%20
Yedikıta Aylık Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 134 Ekim 2019 Kolektif
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9771308537017
Boyut
19.50x27.00
Sayfa Sayısı
80
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
Kuşe
Dili
Türkçe

Yedikıta Aylık Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 134 Ekim 2019

Yazar: Kolektif
Yayınevi : Yedikıta Dergisi
11,00TL
8,80TL
%20
Satışta değil
9771308537017
813847
Yedikıta Aylık Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 134 Ekim 2019
Yedikıta Aylık Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 134 Ekim 2019
8.80

Nakış nakış dokunan Osmanlı şehirleri, yavaş yavaş yok oluyor. Bu kayboluş hikâyesinde başı çeken şehir ise İstanbul… Asırlarca Osmanlı saltanatını uhdesinde taşıyan İstanbul, “şerefli kubbeler ve narin minareler beldesi”nden “menfaat âbideleri”nin yükseldiği bir şehir konumuna düştü.

Ecdadın tabiata uyumlu inşa ettiği âbideleri, çeşmeleri, hastaneleri gölgeleyen kibirli yapılar, dışı gösterişli gözükse de içi kan ağlayan binalar, şehrin sadece siluetini değil; doğasını, iklimini, kimyasını bozmaya devam ediyor…

Bu ay, İstanbul'un bilhassa son asırda yaşadığı “kör kazma” zihniyetini, şehirleşme anlamındaki vahim durumunu gözler önüne sermek; ecdadın emanet bıraktığı Osmanlı İstanbul'una en azından vefa borcumuzu ödemek için bu dosya mevzusunu ele aldık.

İki farklı çalışmadan müteşekkil kapak mevzumuzun ilk kısmı; Tunahan Kanıcı tarafından kaleme alınan, fetihten günümüze İstanbul'un imar tarihinde kısa bir seyahate çıkaran girizgâh yazısı… İkinci kısımda ise bu makaleyi destekler mahiyette şehir kültürü üzerine yüzlerce araştırması bulunan Arkeolog Nezih Başgelen'le yaptığımız doyurucu bir sohbet sizleri bekliyor…

Dedelerinin mirasına sözde değil özde sahip çıkan torunların yaşadığı ve yaşattığı şehirler temennisiyle, iyi ve istifadeli okumalar dileriz. Gelecek sayımızda görüşmek üzere…

  • Açıklama
    • Nakış nakış dokunan Osmanlı şehirleri, yavaş yavaş yok oluyor. Bu kayboluş hikâyesinde başı çeken şehir ise İstanbul… Asırlarca Osmanlı saltanatını uhdesinde taşıyan İstanbul, “şerefli kubbeler ve narin minareler beldesi”nden “menfaat âbideleri”nin yükseldiği bir şehir konumuna düştü.

      Ecdadın tabiata uyumlu inşa ettiği âbideleri, çeşmeleri, hastaneleri gölgeleyen kibirli yapılar, dışı gösterişli gözükse de içi kan ağlayan binalar, şehrin sadece siluetini değil; doğasını, iklimini, kimyasını bozmaya devam ediyor…

      Bu ay, İstanbul'un bilhassa son asırda yaşadığı “kör kazma” zihniyetini, şehirleşme anlamındaki vahim durumunu gözler önüne sermek; ecdadın emanet bıraktığı Osmanlı İstanbul'una en azından vefa borcumuzu ödemek için bu dosya mevzusunu ele aldık.

      İki farklı çalışmadan müteşekkil kapak mevzumuzun ilk kısmı; Tunahan Kanıcı tarafından kaleme alınan, fetihten günümüze İstanbul'un imar tarihinde kısa bir seyahate çıkaran girizgâh yazısı… İkinci kısımda ise bu makaleyi destekler mahiyette şehir kültürü üzerine yüzlerce araştırması bulunan Arkeolog Nezih Başgelen'le yaptığımız doyurucu bir sohbet sizleri bekliyor…

      Dedelerinin mirasına sözde değil özde sahip çıkan torunların yaşadığı ve yaşattığı şehirler temennisiyle, iyi ve istifadeli okumalar dileriz. Gelecek sayımızda görüşmek üzere…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat