%25
Yenilgi Tuzağı Fikret Başkaya
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789758382552
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
238
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2001-06
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Yenilgi Tuzağı

Yayınevi : Ütopya Yayınevi
50,00TL
37,50TL
%25
Satışta değil
9789758382552
389445
Yenilgi Tuzağı
Yenilgi Tuzağı
37.50

Türkiye, "Nizam-ı Cedit"ten "Güçlü ekonomiye geçiş programı"na kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı'da ortaya çıkan kapitalizme "uyum sağlamak" vardı. Nizam-ı cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, "istikrar", "yapısal uyum", şimdilerde "güçlü ekonomiye geçiş" vb... esas itibariyle sömürgeleşmenin başka kavramlarla ifadesinden ve başka araçlarla sürdürülmesinden başka bir şey değildi. Velhasıl, kapitalist gelişmenin farklı evrelerine "uyumu" ifade eden, olup-bitenleri meşrulaştıran, kavramın gerçek anlamında bir "retorikti". Dünya'nın geri kalanının da kapitalizmin ilk defa ortaya çıktığı ve ortaya çıkar çıkmaz hakim duruma gelen emperyalist ülkeler gibi olması, onlara benzemesi, iki bakımdan olanaksızdır: Birincisi, kapitalist üretim tarzı kutuplaştırıcıdır, hiyerarşi üretmeye mahkumdur; İkincisi de, herkesin Batı gibi "zengin" ve "müreffeh" olması ekolojik sınırlılık nedeniyle olanaksızdır. Artık iflas eden, iflası sürekli tekrarlanan bu yenilgi tuzağından kurtulmanın, paradigmanın iflas ettiğini kabullenmenin, velhasıl paradigmayı değiştirmenin zamanı gelmiş olmalıdır.

  • Açıklama
    • Türkiye, "Nizam-ı Cedit"ten "Güçlü ekonomiye geçiş programı"na kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı'da ortaya çıkan kapitalizme "uyum sağlamak" vardı. Nizam-ı cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, "istikrar", "yapısal uyum", şimdilerde "güçlü ekonomiye geçiş" vb... esas itibariyle sömürgeleşmenin başka kavramlarla ifadesinden ve başka araçlarla sürdürülmesinden başka bir şey değildi. Velhasıl, kapitalist gelişmenin farklı evrelerine "uyumu" ifade eden, olup-bitenleri meşrulaştıran, kavramın gerçek anlamında bir "retorikti". Dünya'nın geri kalanının da kapitalizmin ilk defa ortaya çıktığı ve ortaya çıkar çıkmaz hakim duruma gelen emperyalist ülkeler gibi olması, onlara benzemesi, iki bakımdan olanaksızdır: Birincisi, kapitalist üretim tarzı kutuplaştırıcıdır, hiyerarşi üretmeye mahkumdur; İkincisi de, herkesin Batı gibi "zengin" ve "müreffeh" olması ekolojik sınırlılık nedeniyle olanaksızdır. Artık iflas eden, iflası sürekli tekrarlanan bu yenilgi tuzağından kurtulmanın, paradigmanın iflas ettiğini kabullenmenin, velhasıl paradigmayı değiştirmenin zamanı gelmiş olmalıdır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat