Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Meydan Muharebesi ve Mısır Seferi
Osmanlı tarihinin Yükselme Devrine geçiş dönemindeki tarihi olayların en önemlilerden biri de hiç kuşku yok ki, Yavuz Sultan Selim dönemindeki askeri ve siyasi olaylardır. Yavuz Sultan Selim dönemi çok kısa sürmesine rağmen etkileri ve kendisinden sonraki olaylara damgasını vurması bakımından önem taşımaktadır.
Yavuz dönemi askeri ve siyasi açıdan değerlendirildiğinde devlet ve toprak bütünlüğü kavramının bu dönemde hayata geçirildiği görülmektedir. Özellikle Anadolu'nun bütünlüğü bu dönemden itibaren sağlanmaya başlamıştır.
Yavuz döneminde İran Safevi Devleti'ne, Anadolu Beyliklerine ve Memlûkler'e karşı kazanılan başarılar sonucunda Osmanlı Devleti, bir dünya devleti olma özelliğini kazanarak dönemin süper gücü olmuştur. Ayrıca dönemin yol açtığı siyasi gelişmelerinden birisi de halifeliğin Osmanlı Devleti'ne geçmesidir.
Osmanlı Devleti'ni doğudan tehdit eden büyük bir kuvvet olan İran Safevi Devleti'nin Çaldıran Meydan Muharebesi (1514) ile yenilmesi üzerine Osmanlı Orduları ilk defa Azerbaycan'a girmiş ve bilhassa Doğu Anadolu'nun fethi ve Anadolu'nun Osmanlı idaresi ile birleşmesi bu savaşla mümkün olmuştur.
Yavuz Sultan Selim ve İran Safevi Devleti hükümdarı olan Şah İsmail arasında yapılan Çaldıran Meydan Muharebesi, Osmanlı, İran ve Batı Asya tarihinin en önemli kırılma noktalarından birisidir. Günümüze kadar etkisini sürdürmüştür. İran yönündeki siyasi haritamızın bugünkü şekli, Çaldıran'da dökülen Türk kanlarıyla çizilmiştir.
Çaldıran Meydan Muharebesi ile Osmanlı Devleti'nin doğu yönü güvence altına alınmış, bunun doğal sonucu olarak da Osmanlı Devleti'nin batıda ve güneyde harekât yapması için geniş bir serbestlik alanı elde edilmiştir. Nitekim Yavuz, bu durumdan faydalanarak Mercidabık (1516) ve Ridaniye (1517) Meydan Muharebeleriyle Suriye, Filistin ve Mısır fethedilmiş, oğlu Kanuni Sultan Süleyman da daha ziyade batıya yönelme imkânı bulmuştur. Gerek Mercidabık ve gerekse Ridaniye Muharebelerinde Türk Ordusu, hedef, taarruz, emir komuta, manevra ve baskın gibi harp prensiplerinin en güzel örneklerini vermiş, sonuçta 267 yıllık Mısır Memlûk (Kölemen) Devleti'ni tarihe gömmüştür. Ayrıca Doğu Akdeniz'e, Kızıldeniz'e, Hint Okyanusu'na inilerek Kuzey Afrika yolu açılmış, Hicaz, Yemen ve Sudan devletleri de kan dökülmeden Osmanlı Devleti'nin egemenliği altına girmiştir.
Mısır'ın Osmanlı Devleti'nce fethedilmesini müteakip, Hicaz'daki Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerin anahtarları ile Kutsal Emanetleri (Hazret-i Peygamberin sancağı ile hırkası ayrıca Hazret-i Osman ile Hazret-i Ali'nin el yazıları ve 2 adet Kur'an), 6 Temmuz 1517'de Kahire'de bulunan Yavuz Sultan Selim'e teslim edilmiştir.
Bu eserde, Yavuz Sultan Selim'in izlediği askeri ve siyasi faaliyetleri ile yaptığı Çaldıran Meydan Muharebesi ve Mısır seferi, taktik ve stratejik, idari ve lojistik yönleri ile incelenmiş, sebep ve sonuçlarıyla bir bütün olarak verilmeye çalışılmıştır.
Bu kitabın, gelecek kuşaklara faydalı olmasını diliyorum.
