Zafer Takı
“... Viyana'dan kahverengi gömleklilerin vahşetinden dolayı kaçtım. Şimdi siyah gömleklilerin cinnetinden İtalya'yı terk ettim. Başka bir yerde yeşil gömlekliler varmış. Amerika'da elbette gümüş renkliler... Yeryüzü bir gömlek çılgınlığı mı yaşıyor?
‘Öyle görünüyor. Ama bu durum kısa sürede değişecek. Hepsinin ortak rengi kırmızı olacak.'
‘Kırmızı mı?'
‘Evet, kan kırmızısı.'”
Yıl 1938. İkinci Dünya Savaşı patlak vermek üzeredir. Nazi zulmünden Paris'e kaçan Alman cerrah Ravic, sınır dışı edilme tehlikesine karşı mülteci otellerinde saklanmakta, çok düşük ücretler karşılığında iki Fransız doktorun hastalarını tedavi ederek hayata tutunmaya çalışmaktadır. Onun gibi bir mülteci olan şarkıcı Joan'la yaşadığı ilişki tüm karmaşasıyla devam ederken beklenmedik bir karşılaşma hayatının akışını bir anda değiştirir: Bir gün Paris sokaklarında dolaşırken Nazi hapishanesinde türlü işkencelerine maruz kaldığı Gestapo subayı Haake'yle karşılaşır ve önünde intikam hissiyle yüklü bambaşka bir yol açılır. Başkahramanın karmaşık ruhsal dünyasını büyük bir ustalıkla yansıtan Erich Maria Remarque, Zafer Takı'yla dönemin faşist terörüne başkaldıran edebi bir anıt inşa ediyor.
“Modern edebiyatta eşine az rastlanır türden tarihi bir tanıklık ve bir aşk rapsodisi.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung
- Açıklama
“... Viyana'dan kahverengi gömleklilerin vahşetinden dolayı kaçtım. Şimdi siyah gömleklilerin cinnetinden İtalya'yı terk ettim. Başka bir yerde yeşil gömlekliler varmış. Amerika'da elbette gümüş renkliler... Yeryüzü bir gömlek çılgınlığı mı yaşıyor?
‘Öyle görünüyor. Ama bu durum kısa sürede değişecek. Hepsinin ortak rengi kırmızı olacak.'
‘Kırmızı mı?'
‘Evet, kan kırmızısı.'”Yıl 1938. İkinci Dünya Savaşı patlak vermek üzeredir. Nazi zulmünden Paris'e kaçan Alman cerrah Ravic, sınır dışı edilme tehlikesine karşı mülteci otellerinde saklanmakta, çok düşük ücretler karşılığında iki Fransız doktorun hastalarını tedavi ederek hayata tutunmaya çalışmaktadır. Onun gibi bir mülteci olan şarkıcı Joan'la yaşadığı ilişki tüm karmaşasıyla devam ederken beklenmedik bir karşılaşma hayatının akışını bir anda değiştirir: Bir gün Paris sokaklarında dolaşırken Nazi hapishanesinde türlü işkencelerine maruz kaldığı Gestapo subayı Haake'yle karşılaşır ve önünde intikam hissiyle yüklü bambaşka bir yol açılır. Başkahramanın karmaşık ruhsal dünyasını büyük bir ustalıkla yansıtan Erich Maria Remarque, Zafer Takı'yla dönemin faşist terörüne başkaldıran edebi bir anıt inşa ediyor.
“Modern edebiyatta eşine az rastlanır türden tarihi bir tanıklık ve bir aşk rapsodisi.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.