında, dünyanın geçirdiği köklü dönüşümlere ve Sol'un önündeki güçlükler ile imkânlara odaklanıyor.
Argın'ın günümüze dair en çarpıcı gözlemlerinden birisi, kapitalizmin dünyanın her tarafına nüfuz edip "pan-kapitalizm" evresine ulaştığı bir tarihsel kesitte ortaya çıkan siyasetin buharlaşması ve her kesimi içine alan temsil krizi. Bu sürecin asıl kökü, kapitalizmin 1960'lı ve 1970'li yıllarda geçirdiği yapısal dönüşüme dayanıyor. Önce sosyal devleti, sonra Sosyalist Blok'u alt eden dünya kapitalizmi, üretim odaklı bir kapitalizmden tüketim odaklı bir iktisadi sisteme kayıyor. Söz konusu dönüşümün en vahim tarafı, her türlü "kamusal görev yükü"nden kurtulan devletin, şiddetin özelleştirildiği bir süreçte adım adım "saf devlet"e doğru evrilmesi. Buna paralel olarak, "kamusal iyi" kavramının itici gücünden mahrum kalmış insanlığın, faşizmden de ağır sonuçlara yol açabilecek bir yola girmesi.
Büyük tehlikenin bizi beklediği yer de burası: İnsanlık giderek mecalini yitirirken, kapitalizmin her daim ataklığını devam ettirip gençleşmesi...
- Açıklama
Daha önce "Nostalji ile Ütopya Arasında" başlıklı bir kitabı bulunan ve ağırlıklı olarak "Birikim" dergisinde çıkmış makaleleriyle tanınan Şükrü Argın'la yapılan bu söyleşi kitabı, tam da kapitalizmin küresel çapta şiddetli bir kriz yaşadığı dönemin ortasında, dünyanın geçirdiği köklü dönüşümlere ve Sol'un önündeki güçlükler ile imkânlara odaklanıyor.
Argın'ın günümüze dair en çarpıcı gözlemlerinden birisi, kapitalizmin dünyanın her tarafına nüfuz edip "pan-kapitalizm" evresine ulaştığı bir tarihsel kesitte ortaya çıkan siyasetin buharlaşması ve her kesimi içine alan temsil krizi. Bu sürecin asıl kökü, kapitalizmin 1960'lı ve 1970'li yıllarda geçirdiği yapısal dönüşüme dayanıyor. Önce sosyal devleti, sonra Sosyalist Blok'u alt eden dünya kapitalizmi, üretim odaklı bir kapitalizmden tüketim odaklı bir iktisadi sisteme kayıyor. Söz konusu dönüşümün en vahim tarafı, her türlü "kamusal görev yükü"nden kurtulan devletin, şiddetin özelleştirildiği bir süreçte adım adım "saf devlet"e doğru evrilmesi. Buna paralel olarak, "kamusal iyi" kavramının itici gücünden mahrum kalmış insanlığın, faşizmden de ağır sonuçlara yol açabilecek bir yola girmesi.
Büyük tehlikenin bizi beklediği yer de burası: İnsanlık giderek mecalini yitirirken, kapitalizmin her daim ataklığını devam ettirip gençleşmesi...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.