- İzzettin Çopur
- Açıklama
Osmanlı tarihinin Yükselme Devrine geçiş dönemindeki tarihi olayların en önemlilerden biri de hiç kuşku yok ki, Yavuz Sultan Selim dönemindeki askeri ve siyasi olaylardır. Yavuz Sultan Selim dönemi çok kısa sürmesine rağmen etkileri ve kendisinden sonraki olaylara damgasını vurması bakımından önem taşımaktadır.
Yavuz dönemi askeri ve siyasi açıdan değerlendirildiğinde devlet ve toprak bütünlüğü kavramının bu dönemde hayata geçirildiği görülmektedir. Özellikle Anadolu'nun bütünlüğü bu dönemden itibaren sağlanmaya başlamıştır.
Yavuz döneminde İran Safevi Devleti'ne, Anadolu Beyliklerine ve Memlûkler'e karşı kazanılan başarılar sonucunda Osmanlı Devleti, bir dünya devleti olma özelliğini kazanarak dönemin süper gücü olmuştur. Ayrıca dönemin yol açtığı siyasi gelişmelerinden birisi de halifeliğin Osmanlı Devleti'ne geçmesidir.
Osmanlı Devleti'ni doğudan tehdit eden büyük bir kuvvet olan İran Safevi Devleti'nin Çaldıran Meydan Muharebesi (1514) ile yenilmesi üzerine Osmanlı Orduları ilk defa Azerbaycan'a girmiş ve bilhassa Doğu Anadolu'nun fethi ve Anadolu'nun Osmanlı idaresi ile birleşmesi bu savaşla mümkün olmuştur.
Yavuz Sultan Selim ve İran Safevi Devleti hükümdarı olan Şah İsmail arasında yapılan Çaldıran Meydan Muharebesi, Osmanlı, İran ve Batı Asya tarihinin en önemli kırılma noktalarından birisidir. Günümüze kadar etkisini sürdürmüştür. İran yönündeki siyasi haritamızın bugünkü şekli, Çaldıran'da dökülen Türk kanlarıyla çizilmiştir.Çaldıran Meydan Muharebesi ile Osmanlı Devleti'nin doğu yönü güvence altına alınmış, bunun doğal sonucu olarak da Osmanlı Devleti'nin batıda ve güneyde harekât yapması için geniş bir serbestlik alanı elde edilmiştir. Nitekim Yavuz, bu durumdan faydalanarak Mercidabık (1516) ve Ridaniye (1517) Meydan Muharebeleriyle Suriye, Filistin ve Mısır fethedilmiş, oğlu Kanuni Sultan Süleyman da daha ziyade batıya yönelme imkânı bulmuştur. Gerek Mercidabık ve gerekse Ridaniye Muharebelerinde Türk Ordusu, hedef, taarruz, emir komuta, manevra ve baskın gibi harp prensiplerinin en güzel örneklerini vermiş, sonuçta 267 yıllık Mısır Memlûk (Kölemen) Devleti'ni tarihe gömmüştür. Ayrıca Doğu Akdeniz'e, Kızıldeniz'e, Hint Okyanusu'na inilerek Kuzey Afrika yolu açılmış, Hicaz, Yemen ve Sudan devletleri de kan dökülmeden Osmanlı Devleti'nin egemenliği altına girmiştir.
Mısır'ın Osmanlı Devleti'nce fethedilmesini müteakip, Hicaz'daki Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerin anahtarları ile Kutsal Emanetleri (Hazret-i Peygamberin sancağı ile hırkası ayrıca Hazret-i Osman ile Hazret-i Ali'nin el yazıları ve 2 adet Kur'an), 6 Temmuz 1517'de Kahire'de bulunan Yavuz Sultan Selim'e teslim edilmiştir.
Bu eserde, Yavuz Sultan Selim'in izlediği askeri ve siyasi faaliyetleri ile yaptığı Çaldıran Meydan Muharebesi ve Mısır seferi, taktik ve stratejik, idari ve lojistik yönleri ile incelenmiş, sebep ve sonuçlarıyla bir bütün olarak verilmeye çalışılmıştır.
Bu kitabın, gelecek kuşaklara faydalı olmasını diliyorum.- İzzettin Çopur
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.